20 Mayıs 2024 Pazartesi
İstanbul 22°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Önce döviz artışı değil fiyat istikrarı

BİRKONFED Başkanı Ünsal, ‘Dövizi ne kadar yükseltseniz de fiyat istikrarını kuramadıkça, üretici yüksek maliyetler altında ezilecektir.’ dedi. İTO Meclis Üyesi Evin ise ‘Yüksek faizin insanları üretime değil faizden kazanca yönlendirdiğini belirtti

Önce döviz artışı değil fiyat istikrarı
A+ A-
EKONOMİ SERVİSİ

Son günlerde ihracat sektörlerinin temsilcileri sık sık döviz kurunun, enflasyonun altında kaldığını ve uluslararası rekabette güçlenebilmek için döviz kurunun artması gerektiğini dile getiriyor. Ancak ekonomideki dolar bağımlılığı nedeniyle dövizdeki artış, üretim maliyetlerinde ve enflasyonda artışa neden oluyor. Farklı bir bakış açısıyla döviz kuru artışı yerine üretim maliyetlerinde düşüşün sağlanıp sağlanamayacağını ve üretim maliyetlerinin düşmesi için neler yapılması gerektiğini sanayicilere sorduk.

UCUZ ENERJİ SAĞLANMALI

Aydınlık’a konuşan Birleştirici İş Dünyası Konfederasyonu (BİRKONFED) Genel Başkanı Osman Ünsal, en büyük problemlerinden birinin, ithalat bağımlılığı olduğunu ifade etti. Dövizin sürekli yükselmesinin maliyet enflasyonun artıracağını ve sanayi sektörü için çözüm değil yeni sorunlar yaratacağını belirten Ünsal, şu değerlendirmeyi yaptı:

Önce döviz artışı değil fiyat istikrarı - Resim : 1

“Hükümetin üreticiyi destekleyecek çalışmalar yapması lazım. Bunun en başında enerji giderlerinde indirim geliyor. İkinci olarak da piyasa istikrarının oluşturulması geliyor. Dövizi yükseltirseniz yükseltin fiyat istikrarını kuramadığınız sürece, üretici yüksek maliyetler altında ezilecek. Üreticiye enerji desteği ve lojistik destek sağlanarak uluslararası piyasada rekabet gücümüzü yükseltmemiz gerekir. Türkiye’yi üretim, ihracat, gıda ve tarım sektörü ayakta tutuyorsa ucuz enerji kaynaklarının sunulması lazım.

KONKORDATO İLANLARI BAŞLADI

“Bunun haricindeki yöntemler üreticiye hiçbir katkı sağlayamayacak. Bir süre sonra firmalar ayakta duramayacak. Yavaş yavaş konkordato ilanları başladı. Türkiye’nin ayakta kalabilmesi için hükümetin; ihracatçının, sanayicini, çiftçinin, tüm üreticilerin kalkınmasını sağlayacak bir reform paketi hazırlaması gerekiyor. Bu yüzyıl ‘Türkiye Yüzyılı’ olacaksa eğer ekonominin tamamen üretim ve üretici merkezli olması gerekiyor.”

İHRACAT İVME KAYBEDİYOR

Hükümetin dövizi frenlemesi, ihracatçının pazar kaybına neden olduğunu öne süren İstanbul Ticaret Odası Üyesi ve Luigi Deri Yönetim Kurulu Başkanı Musa Evin, “Rakiplerimizin üretim maliyetleri bizden çok aşağıda. Böyle olunca rakiplerimiz avantaj kazanıyor, ihracatımız ivme kaybediyor. Pandemi sonrası Çin'in tekrar sahneye çıkması bizi olumsuz etkiledi.” diye konuştu.

Önce döviz artışı değil fiyat istikrarı - Resim : 2

Dolar kurunun sürekli yükselmesi nedeni ile sanal kârların ortaya çıktığını ve bunun önlenmesi gerektiğini dile getiren Musa Evin, şu ifadeleri kullandı: “İthal ettiğimiz ham maddeleri ürettikten sonra geçen sürede dövizin yükselmesi, iç piyasaya veya ihracata sattığımız ürünlerde sanal bir kâr çıkarıyor. Bunun önüne geçilmesi için düzenleme gerekiyor. Yani enflasyon oranında ürünün fiyatının artması veya dövizle aldığımız ham maddeyi ürün haline getirip sattığımızda sattığımız gündeki kurun kabul görmesi gerekmektedir.”

KREDİYE ULAŞIM İMKANSIZ

Üretimin gelişmesi için en büyük girdi kalemi olan enerji maliyetlerinde destek gerektiğini söyleyen Evin, şöyle devam etti:

“Enerji maliyetleri ve işçilik maliyetlerindeki vergi yüküne destek verilmesi gerekiyor. Bunların üzerine bir destek gelirse ihracatın önü açılacak. Cari fazla veren tek sektör deri sektörü. Ham maddeyi alıp işleyip katma değer üretiyoruz. İhracatta kilogram bedeli en yüksek sektörlerden biriyiz. Bunların da göz önüne alınarak pozitif bir ayrımcılık yapılmasını bekliyoruz.

Krediye ulaşımımız da imkansız boyutlarda. Aldığımız kredi maliyetleri çok yüksek. Bu durum şirketlerin batmasına neden olacak. İhracatçıya devamlı düşük faizli kredi sözü veriliyor. Fakat benim sektörümde bu kredileri alan kimse yok. Yüksek faizli kredi, üretimin önünde bir engel oluşturuyor. Ülkemizde maalesef üretici olmak çok zor. Sistem insanları kolay yönden para kazanmaya yönlendiriyor. Yüksek faiz insanları üretime yatırım yapmak yerine paralarını bankaya yatırmaya yönlendiriyor.”

1 YILDA 200 BİN İSTİHDAM KAYBI

Önce döviz artışı değil fiyat istikrarı - Resim : 3

İhracat rekabet gücünün korunmasının, döviz kurunda artış yaşanmadan sağlanamayacağını iddia eden Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör Meclis Başkanı Şeref Fayat, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Enflasyonun çok yüksek olduğu bir ortamdayız. Girdi maliyetleri artmaya devam ederken kurdaki baskılara devam edilirse maliyetleri düşürmemiz mevzubahis değil. Sektör daha da büyük sıkıntılar yaşayacak gibi görünüyor. Çünkü anlaşıldığı kadarıyla maliyetler artmasın, enflasyon daha da yükselmesin diye yerel seçimlere kadar kurdaki baskı devam edecek, kur yatay seyredecek. “Maliyetlerindeki artışla devam ettiği müddetçe ihracatçılar kar edemez, üretemez. Önemli bir miktarda istihdam kaybı yaşanmaya başladı. Hazır giyimde son bir yıl içerisinde 200 bine yakın istihdam çıkışı oldu. Yıl sonuna kadar bir miktar daha devam edecek. Yeni yılda, seçimden sonra dolar kuru enflasyonla paralel bir noktaya getirilirse ve ana pazarımız olan Avrupa Birliği resesyondan kurtulursa bir rahatlama olacaktır. Önümüzdeki sene bahar aylarına kadar hazır giyim sektörünün önü karanlık görünüyor.”

Üretim Kredi Faiz Döviz ihracat