20 Mayıs 2024 Pazartesi
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Fesih TBMM'nin görevi: Ertelenemez, ihmal edilemez

Vatan Partisi Öncü Kadın İstanbul İl Başkanı Şükran Ulusoy ve bir grup partili, dün Kadıköy İskele önünde kitlesel bir basın açıklaması yaptı.

Öncü Kadın isyanı: İstanbul Sözleşmesi bize yaramaz TBMM çekilme kararı alsın
A+ A-
TOPLUM SERVİSİ

TBMM’ye İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kakrarı alması için çağrısında bulunan Ulusoy, ‘Bu karar kadını koruyacaktır ve kadına şiddetle mücadeleyi güçlendirecektir. Bugün Batı merkezlerinin bile isyan etmeye başladığı eşcinsellik dayatmasına dur diyecektir‘ dedi.

Vatan Partisi Öncü Kadın, İstanbul Sözleşmesi’ne karşı bir adım daha attı. Dün İstanbul Kadıköy’de, İskele önünde bir basın açıklaması yapan İl Başkanı Şükran Ulusoy, Partisinin ilk günden beri bu Sözleşmeye karşı olduğunu vurguladı. Sözleşmeden çekilme kararını desteklediklerinin altını çizen Ulusoy, hukuki olarak TBMM kararının gerekli olduğuna dikkat çekti.

TEK YENİLİK LGBT PROPAGANDASI

“İstanbul Sözleşmesi kadına şiddeti önleyen değil kadını aşağılara iten bir sözleşmedir. Sözleşmenin, Türkiye’ye kadını aşağılayan yeni bir toplumsal model dayattığını, bu toplumsal modelle doğal olmayan cinsiyetlerin yaygınlaştırılacağını, bunların Sözleşmeye ‘toplumsal cinsiyet, toplumsal cinsiyet kimliği, cinsel yönelim‘ kavramları ile girdiğini, kimsenin itiraz edemeyeceği kadına şiddet başlığının eşcinsellik dayatmasının paravanı olduğunu belirtmiştik. İstanbul Sözleşmesi ile yenilik olarak sunulan hukuki düzenlemelerin büyük çoğunluğunun mevcut yasalarımızda yer aldığını ifade etmiş, Sözleşmenin getirdiği tek yeniliğin LGBT propagandası olduğunu söylemiştik.

HEDEFİNDE PKK VE FETÖ İLE MÜCADELE VAR

“Sözleşmenin taraflarca uygulanmasını izlemekle görevli olan GREVİO heyetinin raporunda, Türkiye’nin PKK ve FETÖ ile mücadelesinin hedef alındığını, Türk askerine ve polisine tecavüzcü iftirası atıldığını duyurmuş; Tük kadınının bu raporu yazan emperyalistlerden özgürlük dilenmeyeceğini ilan etmiştik. Televizyon programlarıyla, Türkiye’nin dört bir yanında düzenlediğimiz basın açıklamalarıyla İstanbul Sözleşmesi gerçeğini anlattık. Vatan Partisi’nin etkili mücadelesi sonuç vermiş ve ülkemiz 20 Mart 2021 günü Resmi Gazete ’de yayınlanan karara göre İstanbul Sözleşmesi’ni feshetmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu sözleşmeden çekilme kararı alması çok isabetlidir, Türkiye’nin ve kadınlarımızın geleceği için doğru bir adımdır. Ancak sözleşmeden çekilme yöntemi hukuka uygun değildir.

FESİH YETKİSİ TBMM’NİNDİR

“İstanbul Sözleşmesi’ni TBMM kabul etmiştir, sözleşmeden çekilme yetkisi de TBMM’nindir. Formül bu kadar basittir. Anayasamızın 87. ve 90. maddelerine göre TBMM uluslararası sözleşmeleri kabul etmeyi ya da bu sözleşmelerden çekilmeyi bir kanun çıkararak uygun bulur, Cumhurbaşkanı da TBMM’nin uygun bulduğu kanunları onaylar. Anayasamız, Cumhurbaşkanının uluslararası anlaşmaları onaylayabilmesini TBMM’nin onaylamayı bir kanunla uygun bulması şartına bağlamaktadır. Nitekim İstanbul Sözleşmesinin onaylanması da TBMM tarafından 24 Kasım 2011 tarih ve 6251 Sayılı Kanunla uygun bulunmuştur. Uluslararası anlaşmaların onaylanmasının uygun bulunması ve bu anlaşmaların sona erdirilmesi yasama yetkisi kapsamında bir konu olduğu için Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenemez. Sözleşmeden çekilme kararının da TBMM tarafından bir kanunla alınması gereklidir. Cumhurbaşkanı Sözleşmeden çekilmeyi kabul eden kanunu onaylamalıdır. Meclis İstanbul Sözleşmesini kabul ettiği kanuna, ‘Biz bu sözleşmeyi feshetme yetkisini Cumhurbaşkanına devrediyoruz‘ şeklinde bir hüküm koysaydı Cumhurbaşkanı kararnamesi ile çekilmek mümkün olurdu. Ancak, İstanbul Sözleşmesi’ni kabul eden kanunda böyle bir hüküm yoktur. Türkiye, İstanbul Sözleşmesinden TBMM kararıyla çekilmelidir. Fesih kararı yayınlanır yayınlanmaz, Sözleşmeden çekilme yönteminin hukuka uygun olmadığı ve bu hatanın düzeltilmesi gerektiği Genel Başkanımız Sayın Doğu Perinçek ve Partimizin kadın kolları Öncü Kadın tarafından açıklanmıştı.


DANIŞTAY KARARINI BEKLEMEYELİM

İstanbul İl Başkanı Ulusoy, basın açıklamasında hukuki boyutlara dikkat çekti ve Meclis’e şu çağrıyı yaptı: “Şu an, hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle fesih kararının iptali talebiyle açılan davalar sürmektedir. Danıştay geçtiğimiz ay bu davaları görüşmüştür, bu ay da görüşmeye devam etmektedir. Sayın TBMM Başkanımız ile Ak Parti ve MHP Meclis gruplarına sesleniyoruz. Danıştay Kararını beklemeyelim. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını Mecliste alalım. Hızla bir kanun teklifi hazırlanarak TBMM’ye getirilmeli ve Türkiye İstanbul Sözleşmesinden çekilmeyi Meclis kararıyla kabul etmelidir. Ardından da Sayın Cumhurbaşkanımız kararı onaylamalıdır. Vatan Partisi olarak kadınlarımızı, çocuklarımızı, toplumumuzu koruma sorumluluğunu omuzlarımızda hissediyor, Gazi Meclisimizi göreve çağırıyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi İstanbul Sözleşmesinden çekilme kararı alarak; kadını koruyacaktır ve kadına şiddetle mücadeleyi güçlendirecektir. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme yetkisi ve sorumluluğu Meclisimizdedir. Bu görev ertelenemez ve ihmal edilemez. TBMM, hiç vakit kaybetmeden İstanbul Sözleşmesinden çekilme kararı almalıdır.”

Vatan Partisi LGBT TBMM istanbul sözleşmesi öncü kadın istanbul sözleşmesi öldürür