16 Mayıs 2024 Perşembe
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Perdesi yamalı anti emperyalist

Hepimizin boğazını düğümleyen haber: Ferhan Şensoy’u yitirdik. Bu ‘olması mümkün olamaz bir durum.’ Bugüne dek, ürettiği eserler, yarattığı karakter ve tiplemeler, aydın namusu nedir sorusuna verdiği eylemli cevaplarıyla Türk halkının hafızasına kazınmış biri yiter mi?

Perdesi yamalı anti emperyalist
A+ A-
ÇAĞDAŞ CENGİZ

Hayatımda ilk kez 2010 senesinde tanıştım kendisiyle. Filmlerde ve sahnede gördüğüm Ferhan Şensoy’un ta kendisi. Her cümlesinde aynı sivri, mizahi dil, kahkaha patlaması yaratan espriler ve perdeden hissettirdiğinin de ötesinde bir insan sıcaklığı. İşte bu insan sıcaklığını birebir hissetme imkanı yitirilen. Onun dışında devasa bir birikim var, asla yitmeyecek.

BATIDAN GELİP KÖKÜNE SARILMAK

Arkasında bıraktığı büyük mirası tanımlamak çok zor. Belki şu ifadelerle deneyebiliriz. Yazdığı oyunları, kitapları, besteleri üst üste koysak, o görkemli Ses Tiyatrosu'nun muhteşem tavanına ulaşır ve onu aşardı. Her bir kelimesi ve notası, emekçi halkın safında, Atatürk Türkiye'si mevzisindeydi.

Fransa'da, Kanada'da tiyatro eğitimini üstadlardan almış, en ses getiren tiyatro ekiplerinde oyunculuk ve metin yazarlığı yapmış, popüler bir isimken, aklında hep vatanı vardı. Aklı fikri Türkiye’ye dönmek, bütün birikimini Türkiye’ye taşımak ve geliştirmekteydi. Ama ‘Batı’yı taklit ederek, ‘Batı’yı süsleyip pazarlayarak yapmadı bunu.

Ferhan Şensoy, tiyatrosunun adı gibi bir Orta Oyunucu’ydu. Odağında, Türk milletinin 1000 yılı aşan köklerindeki o hikaye anlatıcılığı vardı. O birikimi, insanlığın birikimiyle buluşturan bir çizgide tiyatro yapmayı esas aldı. Kimi, sözde aydınlar gibi Batı’dan öğrendiği çeşitli teknikleri, sürekli bıktırıcı bir şekilde ve ucuz bir içerik yığınıyla tekrar edip piyasa sunarak, küpünü doldurmaya çalışanlardan olmadı.

‘Şehr-i Komik’ti. İstanbul’da Ses Tiyatrosu’nda ve turnelerle bütün Anadolu ve Trakya’da sahnelediği oyunlar, Dede Korkut’tan, Nasreddin Hoca’ya, Karagöz’den Kel Hasan’a dek süzülüp gelen mirasın bügünkü doruklarındaydı. Eserleri, Geleneksel Türk Tiyatrosu’nu çağdaş seviyenin de üzerine çıkarma anlayışının ürünüydü. Bütün birikimini bu topraklara hasretti. Geleneksel Türk Tiyatrosu'nun efsanesi oldu.Perdesi yamalı anti emperyalist - Resim: 1

ŞENSOY’UN SÜPER KAHRAMANI: BAKKAL

Zekasını, Türk halkının hizmetine sundu. Kalbi hep emekçiler için attı. Bunu oyunlarının isimlerinde bile görürsünüz. “Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı”. Belki de Türk tiyatrosunun en nitelikli Emperyalist-Kapitalist sistem eleştirilerinden birisidir o oyun. Holywood’da seri üretim ‘Süper Kahramanlar’la göz bağlayan süpermarketçi emperyalist-kapitalizmin karşısında Şensoy’un kahramanı ‘Bakkal’dı.

Brecht’in Üç Kuruşluk Operası’nı uyarlarken de John Gay’in “Dilenciler Operası”na yaklaşıyorum der Şensoy ve ekler; “Örneğin 267 yıl önce oynanan özgün eserde Sustalı Mack, halk dostu bir eşkıya iken, Brecht’te sıradan bir hırsızdır. Bizim binbela Mahmut da Kemalist bir gangsterdir. Ama Brecht’ten çok uzaklaşmıyoruz, bizim oyunumuzda da yanlış karakterler doğru şeyler söylüyor. Ve fakat “Üç Kuruşluk Opera” bir opera değildir. Bir Brecht ‘çalışması” değildir. Brecht’in Kel Hasan Efendi’ye yakın olduğu kadar epik bir ortaoyunudur." Oyun 1980’ler itibariyle yükselişe geçen Mafyakrosi’yi yererken, bir taraftan yine 1980’lerin Gardırop Atatürkçülüğü’ne karşı gerçek Atatürk’ü bir mafya lideri ağzından aktarıyordu. Şensoy’un zekası ve entellüktüel birikimi, halk içinden karakter ve tiplerin dilinde, diyaloglarında ve ilişkilerinde kendisini en çarpıcı biçimde gösteriyordu.

MÜZİK GRUBU İHRAÇ EDEN TİYATRO

“Şahları da Vururlar” oyunu, 80’li yılların başında Türkiye’de muazzam ses getirdi. Oyunun en sevilen şarkılarından birisi ‘’Ele Güne Karşı Yapayalnız’’dı. Fuat ve Özkan’ın oyunda söylediği bu bestenin sözlerini Mazhar değiştirdi. MFÖ, “Şahları da Vururlar” oyunundan çıktı.

Daha sonra Nejat Yavaşoğulları oyunda görevi devraldı. Oradan da Bulutsuzluk Özlemi çıktı. Yani bir tiyatro oyunun düşünün, 586 kez sahneleniyor ve içinden Türkiye’de müzik grupları dediğinizde ilk akla gelecek on gruptan ikisi çıkıyor. Bu, Ferhan Şensoy Tiyatrosu’nun gücünü de gösteren bir gerçek. Unutmadan ekleyelim. Ferhan Şensoy’un 800’e yakın bestesi var, 30’a yakın da kitabı. Bir o kadar da, yazılıp, dosyalanmış, son kontrolleri yapılarak baskıya verilecekler var. Sıradan birkaç ömre sığmayacak kadar, çalışkanlığın, zekanın, yaratıcılığın resmi bu.

ORTA YOLCULUK YOK, ORTAOYUNCULUK VAR

Ferhan Şensoy, sanat birikimi ve üretimiyle zirvede bir isim. Yalnızca sanatsal üretimi onu bir efsane yapmaya yeter. Ancak, Ferhan Şensoy, sistem eleştirisini salt karakter ve tiplerine yahut şarkılarına bırakmadı. Kelleyi koltuğuna alarak mücadele içinde geçirdi ömrünü. Kültür Bakanlığı ödeneği kesmiş, bilmem ne belediyesi artık oyununu getirmiyormuş, umrunda olmazdı.

Kritik süreçlerde net tavır aldı. ABD, AB, FETÖ, PKK, BOP, Soykırım Yalanı, Atatürk Düşmanlığı… Hepsinin karşısına dikildi. Sistem partilerine meyletmedi. Oy verme çağrısını hep sistemin dışına yaptı. Hepsinden çok da Vatan Partisi’ne, Aydınlıkçılara…

Zor günlerin sanatçısıydı. Ergenekon tertipleri mi başladı, hemen mevziye girdi. Aydınlık Gazetesi'nden attığı köşe vuruşları, FETÖ'cülerin kale ağlarını deldi geçti. Doğu Perinçek dışarı çıkana kadar yazacağım dedi. Dediğini yaptı. Sonra asıl görev alanına, tiyatroya döndü. Sağlığı onu zorlasa da sahneyi, kalemini bırakmadı.

Hayatının 41 yılını Ses Tiyatrosu’nu ayakta tutmak için verdi. Şikayet etmeden, üreterek, çalışarak ve kimseye eyvallah etmeden. Ne devlete, ne ‘muhalefet’ belediyelerine bel bağladı. Lafını kimseden sakınmadı. Bizden de. TGB Genel Başkanı olduğum, Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni olduğum, Vatan Partisi Sanat Bürosu Başkanı olduğum dönemlerde konuştuk, görüştük. Her görüşmede ne desteğini esirgedi bizden, ne de eleştirilerini. İtirazlarımızı da dinledi. Hükümete, sistem partilerine eleştirilerini meydanda yapardı. Dostlarına eleştirilerini bire birde. Ama hiçbir zaman tavırsız, silik, batı aşığı sözde aydınlardan olmadı.

Orta yolculukla ömrünü geçiren sözde aydınlara protestodur hayatı. Meydanda konuşur. Lafını ortaya koyar, oyunu ortada oynar. Kenara köşeye kaçmaz. ABD'ye ayar verir, AB'ye ‘zırt’ çeker. Mazlum milletlere kahkaha yüklü umutlarını bahşeder.

Sözün kısası…

Orta yolcu değil, Ortaoyuncu’dur.

ŞENSOY’A ZAFER SÖZÜ

Boşluğunu doldurabilecek bir insan yok. Fakat en çok güvendiği gençler, hep değirmenine su taşıdığı vatanseverler ve devrimciler, Türkiye’nin geleceğini, düşünü üretecek yürekli sanatçılar, el ele vereceğiz. İş başı yapacağız. Onun da istediğine emin olduğum gibi ifade edeceğim. Hepimizin emeği, zekası ve alınteriyle “boşluk bırakmayacağız.”

Son anına dek, kalbi Türkiye için, Geleneksel Türk Tiyatrosu için, emekçiler için attı. O kalp durdu. Ama onun Türkiye, tiyatro ve emekçiler davası hepimizin mücadelesiyle sürecek.

Ferhan Şensoy'u bir Zafer Bayramı ertesinde, "Zafer" sözü vererek uğurluyoruz.Perdesi yamalı anti emperyalist - Resim: 2

PERİNÇEK’TEN ŞENSOY’A: RÜZGARINIZ HİÇ DİNMESİN

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, 22 Temmuz 2011 tarihinde cezaevinden usta oyuncu Ferhan Şensoy’a bir mektup yazmıştı. Yazılarıyla okuyuculara yaşam sevinci verdiğini söylediği Şensoy’a portre yazması tavsiyesinde de bulunan Doğu Perinçek’in mektubu şöyleydi:

Sayın Ferhan Şensoy,

Erdemli Kardeşim,

Yazılarınızı sevinçle ve öğrenerek okuyorum. 18 Temmuz günü yayımlanan “Martılar”, gerçek edebiyattı. Bir olaya dört yanından mı bakılır, siz sekiz yan buluyorsunuz.

Okuyanlara hep yaşam sevinci, zarafet ve derinlik veriyorsunuz, sağolun. Bu yalnız benim kanım değil. Bir örnek, Akan Duru adlı bir okuyucudan aldığım mektup. Yolluyorum.

Sahi, portre yazsanıza. Zekânız ve birikiminiz çok güzel ürünler verir bu alanda.

Cemal Süreya, benim Genel Yayın Yönetmeni olduğum 2000’e Doğru’da 99 Yüz başlığı altında portre yazmıştı; iz bıraktı. Sizinkilerin de eşsiz olacağı kanısındayım.

Örneğin Tayyip Erdoğan’la başlayabilirsiniz. Bugün Ertuğrul Özkök’ü okuyunca, siz aklıma düştünüz.

Siz Türkiye’nin en iyi portre yazarı olursunuz.

Yaratıcılar, çok yakından tanınmasalar bile, en çok özlenenlerdir.

Yüreklerimize her zaman iyimserlik ve cesaret dolduran rüzgârınız hiç dinmesin.

Özlemle candan selam ve saygılar.

Doğu Perinçek

İşçi Partisi Genel Başkanı

Son Dakika Haberleri Ferhan Şensoy perinçek mektup ANTİ EMPERYALİST YAMALI PERDE