Perinçek CHP'nin Kuzey Irak ziyaretini değerlendirdi:Barzani yönetimini ABD'ye yapıştırma çabası
Perinçek 'PKK Amerika’ya doğrudan doğruya bağlıdır. ABD olmadan PKK biter. Ama Barzani ABD’siz yapar, İsrailsiz yapar' dedi. Perinçek CHP heyetinin ziyareti için 'Öyle gözüküyor ki CHP burada Amerika’nın bir nevi aleti olarak bir ziyarette bulunuyor' diye konuştu
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Kuzey Irak bölgesel yönetimine yakınlığıyla bilinen Rudaw’ın sorularını yanıtladı. CHP heyetinin Kuzey Irak ziyaretinin Barzani yönetimini bölgeden koparıp ABD'ye yapıştırma amaçlı olduğunu söyleyen Perinçek, Suriye'de de önümüzdeki günlerde önemli gelişmeler yaşanabileceğini belirtti.
'PKK'YI BİTİRECEK SÜREÇ SURİYE'DE BAŞLIYOR'
“MİT Başkanı Hakan Fidan’ın Suriyeli mevkidaşı Ali Memlük ile Irak'ın başkenti Bağdat’ta görüşeceği söyleniyor. Buradan Türkiye’nin Suriye politikasının değişmeye başladığını ve yeniden rejime dönük bir adımın gelebileceğini okuyabilir miyiz?” sorusu üzerine Perinçek şunları söyledi:
“Öyle gözüküyor. Çünkü Dışişleri Bakanı Sayın Çavuşoğlu da Suriye ile görüş birliğinde olduklarını, PKK’ya karşı mücadelede de anlaştıklarını ifade etti. Dolayısıyla Hakan Fidan ile Suriye istihbaratının başındaki zat arasındaki görüşmeler bunun bir parçası. Sanıyorum, PKK’nın işini bitirecek bir süreç Suriye’de başlamak üzere ve bu bütün bölge ülkelerinin, bölge halklarının yani Türklerin, Kürtlerin, Arapların, Farsların yararına olacak bir gelişme.”
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a karşı duruşunun değişip değişmeyeceği yönündeki soru üzerine Perinçek, değişimin zorunlu olduğunu vurguladı. Bunun Erdoğan’ın kişiliğine bağlı bir olay olmadığını söyleyen Perinçek “Türkiye’nin Suriye ile, Irak ile, İran ile, Barzani yönetimi ile iyi ilişkiler geliştirmesi lazım. Bölgede bütün bu devletler, kurum ve kuruluşların işbirliği halinde olması lazım. Batı Asya’nın ülkeleri ve halkları bunlar. Onun için Beşar Esad ile Sayın Erdoğan arasında bazı gerginlikler olması bu tarihi sürecin önünde engel oluşturmayacaktır.” şeklinde konuştu.
'ERDOĞAN VE ESAD'IN GÖRÜŞMESİ ŞART DEĞİL'
Vatan Partisi'nin “Erdoğan ve Esad ille de görüşsün” diye bir talebi olmadığını belirten Perinçek “Türkiye ile Suriye her alanda işbirliği yapsın. Bütün bölge ülkelerinin ve halklarının yararına olan, Amerikan emperyalizmine ve İsrail Siyonizmine karşı işbirliği yapsınlar ve bölgede terörü temizlesinler. Hem etnik terörü, hem de mezhepsel ve yobaz terörünü birlikte temizlesinler. Bunu talep ediyoruz.” diye konuştu.
'SİYASETLERİMİZ TALEPLERE UYGUN VE HAYATA GEÇİYOR'
“Gelinen bu noktada (Fidan-Memlük görüşmesi) partinizin de bir çabası olduğu biliniyor. Ne kadar etkili oldunuz?” sorusu karşısında Perinçek şu ifadeleri kullandı: “Tabii en sonunda bizim siyasetimiz hayata geçiyor. Ne kadar etkili olduğumuz buradan anlaşılıyor. Çünkü biz başından beri Suriye ile Türkiye’nin işbirliğinden yanayız. Türkiye ile Irak’ın işbirliğinden yanayız. Türkiye ile Barzani yönetimindeki Kürdistan arasında da bölge ülkelerinin menfaati temelinde ve yabancıların müdahalesi dışında işbirliğinden yanayız. Bu bakımdan, sonuç itibariyle bizim savunduğumuz siyasetler bütün bölge halklarının taleplerine uygun olduğu için hayata geçiyor.”
'BÖLGEYLE İŞBİRLİĞİ YARARINA'
CHP’den üst düzey bir heyetin Kuzey Irak ziyaretini ilk başta olumlu karşıladığını ifade eden Doğu Perinçek, ancak sonradan CHP’nin “Barzani önderliğindeki Kürdistan yönetimini bölge ülkelerinden koparıp tekrar Amerika’ya yapıştırmaya yönelik bir çaba içerisinde olduğunu” gördüğünü belirtti:
“Ben ilk başta bunu memnuniyetle karşıladım. Çünkü CHP’nin Türkiye-Barzani, Kürdistan Yönetimi ilişkilerine karşı soğuk ve hatta eleştirel bir tavrı vardı. Bundan vazgeçti diye düşündüm. Fakat öyle gözüküyor ki Cumhuriyet Halk Partisi burada Amerika’nın bir nevi aleti olarak böyle bir ziyarette bulunuyor. Yani Barzani önderliğindeki Kürdistan yönetimini bölge ülkelerinden ve halklarından koparıp tekrar Amerika’ya, İsrail’e yapıştırmaya yönelik bir çaba içerisinde oldukları gözüküyor. Fakat ben şu konuda berrakım ve eminim; buna Kuzey Irak yönetimi, Kürdistan Yönetimi hiçbir zaman evet demeyecektir. Çünkü bölge ülkeleri ile işbirliği Kürtlerin de yararına ve Barzani yönetiminin de yararınadır. Yani onları aldatabileceklerine fazla bir ihtimal tanımıyorum.”
'PKK VE BARZANİ'Yİ AYIRIYORUM'
“Sizin bu kanıya varmanıza neden olan emareler nelerdir?” sorusuna Perinçek şöyle yanıt verdi:
“Şunun için diyorum; Barzani bir tabana dayanıyor. PKK ile Barzani’yi ben dikkatle ayırıyorum. Amerika’ya doğrudan doğruya bağlı olan ve mecbur olan PKK’dır. Yani PKK ABD’siz yapamaz. ABD olmadan PKK biter. Ama Barzani ABD’siz yapar, İsrailsiz yapar. Çünkü dayandığı bir halk ve taban var. Dolayısıyla onun Amerika’ya bir ihtiyacı yok. Tam tersine, Irak Kürdistan Özerk Yönetimi’nin ihtiyacı bölgede barış ve huzur olsun, bölge ülkeleri ile iyi ilişkileri olsun. Türkiye ile ilişkilerin gelişmesine özellikle önem veriyorlar. Bu da çok doğru ve akıllıca bir politika. Bu bakımdan ben Barzani yönetiminin veyahut Kuzey Irak’taki Özerk Kürdistan Yönetimi’nin bu tür Amerika planlarına evet diyeceğine ihtimal vermiyorum.”
'HATALARI AK PARTİ'YE KAYBETTİRİYOR'
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek önceki akşam Ulusal Kanal'da Sinan Sungur’un sunduğu Çıkış Yolu programında konuştu. Perinçek, Yargıtay binasının açılışında Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın dua okumasını din istismarı olarak değerlendirdi.
“Burada sorun Ali Erbaş'ta değil, hükümetimizde. Ali Erbaş'a gel burada dua oku diyen bir hükümet var. Sorumluluk hükümette ve yargıdadır. En başta da sayın Erdoğan'dadır” diyen Perinçek şöyle sürdürdü: “Bu bir din istismarıdır. Bu, Tayyip Erdoğan yönetiminin gidişatıyla ilgili çok önemli bir işaret. İniş halindeler, kaybediyorlar, kaybederken de mantıklı davranamıyorlar. Yargıtay duayla açılmaz. Duanın yeri camidir, evlerdir. Din istismarıyla bir çıkış yok. Bu çare değil, çaresizlik. Net bir şekilde görmeleri lazım. Buradan kazanacakları bir oy yok.”
Perinçek, Ali Erbaş'ın “İnanç siyasete, adalete, yargıya yansımasın diye ortalığı ayağa kaldırıyorlar” sözlerine ilişkin olarak şöyle konuştu: “Din bizim vicdanlarımızda. Anayasanın çok açık bir hükmü var: Devletin toplumsal, ekonomik, siyasal temeli ve faaliyeti din esaslarına göre yönetilemez. En güzel laiklik tarifidir. Din esaslarına göre toplum düzeni kurulamaz, yargı faaliyeti, adalet dağıtımı da din esaslarına göre olamaz. İnanç insanların gönlünde ve vicdanlarında kalacak. 7. yüzyılın kurallarıyla 21. yüzyılı düzenleyemezsiniz.”
'TÜRKİYE İTTİFAKINA ZARAR VERİYOR'
Ak Parti'nin yanlış politikaları sonucu kaybettiğini belirten Perinçek şöyle devam etti: “Kaybediyorlar. Ak Parti’nin kaybetmesini istemeyen bir dost olarak söylüyorum, çünkü karşıda Atlantik'in birtakım tuzakları var. Kalkıp 'biz din kurallarıyla adaleti ve yargıyı düzenleyeceğiz' derseniz, Biden’ın planlarına hizmet edersiniz. Türkiye çok ciddi iç bunalımlara doğru sürüklenir. Onun yanlışları, Türkiye ittifakına da zarar veriyor. Türkiye ittifakında Tayyip Erdoğan var, Cumhur İttifakı var ama Cumhur ittifakı dışında milli güçler içinde olan Vatan Partisi gibi çok önemli bir kuvvet de var. Biz Cumhur İttifakında değiliz ama Türkiye cephesindeyiz. İkisini ayırmak lazım. Sayın Tayyip Erdoğan’ın ciddi hataları var, çay paketi atmak gibi. Kıbrıs’a müjde olarak bina söylemesi gibi. Bu Kıbrıs’a karşı çok büyük haksızlık ve hor görmedir. Hem de Türkiye Cumhurbaşkanı adına müjde olmayacak bir şeydir. İki tane çimentoyla bina yapıyorsun. Bunun müjdesi olur mu?”
'ÇEVRESİNDE DALKAVUK AĞI VAR'
Cumhurbaşkanı’na etrafındaki kişiler tarafından gerçeklerin söylenmediğini vurgulayan Perinçek, üreticilerin durumuna dikkat çekti: “Malesef Sayın Tayyip Erdoğan’ın yanında ciddi bir dalkavuk ağı var, gerçeklerin ona söylenmediğini görüyorum, herkes görüyor. Mesela çiftçiye terör, elektrik terörü. Bütün Türkiye’de özellikle Güneyoğdoğu’da, Kızıltepesinde, Diyarbakırında, Mardininde, Şırnağında, Elazığında, Malatyasında, bütün Türkiye’de bir elektik terörü esiyor, çiftçi elektrik borçlarını ödeyemiyor mesela. Buralarda cesur olması lazım Tayyip Erdoğan yönetiminin. Mesela DEDAŞ’ı kamulaştıracak.
“Ak Parti bu yanlışlarda ısrar ederse ve bu sürece karşı kararlı, radikal, köktenci bir tavır almaz, bir üretim ekonomisi kurmaya yönelmez, dış politika ve güvenlik politikalarında Asya’daki mevzilerine sağlam bir şekilde oturmazsa, kaybeder. Türkiye sırtından Ak Parti’yi atar ve Türkiye yeni girdiği yönde yani Amerika'ya teslim olmayan, üretim ekonomisine yönelik, PKK’yı ve FETÖ’yü bitirme yönündeki yolunda devam eder ve ona uygun çözümler üretir.”