26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Tarım ve Kovid-19

Tarım ve Kovid-19
A+ A-
SÜLEYMAN YURDDAŞER / ZİRAAT YÜKSEK MÜHENDİSİ

Dünya Kovid-19 virüsüne odaklanmışken biz yazının başlığında tarımı öne yazdık. Tarımın önemi anlaşılmış görünüyor. Bu konuda da her konuda rol kapma ustası olanlar tarımın asli unsuru olan üretici ve ziraatçılere söz düşürmüyorlar. Hele bazı bilginlerin buğdayın kromozomunu değiştirdiği(!) gibi, hızlarını alamayıp hayvan ıslahına, barınak planlamasına kadar biliyorlar. Hele birde tarım ve hayvancılık diye başladılar mı bütün sorunlar çözülüyor. Burayı Mevlana’nın bir deyişi ile bitirelim; Mevlana hazretlerine sorarlar bunca okur-yazarsın ne bilirsin? El cevap: Haddimi bilirim.

Bu konuya hükümetimiz ve Tarım-Orman Bakanlığımız da ilgi duyup bitkisel üretimi geliştirme projesi hazırladı. Projeye 21 il dahil edilip %75’i hibeli 6.700 ton tohum dağıtarak 80 bin ton ürün elde etmeyi planlamış. Çok küçük bir adım da olsa bununun tüm ülkeyi kapsayacak ve ayağı yere basan bir proje ile hayata geçirilmelidir. Bunu biraz tahlil etmemizde yarar var sanıyorum.

İHTİYACIMIZ DAHA FAZLA

Üreticilere dağıtılacak tohumların ne olduğu açıklanmamış ama ekileceği belirtilen arazi miktarı 364 bin olarak açıklanmış. Verilecek tohumla ekileceği açıklanan arazi arasında çok uyumsuzluk var. İlkbaharda ekimi düşünülen bu tohumlar mısır ise 2.5 milyon da araziye, ayçiçeği ise 13 milyon da araziye, kuru fasulye ise yaklaşık 1.5 milyon da araziye yeter. Ayrıca Türkiye’nin 250 milyon da tarım arazisi var buna göre de çok küçük bir miktar ve alınması planlanan ürün miktarı da kayda değer bir ölçekte değildir. Bir örnek vermek gerekirse Türkiye’nin yıllık ortalama kuru fasülye tüketimi 3 milyon tondur. Diğerlerini de yazmamamıza gerek yok sanırım. Yalnız şu rakamı da vermekte yarar var ülkemizin fasülye, mısır, ayçiçeği, yem bitkileri ve sebze tohumu olarak yıllık ortalama 2 milyon ton tohuma gereksinimi vardır. Yani dağıtılacağı açıklanan 6.700 ton tohum ihtiyacımızın yanında çok cüce kalmaktadır.

Elli yıllık mesleki tecrübemize dayanarak gıda güvenliğimiz için acizane aşağıda tedbirlerin acilen alınmasını öneriyoruz.

  1. Tohumun tarlaya ekilebilmesi için toprağın işlenip tohum yatağı hazırlanmalıdır. Bu da günümüzde traktörle yapılacağı biliniyor yani, acilen traktörün kullanacağı mazot üreticinin ulaşabileceği seviyeye indirmelidir. En azından mazottaki ÖTV kaldırılmalıdır.
  2. Hububat hasadının yaklaştığı şu günlerde hububat alım fiyatları hemen açıklanmalıdır ve TMO ürünlerin tamamını alacağını tahahhüt etmelidir.
  3. 2000 yılında çıkarılan 4572 sayılı üretici birliklerini özelleştiren yasa yürürlükten kaldırılmalı ve birlikler desteklenerek konuları ile ilgili üretilen ürünün tamamını almaları sağlanmalı. Konuları ile ilgili ürünlerin girdileri bu birlikler kanalı ile üreticilerine, tutarları teslim edecekleri üründen mahsup edilmek üzere sağlanmalı.
  4. 6360 sayılı büyük şehir yasası iptal edilerek mahalle yapılan köylerin tekrar köy statüsüne geçirilip tarımsal üretime katılmaları sağlanmalıdır.
  5. Sebze-meyve halleri yasayla yeniden düzenlenerek, üretici birlikleri ve kooperatiflere öncelik tanınmalı, fiziki koşulları iyileştirilmelidir. Yeterli soğuk hava depoları yapılarak hallerdeki zayiatlar önlenmelidir.
  6. Üretime devam eden et ve yumurta tavukçuluğu işletmelerinin büyük bir kısma ithale dayalı yem sorunlarının çözümü için gerekli planlamalar yapılmalıdır.
  7. Yine üretime devam eden süt ve et işleme tesislerinin üreticinin ürünlerini değer fiyatlardan alınmasına devam edilmesi sağlanmalıdır. Gazetelerden öğrendiğimize göre süt sanayicileri üreticiden süt alımını yavaşlatmaktadırlar, üretici de damızlık süt sığırlarını kasaba göndermeye başlamıştır. Bunun önü geçmek için önemli tedbirler geliştirilmelidir.
  8. TİGEM’e bağlı tarım işletmeleri yeniden işlevsel hale getirilip kuruluş kanunlarında olan tohum ve damızlık hayvan üretimi için görevlendirilmelidir.
  9. Özellikle güneydoğu illerimizde terörden temizlenen bölgelerde meralardan istifade edecek küçükbaş hayvancılık projeleri yapılıp hayata geçirilmelidir.
  10. Yine özellikle sebze-meyve naklinden muhafazasına kadar zayiatları önlemek için soğuk zincir ve ambalajlamalarında yeni tekniklerden istifade edilmelidir.
  11. Ülkemizde, özellikle iç Anadolu ve Güney Doğu Anadolu’da 70 milyon dk olduğu tahmin edilen nadasa bırakılan araziler de soya fasülyesi ve mercimek ekimi teşvik kapsamına alınmalıdır. Hayvan yemlerinin olmazsa olması soya küspesi elde edilmesi ve yağ açığımız için önemli bir katkı olacaktır.
  12. Tarım sanayimiz için sözleşmeli üretim yapacak çiftçilerimizin mağdur olmamaları için bu konu hakkaniyetli bir hukuk temeline oturtulmalıdır.
  13. Bütün bu önlemlerin alınabilmesi, projelendirilmesi için tüm paydaşların içinde olacağı kurullar il bazında ve bakanlık bünyesinde acilen oluşturulmalıdır.
  14. DPT (Devlet Planlama Teşkilatı Cumhurbaşkanlığına bağlı olarak yeniden teşkil edilmelidir.

Son olarak saygın bir siyasetçimizin dediği gibi değil ama şöyle oluyor. Planlama olmadan plav olmuyormuş. Şunu da unutmamak gerek ki MİLLETLER MİDESİNİN ÜSTÜNDE AYAKTA DURUR. (Sümer atasözü.)

Son Dakika Haberleri