Washington Post'ta PKK/PYD reklamı: ABD'nin gazetesinde Türkiye'yi tehdit ilan etti

PKK/PYD'nin Suriye'deki paravan örgütü Suriye Demokratik Güçleri (SDG) elebaşı Ferhat Abdi Şahin, ABD'nin The Washington Post gazetesine yazı yazdı. Yazıda DEAŞ'ı PKK/PYD'nin temizlediği öne sürüldü, bölgenin “NATO üyesi Türkiye”nin tehdidi altında olduğu belirtildi.

Türkiye'nin Suriye'ye olası kara harekatı konuşulurken, terör örgütü her fırsatta ABD'den yardım istiyor. ABD'li Washington Post da örgütün sözcülüğüne sayflarını ayırdı. “Mazlum Kobani” kod adlı Ferhat Abdi Şahin, gazetede “Biz Amerika’nın Suriye’deki en sadık müttefiğiyiz. Bizi unutmayın” başlıklı yazı kaleme aldı.

DEAŞ'LA DENK TUTTU

“Dünya, 2014’te ABD ve Uluslararası Koalisyon'la ortaklaşa DEAŞ'a ilk büyük yenilgisini yaşattığımızda memleketim Kobani, halkım ve Suriye Kürtlerini tanıdı. Orada kurduğumuz ittifaklar, DEAŞ halifeliğini 2019’da sona erdirmemizi sağladı.” diyen Şahin 'Bugün Kobani ve bu ortaklıkların tüm kazanımlarının tehlike altında' olduğunu söyledi.

Şahin şöyle sürdürdü: “Bu kez tehdit DEAŞ teröründen değil, bir ABD müttefiki ve NATO üyesinden geliyor. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümeti bir haftadan fazla bir süredir şehirlerimize bombalar yağdırıyor, sivilleri öldürüyor, kritik sivil altyapıyı tahrip ediyor ve DEAŞ'ı bastırmak için çalışan SDG’yi hedef alıyor.”

Kurdukları terör bölgelerini öven, demokratik yönetimler kurduklarını savunan Şahin “2015 yılında, DEAŞ'ı yenilgiye uğratmaya kendini adamış Kürtler, Araplar ve Süryanilerden oluşan bir koalisyon olan SDG’yi kurduk. Özgürleştirdiğimiz her şehirde halkımız, Suriye'de ilk kez tüm etnik unsurları ve dinleri temsil eden, kadınlara eşit güç veren yerel yönetimler kurdu. Şimdi, Türkiye'nin bölgemize yönelik saldırısı tüm bunları yeniden tehdit altına atıyor.” dedi.

'SİVİLLER HEDEF' YALANI

Derik'te düzenlenen bir saldırıda 10'dan fazla sivilin hayatını kaybettiğini iddia eden Şahin “Bir diğeri, DEAŞ'a karşı operasyonlar planlamak için ABD ile birlikte çalıştığım Haseke kenti yakınlarındaki üssü hedef aldı ve ABD kuvvetlerinden sadece birkaç yüz metre uzağını vurdu. Bunun hayatıma yönelik bir girişim olduğuna inanıyorum. Türkiye bu yıl SDG’deki ve yönetimimizdeki birçok meslektaşıma suikastlar düzenledi.” diye konuştu.

“Erdoğan topraklarımıza yönelik bir kara işgali tehdidinde bulunmaya devam ediyor. Böyle bir saldırının sonuçlarının ne olacağını biliyoruz çünkü Türkiye bunu daha önce iki kez yaptı.” diyen Şahin şöyle devam etti:

“Türkiye'nin 2018'de Afrin'i, 2019'da Sere Kaniye (Rasulayn) ve Gire Spi (Tel Abyad)'yi işgali yüz binlerce insanı yerinden etti ve DEAŞ’a karşı küresel mücadeleyi kesintiye uğrattı. Yıllarca süren Türk yönetiminden sonra, bu bölgeler şimdi kaos, istikrarsızlık, iç çatışmalar ve radikallerin varlığı ile meşhur. Yönetimimizin, bir zamanlar etnik unsurların bir arada yaşamasını, dini özgürlüğü ve kadın haklarını koruduğu yerde, Türk güçleri ve Türkiye destekli milisler, etnik ve dini azınlıklara ve kadınlara karşı yapılanları cezasız bırakarak tarifsiz ihlallerde bulunuyor.”

İstanbul'daki terör saldırısının harekata bahane edildiğini öne süren Şahin “Erdoğan, savaş bahanesi olarak, güçlerimizi İstanbul'da ölümcül bir bombalama olayına karışmakla suçladı. Açıkça belirteyim: Bu terör eylemini kınıyor, ona ilişkin tüm suçlamaları reddediyor ve saldırı kurbanlarına tekrar baş sağlığı diliyoruz. Soruşturma çağrımızı yineliyoruz, bir soruşturma gerçekleşirse yardımcı olmaya hazırız.” ifadelerini kullandı.

AÇILIM ÇAĞRISI

Bölgede Kürtler olduğu için harekatlar düzenlendiğini iddia eden terör örgütü yöneticisi Abdi Şahin şunları söyledi: “Türk liderler Kürtleri bir güvenlik tehdidi olarak görmek ve temel demokratik haklarımızı inkar etmek için siyasi bir seçim yaptılar. Erdoğan geçmişte, PKK ile ile Türk devleti arasındaki silahlı çatışmayı sona erdirmek ve Kürt sorununu barışçıl yollarla çözmek PKK ile görüşmeler yaptı. Bu görüşmeler yapılırken Türk komşularımızla barış içinde yaşadık. Eğer yeniden başlarlarsa, bunu tekrar yapabiliriz.”

Terörist Şahin “Uluslararası toplumu, Türk işgalini önlemek ve Kürt sorununun demokrasi, birlikte yaşam ve eşit haklar temelinde siyasi bir çözümü için derhal somut adımlar atmaya” çağırdı.

ABD'Lİ TEMSİLCİLERİN OPERASYON RAHATSIZLIĞI

ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Gregory W. Meeks ve üye Michael McCaul yazılı açıklama yaptı. Türkiye’yi 'sivillerin yaşamını riske atacak' herhangi bir eylemden kaçınmaya çağırdı.

İstiklal Caddesi’nde 13 Kasım'da yaşanan terör saldırısına değinilen açıklamada “Türkiye'nin meşru ulusal güvenlik kaygıları var.” denildi. Açıklamada Türkiye’ye, “DEAŞ'la mücadeleyi ve sivillerin yaşamını tehlikeye atacak her türlü eylemden kaçınılması” çağrısı yapıldı.

Açıklamada DEAŞ'ın yeniden toparlanma çabasında olduğu öne sürüldü, şu ifadelere yer verildi:

“DEAŞ, asker toplamaya ve kendisini yeniden inşa etmeye çalışıp terörist saldırılarına devam ederken, Türkiye'nin Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) yönelik son saldırılarının DEAŞ'a karşı kritik çabaları tehlikeye atmasından derin endişe duyuyoruz.”

Meeks ve McCaul, doğrudan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a seslendi: “Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı, DEAŞ Karşıtı Uluslararası Koalisyon'un bu hain terörist grubun kalıcı yenilgisini sağlama kabiliyetini baltalayacak veya Suriye'deki sivillerin yaşamlarını ve geçim kaynaklarını tehdit edecek her türlü eylemden kaçınmaya çağırıyoruz.”