TÜRKİYE’NİN HIZIR’I

Hıdırellez Orta Asya’dan Anadolu’ya, Mısır’dan Balkanlara kadar çok geniş bir coğrafyanın kutladığı bayramdır. Darlığın ve kötülüğün bitişi, huzurun, bolluk ve bereketin gelişini simgeliyor. İsmini de Hızır’ın yeryüzüne gelişinden alıyor. Zorluklara hep birlikte göğüs gereceğimiz, el birliği ile kalkınacağımız, köklü değişikler için ileri atıldığımız bu dönemde Hıdırellez bizlere çok daha büyük müjdeler veriyor. Başta aziz milletimiz olmak üzere bütün insanlığın Hıdırellez bayramını en samimi duygularla kutluyoruz.

HIDIRELLEZ İSMİNİN DOĞUŞU

Hıdırellez’in doğuşu tam bilinmemekle birlikte milat öncesi tarihlere uzanan, bugün hala farklı kültürlerin çok çeşitli ritüellerle baharın gelişini, insanın ayağa kalkışını, bolluğun gelişini (hasat zamanı) kutladığı bayramdır. Sümerlerden bu yana yaşadığımız coğrafyada kutlandığı rivayet edilir. Hıdırellez İslam toplumlarında Hızır’ın yetişmesi, Hızır (Hıdır) ve İlyas’ın (İdris) yeryüzünde buluşmasından alıyor ismini. İsmin birleşimi günümüze Hıdırellez olarak gelmiştir. Hızır ise Makedonya’da Büyük İskender, İran da Kral Feridun, Hz. İbrahim gibi rivayetler ile de karşımıza çıkabiliyor. Hepsinde olan ortak özelliği ise darlık çekene el uzatması, gittiği yeri yeşillendirmesi, bilge kişi olması ve ölümsüzlük sırrına erişmesi.

Hızır kimi zaman Türk mitolojilerinde komutana görünen yol gösterici kurt olarak karşımıza çıkıyor, kimi zaman Gılgamış destanından Hasısatra olarak. Ortadoks Hristiyanlarının Aya Yorgi hikayelerinde de Hızır’ı buluyoruz, Türk ve İslam uygarlığında yardıma koşan peygamber olarakta Hızır’ı görüyoruz. Bizde ki adı (Türkçe de Hıdır ve İdris, İskendername de Zülkarneyn, Arapça da Hızır ve İlyas) Hızır ve İlyas’ın yeryüzünde buluşması ile Hıdırellez ismini alıyor. Rivayete göre Hızır ölümsüzlüğe ulaşmıştır. O ölüp yeniden dirilebilir. Bazen fakir, bazen zengin, bazen komutan bazen çoban olarak karşımıza çıkar. Bilgedir, hikmet sahibidir. Dara düşene, zor da kalana yetişir. Toplumları ayağa kaldıran öncüyü temsil eder.

ATLANTİK SİSTEMİNDE ÇIKMAZA GİREN TÜRKİYE

Türkiye 1945’ten itibaren devrimcilikten vazgeçerek önce ilerleyişini durdurdu. Devrimi duraksamaya geçen Türkiye stratejik hedeflerinden de kopmaya başladı. Artık Türkiye için Atatürk Devrimi özünden kopmaya yüz tutmuş bir Batı taklitçiliğiydi. 12 Eylül Amerikancı darbesi ve dünya piyasasıyla bütünleşme rejimi ise Atatürk Devriminden koptuğumuzun ilanıydı. Artık milletin efendisi olan köylü yük olagelmeye başlamış, dünya piyasası ile bütünleşme adına gümrük duvarları un ufak edilerek yerli üreticisi ezilmiş bir Türkiye vardı. Borçlanma ekonomisi “her mahalleden bir milyoner” denilerek sunulurken, Türkiye adım adım bölünmeye de sürükleniyordu. Fabrikaları, KİT’leri birer birer satılıp özelleştirilirken bir yandan da ülkenin bölünmesinin temelleri etnik ve mezhep kışkırtmalar ile atılıyordu. Milli kültürü açıktan hedef alınan ülkemiz öncü partisini ve ordusunu da ABD’nin FETÖ tertipleriyle hapislere atıyordu. Türkiye 21. Yüzyıla bu şartlar altında girmişken dünyanın en büyük teröristi ABD emperyalizmi Asya’ya karşı yeni Haçlı Savaşını başlattığını ilan ediyordu. ABD Önce Körfez Savaşı ile 2. İsrail devletinin kurulması için Irak’ı işgale girişmiş daha sonrasında Afganistan’a ve tekrar Irak’a kanlı postallarını soktu. 2011 yılından itibaren de Suriye’de terör örgütleri aracılığıyla açıktan savaş yürüttü. Türkiye’de de PKK eliyle şehirlere bombalar yerleştiren ABD, FETÖ gladyo yapılanması ile de devletin çöküşünün düğmesine basıyordu.

HIZIR’IN BİLGELİĞİ

Yukarıda saydığımız olaylar da Türkiye’nin dara düştüğü koşulları anlattık. Tüm bu koşullarda Vatan Partisi kararlılığıyla, kazandığı başarılarla milletin umudu oldu. Zor zamanların partisi olduğunu kanıtladı. Önce 2014 yılında Silivri zindanlarını yıkarak toplumun öncülerini ve Türk Ordusunun hapislerden çıkmasına önderlik etti. Ardından ABD’nin Asya’yı kuşatma projesi kapsamında gerçekleştirdiği ulus devletleri parçalama girişimi ve Batı Asya’da Akdeniz’e açılan 2. İsrail devleti kurma planı Asya kayasına çarptı. Türkiye, Vatan Partisi’nin de çabaları sonucu ABD’ye karşı oluşan Avrasya bloğunun ön cephesi konumuna geldi. Atlantik sisteminin ülkemize dayattığı bölünme süreci 24 Temmuz 2015’ de ilk silahlı müdahalesi ile karşılaşırken, 15-16 Temmuz gecesi Türk Ordusu ve milleti tarafından bozguna uğratıldı. Ardından gelen sınır içi ve sınır dışı operasyonlar ile ABD’nin kara kuvveti PKK bitme noktasına getirildi. 2015 yılında Doğu Perinçek’in kazandığı AİHM zaferi ile Ermeni Soykırımı Yalanı hukuken bitirildi. Türkiye’nin Hızır’ı hikmetini ortaya koyuyor, program ve siyasetleri ile Türkiye’nin rotasını çiziyordu.

KUL DARA DÜŞMEZSE HIZIR YETİŞMEZ

Türkiye bugün Atlantik zincirlerini bir bir kırarken borçlanma ekonomisinin getirdiği zorluklarla da karşı karşıya. 70 yıllık Atlantik/NATO sisteminin getirdiği zorlukları ise ancak doğru bir program ve strateji ile aşabiliriz. Vatan Partisi yarım asırlık siyasi yaşamı boyunca bağımsız, üreten, çağdaş Türkiye’yi yaratma vazifesini önüne koydu. Bu hedef ile yatıp kalktı. Doğruyu söyledi diye dokuz köyden kovuldu ama yılmadı. O köylere tekrar tekrar hakikati gösterdi. Hakikati gösterdikçe daha da büyüdü. Yüzbinler oldu. Türkiye’nin siyasi etkisi en yüksek partisi haline geldi. Zor zamanlarda herkesin yanında aradığı oldu. Yarım asır boyunca yaşadığı eşsiz tecrübeler, büyük başarılar, yenilgiler ve zaferler hepsi 21. Yüzyılın Hızır’ının oluşmasına hizmet etti.

TÜRKİYE’NİN HIZIR’I: VATAN PARTİSİ

Şimdi Vatan Partisini hükümet görevleri beklemektedir. Çiftçimiz, işçimiz, esnafımız, işverenimiz böyle gitmez diyorsa Hızır’ın zamanı da gelmiş demektir. Türkiye 5 cepheden ABD emperyalizmine karşı savaşıyorsa Hızır’ın İlyas ile buluşma zamanı da geldi demektir. Hızır Vatan Partisidir. İlyas da Türkiye’nin dostları. Türkiye Asya’daki dostları ile buluşarak Vatan Partisi liderliğinde hapsedilmek istediği çemberi yıkacak. Ekonomisine yönelen tehditleri üretim ekonomisini kurarak boşa çıkaracak.

Türkiye bu Hıdırellez’e Vatan Partisi’ne yönelerek giriyor. Vatan Partisi’ne son 4 ay içerisinde üye olan 2500 vatandaş bunun en önemli göstergesi. Şimdi çok daha büyük bir yöneliş ile gözümüzü iktidara dikiyoruz. Biliyoruz ki Vatan Partisinin zamanı gelmiştir. Tarihin önümüze koyduğu görevlere hazırız diyoruz.

Büyük Alman şairi Bertolt Brecht toplumların Hızır’ı beklediği zamanı “Kör karanlıklardan aydınlıklar doğar” diyerek tarif ediyor. Biz halkımızın deyişi ile bitirelim. “Kul dara düşmezse Hızır yetişmezmiş” diyelim. Türkiye dara düştü, şimdi Vatan Partisi Türkiye’nin imdadına yetişiyor. Esnafın, köylünün, emekçinin, üreticinin talebini iktidara taşımaya ilerliyor.

Hazırız.

Üreticilerin Milli Hükümetini kuracağız.