30 Nisan 2024 Salı
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Doğu Perinçek uyardı: İki tehlike yükselişte! İşte iki tehlike koşullarında Türkiye'nin çözümü...

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, 31 Mart 2024 yerel seçimlerine dair basın toplantısı düzenledi. Zayıf hükümet ve yıkıcı muhalefet tehlikesinin yükselişe geçtiğine dikkat çeken Perinçek, 'Biricik çıkış yolu: Millî devlet ve Üretim Devrimi için Güçlü Devlet Güçlü Hükümeti kurmaktır' dedi.

A+ A-
HABER MERKEZİ

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, dün Vatan Partisi İstanbul İl Merkezi’nde bir basın toplantısı yaparak, yerel seçim sonuçlarını değerlendirdi ve önümüzdeki görevleri açıkladı. Perinçek, özetle şunları belirtti:

SEÇİMİ TÜRKİYE KAYBETTİ ABD VE İSRAİL KAZANDI

Seçim sonucunu gerçekçi olarak saptamak durumundayız. PKK, gömüldüğü hendeklerden çıkmış, Güneydoğu bölgemizde yerel yönetim iktidarlarına yerleşmiştir. ABD ve İsrail’in planında birinci aşama olan “Özerk Kürdistan” için zemin oluşturulmuştur. Öte yandan PKK ve FETÖ dostu CHP yönetimi büyük şehir belediyelerini ele geçirmiştir. Batı güdümlü cemaat ve tarikatlar, Yeniden Refah Partisi üzerinden siyasette etkili bir konum kazanmıştır. Bütün bu sonuçları dikkate aldığımız zaman, seçimi Millî Devlet ve Cumhuriyet toplumu kaybetmiştir. Seçmen, AK Parti’nin geçimi zorlaştıran ekonomik programından kaçarken, ABD emperyalizminin daha ağır koşullarına oy vermiştir.

İKİ TEHLİKE YÜKSELİŞTE

Türkiye, aynı İstiklâl Savaşı döneminde olduğu gibi, iki tehlikenin yükselişiyle karşı karşıyadır. Birinci tehlike, bölücülüktür. Kürdistan adı altında ABD’nin ve İsrail’in İkinci İsrail planlarının aleti olan PKK ve yine bölücü konumu nedeniyle İkinci İsrail planının hizmetinde olan HÜDAPAR, Mecliste olmanın ötesinde, AK Parti ve CHP sayesinde Güneydoğu’da özerkliğe temel oluşturan belediyeleri ele geçirmiştir. Türkiye’nin devlet tekliği ve toprak bütünlüğüne yönelik tehdidin ağırlaşması gündemdedir. İkinci tehlike, Batı destekli tarikatçılık ve cemaatçiliktir. FETÖ, CHP eliyle hortlatılmaktadır. Batı destekli olmaya mahkûm cemaatlerin ve tarikatların partileri olan Yeniden Refah Partisi ve HÜDAPAR, AK Parti marifetiyle Türkiye’nin başına belâ edilmiştir. cemaat ve tarikat şeyhlerinin yer yer ABD ve İsrail karşıtı görüntüler vermesi kimseyi aldatmamalıdır. Bunlar, emperyalizmin doğal müttefiki olan Ortaçağ güçlerinin temsilcisi olarak, Millî Devlet ve Cumhuriyet karşıtı konumlardan vazgeçmiyorlar. Bu nedenle Millî Devletimizle ve Cumhuriyetle hesaplaşma süreçlerinde ABD ve İsrail cephesi ile Türkiye cephesi arasında kaypak ve güvenilmez rollerde oluyorlar.

‘PKK, gömüldüğü hendeklerden çıkmış, Güneydoğu bölgemizde yerel yönetim iktidarlarına yerleşmiştir. ABD ve İsrail’in planında birinci aşama olan ‘Özerk Kürdistan’ için zemin oluşturulmuştur. Öte yandan PKK ve FETÖ dostu CHP yönetimi büyük şehir belediyelerini ele geçirmiştir. Batı güdümlü cemaat ve tarikatlar, Yeniden Refah Partisi üzerinden siyasette etkili bir konum kazanmıştır. Bütün bu sonuçları dikkate aldığımız zaman, seçimi Millî Devlet ve Cumhuriyet toplumu kaybetmiştir.’

ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMİN CEPHELEŞMESİ

ABD emperyalizmi ve genel olarak Batı emperyalizmi, 1980 yılında dayattığı programla Türkiye’nin üretim ekonomisini ve Millî Devletimizi yıkıma uğratmaktadır. Bu tehdidin ortağı, İsrail Siyonizmidir. Şimdi bu tehdit daha da ağırlaşmıştır. Cepheleşme: ABD emperyalizmi ve işbirlikçileri karşı taraftadır. Millî Devlet, üreten sınıflar, Türkü Kürdü Sünnisi ve Alevisiyle Türk milleti, Türk Silahlı Kuvvetleri, Türk Polisi ise, Milletin güçlerini oluşturuyor.

ZAYIF DEVLET ZAYIF HÜKÜMET

AK Parti, güç kaybetmiştir, otoritesi sarsılmıştır, bölücü ve yobaz ayak bağları vardır, içindeki ABD’yi temizlememiştir. Hükümet zaaf içindedir. Devlet de, AKP-MHP hükümetiyle, bölücülükle uzlaşan Anayasa Mahkemesi’yle, Atlantik kuvvetlerinin güdümündeki belediyeleriyle zaaf içindedir. AK Parti+MHP Hükümeti, Türkiye’yi yönetemez duruma düşmektedir, dahası düşmüştür. AK Parti içindeki ABD yandaşları, güç kazanmaktadır. MHP’nin kimlik kaybı ise, kimliğin silinmesi boyutlarına varmaktadır. İçine girdiğimiz zor koşullardan AK Parti+MHP yönetimiyle kurtulamayacağımız ortadadır.

YIKICI MUHALEFET

Seçimde en yüksek oyu alan parti, CHP değil, CHP+PKK+FETÖ ortaklığıdır. Seçimden önce ve sonra “ötekilerle birlik” vurgularında ısrar eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in vazgeçmediği müttefikleri, PKK ve FETÖ’dür ve Süleymancılar gibi ABD güdümlü tarikatlardır. Bu muhalefet, yıkıcıdır. Millî Devlet ve Cumhuriyet düşmanlarına yakasını kaptırmıştır. CHP güdümlü muhalefetin ipleri, ABD emperyalizminin ve İsrail’in ellerindedir. CHP’ye ilk tebrik İsrail hükümetinden geldi. ABD Derin Devletinin 2020 Ocak ayında ilan ettiği ünlü Rand Corporation projesi, mevzi kazandı. Türkiye, Vatan Partisi’nin Silivri Duvarlarını yıkmasıyla ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin 24 Temmuz 2015’te başlayan PKK’yı hendeklere gömme harekâtıyla kazandığı mevzilerden geriye atılma tehdidiyle karşı karşıyadır. AK Parti yönetimindeki Türkiye ekonomisi, borç batağına saplanma tehdidiyle karşı karşıyadır. CHP+PKK+FETÖ muhalefeti, Türkiye’nin başındaki belâdır. Önümüzdeki süreçte bu belânın boyutlarının nerelere vardığını, ön cephedeki Mehmetçiğimiz ve Polisimiz başta olmak üzere milletçe göreceğiz ve bedelini ödeyeceğiz.

EKONOMİK BUNALIMA SİYASAL BUNALIM EKLENDİ BUNALIM AĞIRLAŞTI

Yerel seçimden önce Türkiyemiz ekonomi bunalımı içindeydi. Şimdi ekonomi bunalımına bir de siyasal bunalım, başka deyişle hükümet bunalımı eklenmiştir. Seçim, daha doğrusu seçmen, çözüm getirmedi, zorluk getirdi, bunalımı ağırlaştırdı. Seçmenimizin dikkate değer bir kısmı, yağmurdan kaçarken doluya tutuldu. Seçime katılmayan seçmenin çoğalması da önemlidir. Bu kitle, Hükümet zaafını gördü, CHP Güdümlü Muhalefetin yıkıcılığını da gördü. Ancak Vatan Partisi önderliğindeki çözüme henüz yönelemedi.

SİSTEMİN BÜTÜN PARTİLERİ İÇ SAVAŞ İÇİNDE

Atlantik Sisteminin partilerine bakınız, hepsi iç savaş içinde. Yöneticiler ve örgüt, birbirinin kuyusunu kazıyor. Yumruklaşma, boğazlaşma, çelme takma, tertip manzaraları herkesin gözü önünde! Kendi partisinin içinde otorite kuramayanlar ve kargaşalığa düşenler, Türkiye’yi karşılaştığı zorluklardan nasıl kurtaracak!!! Biricik çıkış yolu:

Millî devlet ve Üretim Devrimi için Güçlü Devlet Güçlü Hükümeti kurmaktır. Zorluklardan çıkış için tek kurtuluş yolu budur. Vatan Partisi, Üretim Devrimi Programı, millî devrimci stratejisi, halkçı siyasetleri, tecrübeli ve dinamik kadrolarıyla bu tarihî göreve önderlik etmeye hazırdır. Millî Devletimizi zaaflarından kurtaracağız, İstiklâl Savaşımızın değerleri üzerinde yeniden inşa edeceğiz! Güçlü Devleti Güçlü Hükümeti kuracağız! Üretim Devrimini başaracağız! Gücümüz tarihten geliyor ve büyüktür! Türküyle Kürdüyle Sünnisi ve Alevisiyle Türk milleti var! Türkiye’nin kahraman ve fedakâr öncüleri var! Türk Silahlı Kuvvetleri ve Polisi var! Vatanın Vatan Partisi var! Bütün üreticilerimizi, bütün milletimizi, milletimizin bütün öncülerini Millî Devlet mevzisinde, Üretim Devrimi için birleşmeye çağırıyoruz.

‘ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEME HAZIRLANIYORUZ’

Vatan Partisi’nin seçim sonuçlarından ne beklediğine ilişkin soruyu da Perinçek şöyle yanıtladı: “Seçime girerken amacımızı yazılı olarak da ifade ettik, belirledik. Bu seçimde, kuvvet toplayacağız dedik. Öncülere sesleneceğiz ve önce oyları kazanacağız dedik. Yani biz böyle kitlesel büyük oylar kazanmayacağımızı bu seçimde biliyorduk. Bunu da ifade ettik. Vatan Partisi'nin Türkiye'de ve bütün dünya çapında oynadığı rolle, yaptığı işlerle aldığı oylar arasında çok büyük uçurum var. “Vatan Partisi, Ermeni soykırım yalanını çözüyor. Vatan Partisi Silivri Duvarı'nı yüz binleri harekete geçirerek yıkıyor. Vatan Partisi 15-16 Temmuz gecesi, kararlı bir şekilde o Amerikancı FETÖ darbesinin önüne çıkıyor ve hem halkı hem Türk Silahlı Kuvvetleri'ni uyararak harekete geçirme başarısını gösteriyor. Ama bütün bu Vatan Partisi'nin başarıları ve dünya katında, yani yükselen Asya uygarlığının devletleri, Çin, Rusya, İran, Türk devletleri, Azerbaycan ve diğer Türk devletleri, Cezayir'e kadar, Venezuela'ya kadar uzanan Vatan Partisi'nin etkileri ve dünyada yarattığı beklenti ve umutlarla aldığı oylar arasında çok büyük bir mesafe var.

“Vatan Partisi Türkiye'deki etkinliğiyle ve dünyadaki etkinliğiyle uyumlu olarak kendisini seçmen kitlesine kabul ettiremiyor? Bu soruyu Vatan Partisi olarak önümüze koyuyoruz. Ve şunu da görüyoruz. Evet, halk da bu sisteme karşı bir infial başlamıştır. Yüzde 78'e düşen katılım ve katılanların da bir kısmının mevcut partilere oy vermemesi bu sisteme karşı eğilimin ilerlediğini, büyüdüğünü göstermektedir. Fakat bu sistemin dışına çıkmaya başlayan toplum daha sistemin duvarlarını zorluyor ama sistemin dışındaki üretim devrimi seçeneğinin önderi olan ve aynı zamanda Türkiye'nin vatan bütünlüğünün önderi olan Vatan Partisi'ne doğru bir karar veremiyor. “Demek ki toplumumuz sistemden şikayetçi olmakla beraber henüz sisteme isyan etmek ve sistemin dışına tam anlamıyla çıkmak ve sistemin dışındaki çözümlere yönelme noktasında henüz değil. Vatan Partisi de önümüzdeki döneme hazırlanıyor, kendini gözden geçiriyor, doğru yerde saf tutuyor.”

‘TÜRKİYE’NİN İHTİYACI TARİHSEL OLARAK ORTAYA ÇIKTI’

Perinçek, “Yeniden Refah Partisi erken seçim talebinde bulundu. Siz de Üreticilerin Milli Hükümeti Kurulması gerekli diyorsunuz. Nasıl kurulacak, bu erken seçimle kurulabilir mi?” sorusu üzerine şu yanıtı verdi:

“Türkiye'de bir hükümet sorunu olduğu açık. Hükümet, acz içinde ve zayıflamıştır. Devletin imkanlarını, araçlarını teröre karşı kullanmada sıkıntılı bir duruma düşmüştür. Aynı zamanda ekonomik sorunları da Türkiye'nin kendi tasarruflarıyla, yatırıma yönlendirerek çözme gibi bir iradeden yoksundur. Türkiye ekonomisinin iplerini ne yazık ki son bir yıl içinde ABD'nin büyük finans kuruluşlarına teslim etme eğilimi içine girmiştir. Bu hükümet Türkiye'nin sorunlarını çözemez. Hükümet bu düşen oylarla itibarını kaybetmiştir. Hem teröre karşı mücadelede hem ekonomik zorlukların üzerine yürümede hükümetin toplumu arkasına alıp zorlukların üstesinden gelme ümidi kırılmıştır. Türkiye'nin önündeki hükümetin tarifi de tarihsel olarak ortaya çıkmıştır. Üretimi baltalayan ve aynı zamanda teröre karşı mücadelede zaaf içinde olan, iradesini kaybeden hükümetin yerine ve zaaf içinde olan devletin yerine milli devlet kendisini inşa edecek ve üreticilerin milli hükümeti kaçınılmaz olarak gelecek. Bugün iflas etmiş olan hükümetin bir tane alternatifi var, Üreticilerin Milli Hükümeti. Bunun hangi güce dayanacağı da zaten tanımında var. Birincisi üreticilere dayanacak ki bu işçidir, çiftçidir, zanaatkardır, esnaftır, milli sanayicidir ve milli tüccardır. İkincisi, bu hükümet milli sınıflara dayanacak. Türk vatanının, Türkiye Cumhuriyeti'nin vatan bütünlüğünden, devlet tekniğinden yana olan ABD ve İsrail'in planlarına göğüs geren bir milli sınıflar var. Ve o milli sınıfların devletinin bir ordusu var, bir emniyet gücü var. “Vatan Partisi bu güçleri örgütleyerek, birleştirerek ve kendisiyle bu programla bu hükümet mücadelesiyle birleşecek olan diğer partilerden kuvvetleri de kucaklayarak onlarla beraber çözümler üreterek o Üreticilerin Milli Hükümetini kuracak.”

Vatan Partisi Doğu Perinçek Türkiye AK Parti CHP