Vatan Partisi Pazar günü açıklayacak! Seçim bildirgesi bin kadroyla yazıldı

Vatan Partisi, Merkez Karar Kurulu’nu genişletilmiş olarak topladı ve 2024 Yerel Seçim Bildirgesi’ne son halini verdi. Toplantıya 1000’in üzerinde kadro ve yerel yönetim adayları katılarak fikir sundu. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in açılış konuşması ile başlayan toplantıda seçim bildirgesi oy birliği ile kabul edildi. Bildirge, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayının da açıklanacağı Pazar günü yapılacak toplantı ile Perinçek tarafından kamuoyuna ilan edilecek. Toplantı Üsküdar Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi’nde saat 14.00’te başlayacak.

Vatan Partisi kadroları, çevrimiçi toplantıyla çok sayıda merkezde bir araya geldi. Genel Sekreter Özgür Bursalı, il ve ilçe örgütlerinden toplanan önerilerle zenginleştirilen seçim bildirgesinin taslak halini okuyarak sözü kadrolara verdi. Merkez Karar Kurulu üyeleri, yerel yönetim adayları, il ve ilçe başkanları ve Türkiye’nin bütün bölgelerinden kadrolar söz alarak önerilerde bulundu. Yapılan konuşmalarda Büyükşehir yasası, üreten kent, depreme köklü çözüm, uyuşturucu ve LGBT ile mücadele, kira sorununda belediyelerin görevleri üzerine başlıklar öne çıktı. Uzun tartışmaların sonunda seçim bildirgesine son hali verildi ve toplantı sonunda oy birliği ile kabul edildi.

BÜYÜK KARARA DOĞRU

Kapanış konuşmasını yapan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, “Şu yaptığımız hiçbir partide görebileceğimiz bir toplantı değil. Türkiye'miz için ve belediyelerimiz için son derece düzeyli, birikime dayanan, tecrübeye dayanan somut öneriler ortaya konuldu. Bu toplantıdan öz güvenle çıkıyoruz.” dedi. Türkiye’de çelişkilerin keskinleştiği, büyük karara doğru gidilen bir döneme girildiğini ifade eden Perinçek şunları söyledi:

“Türkiye tarihinde 1919-20’ler de yaşanan başka dönüm noktaları var, karşı devrim açısından da 1980 karşı devriminin dünya ekonomisiyle bütünleşmenin yaşandığı karar süreçleri yaşandı. Ama şimdi devrim açısından sistemle Türkiye'nin cephe cepheye geldiği bir süreçteyiz. Devrimle statüko arasında belediyelerimiz de bir karar sürecine girmiştir. Devrim, çözümler Türkiye ölçeğinde olmak zorunda. İstanbul'da bir devrim, Batman'da bir devrim, Manisa'da bir devrim, Yozgat'ta bir devrim yok... Türkiye'de bir devrim var. Belediyelerimiz de devrimci çözümlerle karşı karşıya. Bu, merkezi hükümetin Türkiye çapındaki yetkileriyle belediye yetkilerinin de aynı zamanda karşı karşıya geldiği bir süreç. Büyükşehir Yasası’nı haklı olarak biz en başa koyduk. Büyükşehir Yasası ancak bir kanunla Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kaldırılabilir. Veyahut da sığınmacılar sorunu, Türkiye çapında kanun düzeyinde ve hükümet düzeyinde kararlarla halledilebilir. İstanbul'un on yılda beş milyon nüfuslu bir kente dönüştürülmesi yalnız İstanbul Belediyesi'nin kararlarıyla olmaz. Kiraların üç yıl dondurulması Türkiye için bir ihtiyaç, o da yalnız belediyeler düzleminde halledilebilecek bir sorun değil. Dolayısıyla programımızın bütününe baktığımız zaman bu program yerel yönetimlerin yetkisiyle başarıya ulaşabilecek bir program değil. Bizi belediye yetkileri içerisinde çözüme yönlendiren bir anlayış da var. Sistem bizi Türkiye çapında çözümlerden, devrimci çözümlerden uzaklaştırmaya, soyutlamaya çalışıyor. Bize ne diyor? Siz yerel yönetimler çapında, işte İstanbul'un kaldırımlarıyla uğraşın. Ondan sonra efendim, Niğde'nin elma bahçeleriyle falan uğraşın. Bu, bizi statüko içine hapsediyor. Biz bu seçimlerde devrimci kararlılığa, devrimci çözümlere mecburuz. Türkiye'nin önünde de zaten bu var. Bakın Vatan Partisi'nin üstünlüğü nedir? Programı bir bir dış siyasette, güvenlikte, üretim ekonomisine yönelik çözümlerde Türkiye’nin gündemine geliyor. Türkiye'nin önündeki çözüm ne? Türkiye'nin önündeki çözüm, devrim. Türkiye'nin önünde artık sistem içi çözüm yok. İstanbul’u 10 yılda beş milyonluk bir kent yapalım. Statüko içinde düşünürsek bu olmaz. Ama buna mecburuz. Zaten biz bunu yapmazsak deprem bunu yapar. Türkiye'nin önüne devrimci çözümlerle, yalnız yerel yönetimler çapında değil, merkezi kararlar düzleminde Türkiye Büyük Millet Meclisinin kanunlarla ve anayasalarla halledebileceği sorunlar düzleminde çıkacağız. “Antep Belediyesi, Hatay Belediyesi, Mardin Belediyesi… sığınmacı sorununu çözemez. Bu sorun ancak Türkiye çapında ve hatta uluslararası düzlemde çözülebilir. Türkiye Suriye'yle, Irak'la, İran'la, Rusya'yla işbirliği yaparak bu sorunu çözer. Bakın burada da bizi devrime zorlayan bir gerçeklik var. Dönüyoruz, dolaşıyoruz, önümüze sistem içinde olmayan çözümler geliyor.

ANAHTAR PARTİ

“Vatan Partisi’nin Türkiye'nin önündeki devrimci çözüm bakımından bir üstünlüğü var. Hatta tekeli var. Başka hiçbir partide olmayan Vatan Partisi Rusya'yla, İran'la, Çin'le, Cezayir'le, Irak'la, Batı Asya ülkeleriyle ilişkide anahtar parti kapı açan parti. Yani Türkiye'yi Asya kapısına açan parti ve toplumda böyle bir eğilim var. Herkes bize bunun için geliyor. Ya bizim Çin'de şu ilişkimizi çözün, Rusya'yla bu ilişkimizi çözün, İran'daki bu sorunumuzu çözün. Bu ülkeler Vatan Partisi'ne anahtarlar vermiş. Türkiye'nin artık Atlantik'te bir çözümü yok. Atlantik Sistem içi çözümleri aşınmış, yorulmuş, tükenmiş ve çıkmazları ifade ediyor. Dolayısıyla Vatan Partisi'nin bu Asya çağının yükselişini çok iyi değerlendirmesi lazım. Bizim yerel yönetimlerdeki çözümlerimiz bile en sonunda Metina'da ezilmemekten, boyunu eğik çıkmamaktan bize yönelen saldırıları kahretmekten geçiyor. Yerel yönetimlerdeki çözümle Türkiye'nin güvenlik, başı dik yaşama, bağımsızlık çözümleri arasında tam bir beraberlik var.

‘SİSTEM PARTİLERİ BOL KESEDEN ATIYOR’

“Vatan Partisi’nin üstünlüğü Türkiye’nin bölüşüm sorunlarına ve mülkiyet sorunlarına devrimci müdahalede… Sistem partilerinin yapamadığını yaparız diyoruz. 500 milyar dolar yurt dışına yatırılmış, Türkiye'nin tasarrufu var. Bunu Türkiye'ye getireceğiz ve yatırım sermayesi yapacağız veya Türkiye’nin büyük zenginlerinin banka kasalarına kilitlenmiş olan altın stokları var. Bunu 300 milyar dolar diye birkaç gün önce Cumhurbaşkanı Yardımcısı açıkladı. Biz evet bu altın stoklarını yatırıma yönlendireceğiz. Kurumlar vergisiyle banka karlarını yatırıma yönlendireceğiz. Sistem partileri çözümsüz, bol keseden atıyorlar. Yalancılıkla, bu milleti aldatmakla yaptıkları işlerin sonuna gelinmiştir.

“Hani fedakarlıkta, çalışkanlıkta en önde olacağız. Bütün varlığımızı, canımızı, o ilkokuldayken yaptığımız yenimdeki gibi, varlığımız Türk varlığına armağan olsun. Bunu lafta bırakmayacağız. Varlığımız devrime armağan olsun diyeceğiz. Bugün Türk varlığı devrimle ayakta olabilir ve geleceğe ilerleyebilir. Bu toplantıda yaptığınız bütün öneri ve eleştirileri değerlendireceğiz.”