27 Temmuz 2024 Cumartesi
İstanbul 22°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yıldıray Çiçek’in üstünden atladığı gerçekler

ABD denetimindeki koroya katılırsanız Türkiye’nin aleyhine konumlara düşersiniz. Nitekim son sosyal medya kampanyasında figüranlarının FETÖ, PKK ve Batıcı muhalefet cephesinin aktif rol aldığı bir çalışmada Aydınlık yer aldı mı? Almadı. Peki, Türkgün neden yer aldı?

Yıldıray Çiçek’in üstünden atladığı gerçekler
A+ A-
NADİR TEMELOĞLU

Türkgün Gazetesi Başyazarı Yıldıray Çiçek 13 Şubat’ta kaleme aldığı “Doğu Türkistan'a hastalıklı Çin bakış açısı” yazısında konuyla ilgili ezberleri tekrar etti. Aydınlık yazıdaki maddi hataları düzeltti. Çiçek'in bilmesi gereken olguları da göz önüne getirdi:
1-) Santa Maria Kilisesi’ne yönelik saldırıda kullanılan teröristlerin Türkiye’de faaliyet gösteren Doğu Türkistan Sivil Toplum Kuruluşları Birliği Başkanı Hidayetullah Oğuzhan’ın ekibinden olduğu görüldü.
2-) Saldırının ardından Doğu Türkistan ayrılıkçıları çıkınca, bu gerçeği bir perdeleme kampanyası başlatıldı. “Çin Uygur Türklerine soykırım yapıyor” yalanı yeniden piyasaya sürüldü. Zafer Partisi, PKK’nın partisi olan DEM Parti, HÜDA PAR, FETÖ aynı cephede toplandı.
3-) Yıldıray Çiçek de maalesef bunlarla kol kola kampanyaya bir başyazı ile katıldı.
4-) Yazısında hiçbir somut olgu yoktu. 5 yıl önce yapılmış bir konuşma bu kampanya ile tekrar gündeme gelmişti. Çiçek de sanki yeniymiş gibi bu sözleri köşesine taşıdı.
5-) Aydınlık bu perdeleme kampanyasını ve aktörlerini saptadı. Çünkü bu mesele Çin meselesi değil, Türkiye meselesiydi. Konu ülkemizin güvenliğiyle doğrudan bağlantılı. Nitekim Kilise saldırısı Çin’de değil Türkiye’de oldu. ABD denetimindeki Uygur ayrılıkçılarının Suriye’nin kuzeyinde Mehmetçik’e kurşun sıktığını da unutmayalım. Türkiye’yi yeniden Atlantik rotasına sokmak isteyen kuvvetler bu konuyu ısıtıp ısıtıp önümüze koyuyor.
Aydınlık, Çiçek’e dostane bir şekilde seslenerek Zafer Partisi, DEM Parti, HÜDA PAR, FETÖ gibilerle bu konuda bir anda yan yana düşmesinin yaratacağı sakıncalara dikkat çekti. Fakat Çiçek, yazımızdaki olgulara bakmak, bu olgulara göre yanıt vermek yerine, sadece ajitasyon dolu bir yazı kaleme aldı. Ne yazık ki…

Yıldıray Çiçek’in üstünden atladığı gerçekler - Resim : 1

GAZETECİLİK TARTIŞMASI: RÜZGÂRA KARŞI GELECEK CESARET

Bu aslında bir gazetecilik tartışması. Gerçeklere mi bakacaksınız yoksa tribünlere mi sesleneceksiniz? Aydınlık alkış peşinde değil. Bilgi yazıyoruz, bize verilen yanıtları okurken de istifade edebileceğimiz bilgi var mı diye bakıyoruz. Çiçek’in yazısında bilgi yok. Duygulara hitap endişesi var, hakikati araştırma çabası ise yok.
Kritik nokta şurası: ABD denetimindeki koroya katılırsanız Türkiye’nin aleyhine konumlara düşersiniz. Nitekim son sosyal medya kampanyasında figüranlarının FETÖ, PKK ve Batıcı muhalefet cephesinin aktif rol aldığı bir çalışmada Aydınlık yer aldı mı? Almadı. Peki, Türkgün neden yer aldı? Emperyalist merkezler milliyetçi duyguları okşayarak sürükledikleri kitleleri kolay tuzağa çekerler. Çiçek’in rüzgâra karşı gelecek bu cesareti göstermesi gerekirdi.
Aydınlık’ta alışkınız: Görüşlerimizin ve ortaya koyduğumuz gerçeklerin altında ezilenler yanıt veremediği anda iftiraya başlar. Sayın Çiçek de tıkandığı anda Aydınlık’a ‘Çin’i savunmanın bedeli nedir?’ gibi son derece bayağı ve düzeysiz bir imada bulunuyor. Aydınlıkçılar tarihleri boyunca emperyalist merkezlerin planlarına karşı göğüs göğüse mücadele etti. Tam Bağımsız, Güçlü, Üreten ve Birleşen Türkiye için göze almayacağımız bir tehlike yok. Türk milliyetçiliğinin olgun, oturaklı isimleri en azından hakkı teslim etmek adına Aydınlıkçıların bu yönüne toz kondurmaz. Sayın Çiçek’in fikir tartışması yapabilecek bir düzeyde olmaması, sıradan propagandist tepkiler vermesi Türkgün gazetesi açısından farkında olmadıkları büyük bir sorun aslında.
Tekrar yazalım: Uygur meselesi Çin değil bir Türkiye konusudur. Ülkemizin güvenliği meselesidir. Aydınlık, FETÖ konusunda nasıl en baştan itibaren uyarılarını yapıyorsa Uygur meselesinde de emperyalist planlara dikkat çekmeye devam edecektir.

YANIT BEKLEYEN SORULAR

Sayın Çiçek’in Çin’le ilgili yazdıkları da bilgiye dayanmıyor. Tek tek açıklayalım ve bazı sorular yöneltelim:
1-) Çiçek yazısında şöyle diyor: “Çin’in Doğu Türkistan üzerinde işgal ettiği günden bu yana zorla kürtaj, zorunlu kısırlaştırma, zorunlu doğum kontrolü, tecavüz işkence, beyin yıkama, zorla evlendirme, cinayet…” Çiçek, bir önceki yazısında da ‘soykırım’ yapıldığını iddia etmişti. Çiçek’e, “Peki Uygur nüfusu nasıl artıyor?” diye çok basit bir soru sormuştuk. Çiçek genel propagandaya tam teslim! Bir gazeteci, en azından rakamlara bakar.
2-) İşgal, soykırım ve bu kadar zulmün olduğu yerde kalkınma nasıl oluyor? Sinciang'ın GSYİH'si 2014'ten 2019'a kadar yüzde 7,2 büyüdü. Son yıllarda 3,6 milyon kişi yoksulluktan kurtarıldı. Bu Çin’deki genel büyüme oranından daha yüksek. Madem Çin Uygurlara zulüm uyguluyor, bu kadar yatırımı neden yapıyor? Bu yatırımlar Uygurların yararına mıdır, zararına mıdır?
3-) Türkistan İslam Partisi adı altında bir örgüt var mıdır? Uygur Bölgesi’nde ne kadar terör eylemi yaşanmıştır? Bu örgüt Çin’de saldırılar yapmış mıdır? Bu örgütün militanları Suriye’de Mehmetçik’e kurşun sıkmış mıdır? Bu örgütü ABD neden terör örgütü listesinden çıkarmış ve yine Wuhan koridoruna taşımaktadır? Birleşmiş Milletlerin raporunda bu örgüt nasıl tanımlanmaktadır? BM’nin raporuna neden gözünüzü kapatmaktasınız? Biz diyoruz ki, PKK neyse Türkistan İslam Partisi de odur. Bu örgütü savunuyor musunuz?
4-) “Çin’in bu politikasını yansıtan binlerce tarihi belgeler, uluslararası resmi raporlar, fotoğraflar, videolar ortada iken…” diyorsunuz. Bize bu rapor, fotoğraf ve videolardan örnekler gösterebilir misiniz? Niye iki yazınızda bir tane örnek göremiyoruz?
5-) Abdurrahim Heyit konusunda “Dışişleri Bakanlığı açıkladı” savunmanızla kimi ikna edebilirsiniz? Bakın Aydınlık gerçeğin üzerine giderek buluyor. Gazeteci olarak araştırmak sizin göreviniz değil mi? Her duyduğunuzu böyle yazıyor musunuz? “Çin’in ölmediğini ispat için yayınladığı videoda bile Halk Ozanı Abdurrehim Heyit ‘Şu an Çin yasalarını ihlal etmek suçlamasıyla hakkımda yürütülen bir inceleme var. Bu devam ediyor.’ açıklamasını yapmıştı.” diyorsunuz. Peki devamındaki, “Hiçbir şekilde kötü muameleye maruz kalmadım” ifadesini niye kırpıyorsunuz? Bir sorumuz da şu, Heyit Çin’de devlet sanatçısı mıdır? Eğer öyle ise ayda ne kadar maaş almaktadır?
6-) Toplama kampı dediğiniz eğitim merkezlerinde kaç kişi eğitim görmektedir? Bunların kaçı iddia ettiğiniz gibi “yok olmuştur”? Mezun olanlar ne yapmaktadırlar? İddia ettiğiniz “raporlarla” lütfen ortaya koyunuz… Kaynaklarınızı millete açıklayınız.
7-) Uygur Bölgesi’nde kaç tane sözlü ve yazılı dil kullanılıyor? Kaç radyo ve TV kanalı vardır? Bunlar hangi dilde yayın yapmaktadır? Bölgede kaç dilli eğitim vardır? Yoksa hepsi sadece Çince mi görmektedir?
8-) Uygur Bölgesi’nde Müslüman nüfusa düşen cami ile Türkiye’de Müslüman nüfusa düşen cami oranının karşılaştırması nedir? Uygur İslam Enstitüsü her yıl kaç öğrenci almaktadır?
9-) Sinciang’a şimdiye kadar Türkiye’den hangi kanallardan ve gazetelerden gazeteciler gitmiştir? Hangisi bahsettiğiniz durumu saptamıştır?
10-) Youtube kanallarındaki sözde videolar bir kanıt mıdır? Youtube’da Türkiye aleyhine onlarca video vardır. O zaman bunları da mı doğru kabul edelim?
11-) Rabia Kadir, Rushan Abbas, Ömer kanat, Nuri Türkel, Salih Hudayar, Kuzzat Altay neden ABD’dedir? Neden FETÖ’cülerle ilişkisi vardır? FETÖ’nün Doğu Türkistan ilgisi nedendir?
12-) ABD Federal bütçesinden, Dünya Uygur Kongresi, Uygur Amerikan Derneği, Uygurlar İnsan Hakları Derneği, Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği, Uygular için Kampanya gibi teşkilatlara CIA’nın taşeron kuruluşu National Endowment For Democracy (NED) üzerinden büyük ekonomik destek veriyor. NED’in raporlarında yer alan bilgilere göre Uygur bölücülüğüne 2014-2018 yıllarında 3 milyon dolar fon sağlandı. ABD bu fonu neden sağlamaktadır?
Soruları uzatabiliriz. Ama sanıyoruz başlangıç için yeterli.
Buyurun Yıldıray Çiçek.
Bu sorulara “somut olgularla” yanıt vereceğinizi düşünüyoruz.

ÇİN FETÖ Doğu Türkistan Yıldıray Çiçek