ADNAN OKTAR

Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü üyelerinin sosyal medyada hâlâ aktif olması tartışma yarattı. Örgüt davasındaki mağdurların avukatları aktif 213 twitter (X) hesabının kapatılmasını talep etti

Adnan Oktar Suç Örgütü’ne yönelik 2018’deki operasyonu başlatan dönemin İstanbul Mali Şube Müdürü Furkan Sezer, örgüt lideri Adnan Oktar’ın Van’daki cezaevine geçmesiyle ilgili uyarılarda bulundu.

Silivri ve Erzurum Cezaevi'nde 700'ün üzerinde avukat görüşmesi yapan Adnan Oktar'ın avukatlar üzerinden örgüte 'eleman' devşirme taktiği deşifre olmuştu. Erzurum'da Oktar ile görüşen bir avukat, kendisine nasıl ulaşıldığına ve görüşmelere nasıl başladığına dair süreci anlattı.

Silivri ve Erzurum Cezaevi'nde 700'ün üzerinde avukat görüşmesi yapan Adnan Oktar'ın avukatlar üzerinden örgüte 'eleman' devşirme taktiği deşifre oldu. Avukat görüşlerine sınırlandırma getirilen ve Van Cezaevi'ne nakledilen Oktar'ın örgüte eleman devşirme şeması da ele geçirildi.

Suç Örgütü elebaşılığı nedeniyle 2 yıldır cezaevinde tutulan Adnan Oktar'ın Erzurum Dumlu Cezaevi'nden Van Başkale Cezaevi'ne nakledildiği öğrenildi. Oktar'ın pek çok kadın avukatla görüşmesinin nakil sebebi olduğu bildirildi.

Silahlı suç örgütü yöneticisi olan ve cezaevinde bulunan Adnan Oktar’ın, hakkında açılan 2 ayrı dava çerçevesinde hakim karşısına çıkacağı tarihler belirlendi. Oktar’ın yargılanmasına 21, 22, 23 ve 24 Mayıs tarihlerinde İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesinde başlanacak.

İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 32 günde 339 kez avukatlarıyla görüştüğü tespit edilen Adnan Oktar'ın cezaevi görüşlerinin kaydedilmesi, belgelere el konulması ve avukat görüşlerinin sınırlandırılması talebini onayladı.

Adnan Oktar'ın 'Harun Yahya' takma adıyla yazdığı kitapları, Kadıköy gibi ilçelerde 'Cavit Yalçın' adıyla piyasaya sürdüğü ortaya çıktı. İtirafçı M.A., Harun Yahya isminin Kadıköy'de kitapların satılmasına engel olduğu düşünüldüğü için Cavit Yalçın ismiyle basıldığını açıkladı.

Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü'nün güncel yapılanmasına yönelik soruşturma tamamlandı. 352 sayfalık iddianamede 20 kişi şüpheli olarak yer aldı. Örgütün 2018’deki büyük operasyondan sonra sürdürdüğü iletişim yöntemi de detaylıca anlatıldı. İşte suç örgütün iletişim yöntemi…

Şebnem Korur Fincancı’nın 2006’da ‘işkence raporu’ hazırladığı Adnan Oktar Suç Örgütü üyesi Hasan Basri Güner, 2010’da da mahkemeye sahte belge sundu. Adli Tıp Kurumu, 2011’de hazırladığı belgede, Güner için hazırlanan 2010’daki raporun sahte olduğunu saptadı

Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü'yle ilgili 2021 yılında yürütülen soruşturmada dijital materyaller ele geçirildi. Yaklaşık 300 sayfalık dijital materyallerde OKtar'ın cezaevi notları ortaya çıktı.

Adnan Oktar Suç Örgütü’ne yönelik yürütülen operasyonda etkin pişmanlıktan yararlanan eski bir örgüt üyesi, Mahkemedeki ifadesinde, eski İstanbul Emniyet Organize Suçlarla Mücadele ve Kaçakçılık Şube Müdürü Adil Serdar Saçan’a işkence iftirası attıklarını itiraf etti.

Adnan Oktar silahlı suç örgütüne yönelik hazırlanan yeni iddianamede ayrıntılar ortaya çıkmaya başladı. İddianame kapsamında örgüt üyesi bazı sanıkların İsrailli siyasetçilerle görüşmeler yaptıkları tespit edildi.

Adnan Oktar Suç Örgütü’ne yönelik yeni hazırlanan iddianamede örgütün yöneticileri isim isim belirtildi. Oktar’ın örgütü ‘Hukuk’ ve ‘Sosyal Medya’ gruplarıyla ayakta tutmaya çalıştığı ifade edilen iddianamede bu gruplarda yer alan örgüt üyeleri ve faaliyetleri ayrıntılı olarak aktarıldı

Adnan Oktar silahlı suç örgütünün, üyelerini diri tutmak ve deşifre olan örgüt üyelerinin yerine yenilerini kazandırmak amacıyla faaliyetleri devam ediyor. Örgütün güncel yapılanması hakkında 20 sanık hakkında dava açıldı.

Fincancı’nın Adnan Oktar Suç Örgütü üyeleri için verdiği raporlarda işkence iddiasını delillendiremediği, ‘kanaatle’ sonuca vardığı ortaya çıktı. Aydınlık’ın ulaştığı raporlara göre Fincancı, 2005, 2006 ve 2007’de muayene ettiği örgüt üyeleriyle ilgili bulguları temelsiz şekilde 1999’a dayanıyor.

Şebnem Korur Fincancı’nın Adnan Oktar soruşturmasında verdiği işkence raporu yeniden gündeme geldi. Kamuoyunun büyük tepkisini çeken Fincancı’ya PKK’nın gazetesi sahip çıktı.

Adnan Oktar Suç Örgütü üyelerinin ‘işkence raporu’yla kurtuldukları iddialarıyla başlayan tartışmada yeni belgeye ulaştık. Belgeye göre, 1999’da gözaltına alınan Oktarcılar için iki farklı hastanede iki farklı tarihte rapor verildi. Raporlarda ‘darp cebir izine rastlanmadı’ denildi