Harekete ne zaman geçilecek?

Ogün Samast’ın itirafları ortada.

Hrant Dink cinayetinin ardında F tipi çetenin olduğu artık ispatlı.

Sadece o değil, Rahip cinayetinden Malatya’daki katliama kadar paralel örgüt hedeflediği Ergenekon ve Balyoz tertiplerine kamuoyu desteği adına pek çok cinayeti tezgahlamış.

Bırakın bunları bu örgütün Yargı ve Emniyet’teki hükümranlığını artık bilmeyen mi var!

Tablo bu ise neden tam bir yıldır hâlâ örgüt davası açılmadı?

Niçin Emniyet ve Yargıyı saran bu tümör temizlenmiyor?

Gecikilen her gün risk demek zira bu tümör metastaz dolayısı ile bütün devleti çürütebilir.

Son söylenti, F tipi örgütün elinde sıfırlama esnasında çekilen görüntüler ile kıyamet koparacak bir seks kaseti olduğu şeklindedir ve bu sebeple gürültü yapılmasına karşın son vuruş yapılmıyor, yani örgüt davası açılmıyor.

Bu iddialar ne kadar doğru bilmeyiz ancak AKP’li bir vekil hakaret içeren bir tweet attı diye başına malum şeyler getirilirken F tipi örgütün bir yıldır sadece söz ile dövülmesi insana acaba mı dedirtiyor!

Kuşkusuz tersinden bazı bilgiler de var ve operasyon eşikte deniliyor ama Türkiye’nin bu bela bağlamında artık bir dakika bile beklemeye tahammülü yok.

ŞURA VE ATANAMAYAN ÖĞRETMENLER

Milli Eğitim Şurası yapıldı?

Nerede?.. Antalya’da...

Niçin Ankara değil de Antalya bu birinci sorudur... Farkında mısınız Ankara hep ikinci plana atılıyor.

Peki temel gündemi neydi?

Osmanlıca ile 5 yaşındaki ana okulu öğrencilerine zorunlu din eğitimi.

350 bin atanamayan öğretmen var ki bunların üçünden biri haklı olarak bunalımda. Peki bu konu Şura’da gündeme geldi mi?

Aynı şekilde üniversitelerden talep fazlası öğretmen mezun edilirken planlama teklif edildi mi?

İkisinin de cevabı hayır...

Şu halde yapılan Milli Eğitim Şurası değil eğitimde yeni dizayndır. Zira orada amaçlanan laik ve çağdaş eğitimin boğazlanması ve de Arap alfabesinin adım adım önünün açılmasıdır.

Öyledir çünkü seçmeli ders olarak Osmanlıcaya kimsenin itirazı olmaz, hadise o ambalaj ile Arap alfabesini okullara sokmaktır.

TAYYİP’İN YENİ YOL ARKADAŞLARI

HAYRETTİN KARAMAN: Adeta AKP’nin fetvacıbaşısı. TÜRGEV ve Havuz Medyası ile alakalı verdiği fetvalar İslam adına yürek burkuyor. Ne var ki Karaman’ın bu fetvaları sonrasında oğlu Erdoğan tarafından rektör atandı.

ADNAN (OKTAR) HOCA: Habertürk Gazetesinde dekolteli bir kadının fotoğrafı basıldı diye Alo Fatih diyen Tayyip Erdoğan, Adnan Hoca’nın kendi televizyon kanalında silikonlu meme şovu yapmasından rahatsız değil çünkü Oktar kendini destekliyor. İyi de İslami hassasiyet hani nerede?

YİĞİT BULUT: AKP kapatılsın diye çırpınan ve bu amaç uğruna kampanya yapıp art arda yazılar yazan Bulut, Ergenekon soruşturmasına dahil olmamak adına çark edince Tayyip’in kıymetlileri arasına girdi.

RASİM İLE NAGİHAN: 2009’da “Bir kadın olarak Tayyip’ten utanıyorum” diyen Nagihan ve kocası ROK değer tanımadan fedailiğe soyununca yakın çevreye dahil oldular.

YAVUZ BİNGÖL: Sesi ve sanatı hiç olup solculuğu kullanıp adını duyuran Bingöl’ün gerçek yüzü iktidardan beklentileri ile ortaya çıktı ve Tayyip’in yeni yol arkadaşı olarak tescil gördü.

BÜLENT ERSOY: Tayyip’in her davetinde en önde... Sahi Erdoğan bu adam pardon kadın pardon her ne ise bu isimde ne buldu ve hangi birikimi nedeniyle kendine yakın tutuyor?

ETHEM SANCAK: Eski Marksist yeni vahşi kapitalist Sancak şimdi Tayyip’e yoldaş!

KUR’AN’I MÜZİK GÖRENLER!

Kur’an nedir?

İslam dininin kutsal kitabı.

Kutsal kitap niye gönderildi?

Yaradanın yani Allah’ın mesajlarını iletmek için.

Yani Kur’an mesela müzik kutusu değildir.

Ancak bizde Kur’an maalesef müzik niyetine okunur.

Okuyanlarla dinleyenlerin tamamına yakını okunanı anlamaz, müzik niyetine keyif alır.

İyi de Allah Kur’an’ı melodi olsun diye göndermedi ki!

İlaveten Kur’an ilahi mesajlar kitabı ise -ki öyledir- onun lisanı önemli değildir.

Yaradanın mesajlarını sadece Arapça’ya o da müzik niyetine hapsetmek aslında Allah’a dolaylı isyan değil midir?