İşte F tipi örgütün işlediği cinayetler

Trabzon’da Rahip Santaro...

Malatya’da zirve cinayeti...

İstanbul’da Hrant Dink...

Bu 3 cinayetin Ergenekon ve Balyoz tertiplerine uluslararası kamuoyu desteği adına F tipi örgütün yargı ve Emniyet içindeki haşhaşiler tarafından tezgahlandığı artık nerede ise kesindir.

Bu cinayetlerde kullanılanların devşirilen BBP ya da Alperen Ocakları kökenli olması ise tesadüf değildir.

Devam edelim:

Danıştay baskını yine F tipi örgütün marifetiyle Ergenekon ile irtibatlandırılmıştır.

Ama en önemlisi Necip Hablemitoğlu F tipi çeteyi deşifre eden dökümanı kamuoyuna sunma arefesinde katledilmiştir ki fail yine zerre kuşkunuz olmasın F tipi örgüttür.

Peki bizzat Cumhurbaşkanı ile şurekası örgüt ifadesini kullanmalarına rağmen bir yıldır niye mi örgüt davası açtırmıyorlar?

Ucu kendilerine dokunur diye zira aynı emperyal hedefler adına beraber yürüdüler 11 yıl boyunca!..

BİR BAKAN BUNU NASIL YAPAR

Bir bakanın kızına yalakalığa yorumlanacak şeyleri yapmasına izin vermek ayıp ötesidir.

Olay şudur:

Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın henüz reşit olmayan kızı, avucu ve bilek ile parmaklarına Tayyip-RTE diye yazıp bunu okulu ziyarete gelen Erdoğan ile eşi Emine Hanıma gösteriyor.

Bu hoş değil zira o kız çocuğu bakan babasına sormadan bunu yapmaz ve o bakanın buna olur vermesi çirkin!

Ben Tayyip Erdoğan’ın yerinde olsam bu tür şeylere prim vermezdim ama Erdoğan’ın yıllar yılı Meclis’e amigo korosunu getirmesi misali bu noktada zaafı büyük.

İyi de İslamda tevazu en temel şart değil mi?

MİLLİ İRADEDE ATATÜRK İLE TAYYİP?

Tayyip Erdoğan’ın her icraat ve duruşunda Atatürk’ten sanki rövanş alma amacı var.

Belki öyle değil ama toplumdaki algı budur.

Mesela son olarak Atatürk gibi kara tahta önünde elinde tebeşir poz vermesi böyle bir fotoğraftır.

Yahu Atatürk Türk dilini yaşatmak ve Türklüğü diriltmek adına harf inkılabı sürecinde verdi o pozu, peki Tayyip’in verdiği o fotoğraf neden?

Kara tahtaya yazdığı milli irade umdesini duyurmak için mi dediniz!

Orada durun zira milli irade 1946’dan beri var ki rahmetli Atatürk 1924 ve 1929’de Terakki Perver ve Serbest Fırka teşebbüsleri ile çoğulculuk için harekete geçmiş lâkin dönemin dünya konjonktürü gereği bu mümkün olmamıştı. Dolayısı ile Milli İrade demek gerçekte monarşiyi yıkıp Cumhuriyeti kuran Atatürk demektir.

ALEVİ AVINI DERSİM İLE ÖRTMEK!

Bu ülkede tam 12 yıldır Alevi avı var.

Tek tek inceleyin bir tane olsun Alevi kökenli değil bakan, müsteşar, vali, bir genel müdür bile bulamazsınız.

Dahası Alevi olmak artık potansiyel suçlu olmaktır ki bunu Ergenekon ve Balyoz tertiplerinde yakından gözlemledik.

Aynı şekilde Gezi direnişinde ölen yiğitlerin tamamının Alevi olmaları tesadüf olarak açıklanabilir mi?

Yeni kitabımız “İŞTE İSLAMIN VE TÜRKLÜĞÜN KATİLLERİ”nde konu edildiği gibi onbinlerce Alevi Türkmeni katleden Yavuz Sultan Selim isminin yeni köprüye verilmesi alevilere açık bir hakarettir.

Bütün bunları yapanlar şimdi Dersim olayını çarpıtıp Alevi kardeşlerimizi Atatürk ile Cumhuriyet’le karşı karşıya getirmek istiyorlar...

Bereket Aleviler aydın ve sağduyulu, oyuna gelmiyor ama Y-CHP’nin dramatik duruşu ortadadır...

PAYLAŞILAMAYAN DİYASPORA ELEMANI

Tekraren belirteyim asla ve kat’a şoven değilim.

Öyle olanları da ayıplarım.

Dolayısı ile Etyen Mahçupyan için yapacağım eleştiriler onun Ermeni kökenli olmasından değildir.

Etyen’in belirleyici vasfı emperyal bağlantılı olması yani onu çağrıştırmasıdır zira piyasaya çıkalı beri Ermeni Diasporasının sözcüsü gibi hareket ediyor.

Keza asla milli ve demokrat değildir.

Siyasal İslamın kurduğu baskıcı Tiran rejimine resmi olarak muhafızlık edene dünyanın hiç bir yerinde ne demokrat ne de aydın denir!

Başbakan Davutoğlu’nun göreve gelir gelmez bu adamı başdanışman yapması Erivan, Washington ve Ermeni diasporasını memnun etme ve hatta teminat adınadır da, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Etyen Mahçupyan’ı partisinin grup toplantısında referans isim olarak sunmasının makul ve anlaşılır bir açıklaması yoktur.