08 Mayıs 2024 Çarşamba
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İşte liboş döneklerin son ittifakı!..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

A+ A-

Bu ülkede, dönek liboşların Atatürk düşmanlığı uğruna ittifak kurmayacakları kimse yok... Omurgasızlar şimdi de bir dönem AKP ile kol kola olan cemaat medyasıyla aynı safta nara atıyorlar!..

Baksanıza; cemaatin gazetelere verdiği sözde “özgür basın susturulamaz” başlıklı ilan, döneklerin albümü gibi çıkmış...

Yani, “Balyoz” zırvasında Atatürkçülere yönelik yargısız infazı alkışlayanlar, cemaat kardeşliğini de gazetelerdeki destek ilanlarında bir güzel deşifre etmişler...

Hem de “Ergenekon” kıyımı sırasında iftiracı yayınlarıyla AKP tetikçiliği yapan dinci medyayı “basın özgürlüğü” adına savunmak uğruna!..

Kimler yok ki destek ilanına imza atanlar arasında?.. Adlarını saymaya gerek yok çünkü hepsini zikzakları ve yılışıklıklarından çok iyi tanıyorsunuz;

Solcu geçinen ikiyüzlüler, dönekler, liboşlar, gerici-bölücü ittifakının işbirlikçileri, Atatürk ve laiklik düşmanları, kinci cumhuriyetçiler ve cemaatin yayın organlarından nemalanan kiralıklar...

En utanç vericisi de cemaatle kol kola giren Hikmet Çetinkaya adlı ikiyüzlü korkağın gazetesindeki yazar ve yöneticiler...

Kendi yazarının Kubilay’la ilgili yazısını sansür ederek tazminatsız işten çıkarttığı için yargı tokadı yiyen Cumhuriyet gazetesinin, işbirlikçilik-cemaat kulvarında savrulduğu mecra, yalnız Yunus Nadi’nin kemiklerini sızlatmıyor, bu gazeteyi ayakta tutmaya çalışan okurları da uzaklaştırıyor...

İşte bu yalaka ortamda, cemaatin ilanını elinin tersiyle iterek dik duruşunu bir kez daha gösteren Aydınlık gazetesi iyi ki varmış...

Ve gazetemizin ilkeleriyle bir kez daha yineliyoruz; Demokrasi, basın özgürlüğü ve adalet, sağcı, solcu, dinci vs. her kesim için kesinlikle sınırsız olmalı... Ancak bu kutsal dayanakları kendi egemenlikleri ve kumpasları uğruna yıkmadıkları zaman...

SENARİST!..

Dünkü Aydınlık’ın manşetinde, “Fethullah yazdı, Samanyolu oynadı” başlıklı çok şaşırtıcı bir haber vardı...

Cemaatin medya yapılanmasına yönelik operasyonda gözaltına alınanlar arasında, Samanyolu televizyonunda oynayan dizilerin senarist ve yönetmenleri de vardı ya?..

İşte bu filmciler verdikleri ifadede, dizi senaryolarının özellikle de “Şefkat” Tepe dizisindeki “Karanlık Kurul” sahneleriyle ilgili diyalogların kendilerine yazılı olarak geldiğine dikkat çekmişler...

Aydınlık da işte bu ifadelerden yola çıkarak, operasyonda gözaltına alınan Zaman gazetesi yöneticisi Ekrem Dumanlı ile Fethullah Gülen arasında daha önce deşifre olan aynı dizi üzerindeki görüşmelere dikkat çekmiş...

Tüm bu ilişkiler şunu da kanıtlıyor; Gülen cemaati her konuda kılı kırk yararak propaganda yürütüyor...

İşte bu yapılırken dizilerdeki “karanlık diyaloglar” bile Gülen’in kaleminden geçiyor!..

Cemaatin dizi senaryolarına bu kadar önem vermesi, “Ergenekon” ve “Balyoz”da, cumhuriyetçileri yıkmak için yazılan uydurma senaryoların kimlerin elinden çıktığını da sorguluyor!..

ATAŞEHİR’İN PANİĞİ İLGEZDİ’NİN İHALECİSİ!..

Sevgili okurlar; hep söylerim hırsızlığın, yolsuzluğun, rantiyeciliğin ve rüşvetin sağı solu olmaz... Kul hakkı nerede yeniliyorsa, şaibe nereyi sarmışsa bunu araştırıp yazmak gazetecinin görevi olmalıdır.

Bu köşede AKP ve CHP demeden kimi belediyelerde ayyuka çıkan vahim iddiaları da sıralıyoruz... Ne şaşırtıcıdır ki son vakalar utanç vericidir;

AKP’li Melih Gökçek bile bu köşede hakkında çıkan iddialara telefonda yanıt verirken, seçildiği günden bu yana yolsuzluk iddiaları nedeniyle gazetelere manşet olan CHP’li Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi, içinde sorularımıza tek bir yanıtın olmadığı zırvaları “açıklama” diye millete yutturmaya çalışıyor...

Ataşehir’le ilgili bu köşede çıkanlar, şaibelerin yüzde 10’nu bile oluşturmuyor... Belediyeyi kendisi ve ailesinin çiftliğine çeviren İlgezdi’ye bir kez daha soruyoruz; Ataşehir Belediyesi’ndeki panelde eşinle birlikte kürsüye çıkarttığın ve PKK jargonuyla konuşan gazetecinin şirketine kaç paralık ihale verdin?..

Bu ve daha önceki sorular çok net... İlgezdi, haber kaynaklarına ulaşmak için belediyede terör estireceğine ve basın danışmanı olacak komik zavallıyla birlikte saçmalayacağına sorulara cevap versin... Aksine Aydınlık onun da çevresindeki işbirlikçilerin de yakasını bırakmayacak...

TALİBAN İNSANI MI VURUYOR DİNİ Mİ?..

Taliban bağnazlarının Pakistan’da bir okulu basarak çoğu 10-12 yaşları arasındaki 148 kişiyi katletmesi dünyayı ayağa kaldırdı...

Taliban da tıpkı Suriye’de kafa kesen IŞİD ve öldürdükleri insanların ciğerlerini sökerek yiyen El Nusra adlı dinci örgüt gibi El Kaide’nin türevleri...

Ve ne yazık ki bu üç örgüt de Amerika’nın, Afganistan-Pakistan, Irak, Libya ve Suriye’deki “parçala-yönet” projesinin ürünleri...

Yalnız ABD’nin perde gerisindeki yönetiminin ve desteğinin değil, İslamiyet’le ilgili en küçük tartışmada “katli vaciptir” fetvası yayımlayan dünya üzerindeki Müslüman toplumların yöneticilerinin de bu katliamlarda sorumluluğu var...

Onlar da “şeriat” uğruna terör estiren bu bağnaz katillere “din kardeşliği” adına göz yumarken, sessiz kalarak şiddetin ve katliamın büyümesine olanak sağladılar...

“Şeriat” adına çoluk-çocuk, kadın demeden kafa kesen, katliam yapan örgütler insanlığı yaralıyor olsalar da, uzun vadede dayatılan kanlı algı aslında İslamiyet’i vuruyor...

Giderek artan vahşete birilerinin “dur” deme ihtimali olmadığına göre, işlenen her cinayet Müslümanları “barbar”mış gibi göstermeye devam edecek ve bu süreçte gerçek inananlar da çok büyük yaralar alacak...