26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İTÜ’de Spor Bilimleri Sempozyumu...

Metin Tükenmez

Metin Tükenmez

Eski Yazar

A+ A-

İstanbul Teknik Üniversitesi Beden Eğitimi Bölümü’nün düzenlediği Uluslararası Spor Bilimleri, Mühendisliği ve Teknolojisi Sempozyumu 10-13 Mayıs 2015 günleri üniversitenin Ayazağa Yerleşkesi’ndeki Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Beden Eğitimi Bölümü Başkanı Doç. Dr. Mustafa Kumral’ın destek verdiği ve bölüm elamanlarının bir yılı aşkın süre yaptığı çalışmalar başarılı bir sempozyumun ortaya çıkmasına neden oldu.  

Dünyanın çeşitli ülkelerinden, Japonya’dan, Çin’den, Almanya’dan, Avusturya’dan, Güney Afrika Cumhuriyeti’nden, İran’dan, Sırbistan’dan gelen spor bilimcilerle birlikte ülkemizin değişik üniversitelerinden bilim insanları araştırmalarını paylaşarak sporun gelecekteki yolunu aydınlatmaya çalıştılar.  

İTÜ’nün ilk kez düzenlediği uluslararası spor sempozyumu hiçbir popüler unsur barındırmadığı, tamamen bilimsel içerikli olduğundan parasal destekçilerin (sponsorların) ve katılımcıların fazla ilgisini çekmedi. Bu tür sempozyum ya da seminerlerde izleyici ilgisi yaratmak için hiç hak etmeyenlere onur ödülü vermek gibi ucuz bir yola başvurmadı İTÜ Beden Eğitimi Bölümü. Başlangıçta parasal destek vereceklerine ilişkin söz veren ülkenin büyük kuruluşları sempozyum yaklaştıkça kulakları üzerine yattılar. Sadece Basketbol,Voleybol, Kano ve Kayak federasyonlarından destek geldi. Birkaç özel firma da çorbada tuzumuz olsun anlamında yardımda bulundular. 

Fatih Terim’e 1 Milyon Lira aylık veren Futbol Federasyonu, onca uğraşımıza ve karşılıklı konuşmalarımıza karşın sempozyuma destek vermeyerek ilimle, bilimle ilgilenmediğini, öncelikli işinin popüler söylemlerle insanları oyalamak olduğunu, böylece kanıtlamış oldu. Dolayısıyla İTÜ kendi kaynaklarına dayanarak sempozyumu gerçekleştirdi, başarılı da oldu. Genelde bir spor bilimleri sempozyumu yapmak biraz daha kolaydır. Ancak işin içine mühendislik ve teknoloji katıldığında organizasyon zorlaşır. Kurumun adı İTÜ olunca bu zorluğun üstesinden gelinebiliyor. Beden Eğitimi Bölümü Başkanı, başkan yardımcıları ve altı öğretim elemanı sempozyumun yayımcıları(editörleri) Dr. Birgül Arslanoğlu ve Dr. Hülya Yeltepe Ercan’a destek vererek bu zor organizasyonu gerçekleştirdiler. Sadece Gedik Üniversitesi’nden Dr. Yeşim Albayrak Kuruoğlu bölüm elemanı gibi bir yıl boyunca çalıştı. İTÜ Beden Eğitimi Bölümü’nü ve emeği geçenleri kutlarız.. 

DEMBA BA KAÇIRIYOR, BİLİC BAKIYOR... 

Beşiktaş teknik direktörü Slaven Bilic’i sosyalist söylemleri yüzünden sevdik. Ondan beklediğimiz emeğe saygı göstererek Beşiktaş’ın üretici güçlerini öne çıkartmaktı. Zaman içinde gördük ki, takımın içerisinde üretimini neredeyse tamamen durduran Demba ba’ya dokunulmazlık hakkı veriyor. Gazeteler Demba Ba’nın 20 maçtır kart sınırında olduğu halde kart görmediğine ilişkin haber yapıyor. Bu, onun 20 maçtır hiçbir şey oynamadığını göstermektedir. Trabzonspor karşılaşmasında yedekten girip bir rastlantı golü atması ile yeniden 11’de yer buldu, belki de Beşiktaş’ın şampiyonluk şansını Ankara’da bıraktı. Peki, ikinci yarıda oyuna girip gol atan 11’de yer bulabiliyorsa, Karabük maçında gol atan Cenk Tosun neden aynı uygulamadan payına düşeni alamıyor. Trabzonspor karşılaşmasında ikinci golü atan Mustafa Pektemek neden yedekte? Demba Ba geçmişte iyi bir oyuncu olabilir ama popüler deyimle Türkiye’de fişi çekmiş.  

Oynamayan futbolcunun ilacı yedek kulübesidir. Sosa yedeğe alındı, son maçlarda takımın en iyisi. Demba Ba’nın ayakta duracak hali yok. Arkadan gelen rakibini görüp kendini yere atıyor, iki metreden topu dışarı gönderiyor. Demba Ba’nın sorunu fiziksel olarak bitmiş olması, dolayısıyla futbolunun sonuna gelmiş olması. Böyle bir santrforla Beşiktaş şampiyon olamaz.  

Futbol insanlık tarihinin en sosyalist oyunudur. Ne kadar emek koyarsanız o denli karşılık bulursunuz. Ancak sosyalist olduğunu söyleyen Bilic bunun ayırtında değil. Haftalardır, aylardır üretmeden forma şansı bulan bir oyuncuyla şampiyonluk kovalanamaz. Beşiktaş üçüncü de olsa ligin en başarılı takımıdır. Bu başka bir şeydir. Ama en önemli konumda, gol ayağı olarak görev yapan bir oyuncunun 20 haftadır kılı kımıldamıyorsa Bilic’in sosyalistliği de, teknik direktörlüğü de sorgulanır. Ben İstanbul Amatör Ligi’nde kaç hoca bilirim ki, geriye düştüğünde ya da kazanmak zorunda olduğu karşılaşmalarda üçlü savunmaya dönerek gol ararlar. Bilic, Ersan Gülüm’ü çıkartıp Cenk Tosun’u oyuna alırken Atiba’yı stopere çekti. Üstelik rakip 10 kişi kalmıştı. Cenk Tosun’u oyuna alıyorsanız Beşiktaş üçlü savunmaya geçecektir. Bunu göremeyen bir hoca sosyalist de olsa görevini yeterince yapamıyor demektir. Dolayısıyla, eğer Beşiktaş şampiyonluğu kaçıracaksa bunun sorumlusu önce Bilic sonra da Demba ba olacaktır. Demba Ba kaçırıyor, Bilic bakıyor...