Millet sineye çekti siz de çekin, vazgeçin!

2002’de Irak işgali için iktidara taşındınız. 1 Mart tezkeresini ABD istedi, siz hazırladınız.

PKK ile masaya ABD talimatıyla oturdunuz.

Habur rezaleti unutulmadı.

Oslo, İmralı hafızalarda.

Öcalan’a övgüler kayıtlarda.

PKK “açılım” sürecinde güçlendi.

FETÖ’YE DESTEK

FETÖ ne istediyse verdiniz.

Devleti sayenizde ele geçirdi.

2002 sonrası FETÖ için “altın yıllar” oldu.

Ergenekon tertibindeki birliktelik unutulmadı.

15 Temmuz’un taşlarını siz döşediniz.

Devlet dairelerinden T.C.’yi kaldırmaya kalktınız.

Türk’ü anayasadan çıkarmaya çalıştınız.

SURİYE KRİZİ

2011’de Suriye krizi başladı.

ABD istedi, böyle oldu.

Bayramda Emevi Cami’sinde namaz kılacağınızı sandınız.

Türkiye’yi teröristler için yol yaptınız.

911 kilometrelik Suriye sınırını açtınız.

PYD’YE DESTEK

PYD Ayn El Arab’ı ele geçirsin diye anayasa çiğnediniz.

Meclis kararı olmadan Peşmergeyi silahlarıyla Türkiye topraklarından geçirdiniz.

PYD lideri Salih Müslüm’ü Türkiye’de ağırladınız.

Vatandaşın vergileri ile Müslüm’ün masraflarını karşıladınız.

TERÖRİSTLERE YARDIM

Yardım adı altında verilen desteğin ne olduğunu bilen yok!

Esad yönetimine karşı savaşan teröristler o kadar rahattılar ki!

Öğle yemeği için Reyhanlı’ya, Yayladağ’a, dinlenmek için Yalova’ya gelenler bile oldu.

EKONOMİ

Ekonomide yaşanan kriz izlenen yanlış politikaların sonucu.

Sanayinin ithalata bağımlı hale gelmesi, Türkiye’nin ithal mal cenneti yapılması sizin eseriniz.

Türkiye kağıt üzerinde büyüdü, özde küçüldü.

...

Hangi birini sayalım!

GEÇMİŞİ KURCALAMIYORUZ!

Geçmişi kurcalamaya niyetimiz yok. Şimdi yanlıştan dönülüyor. “Zararın neresinden dönülürse kârdır” diye düşünüyoruz.

Toplumun büyük kesimi de aynı noktada.

“Açılım” sürecini, PKK’nın büyütülmesini, Oslo görüşmelerini, FETÖ’ye desteği, Suriye’de yapılan hataları hazmetti.

Ama!

Yenilerine tahammül yok!

BAŞKANLIK SİSTEMİ

TBMM’ye getirilen ve “Cumhurbaşkanlığı Sistemi” adı altında “Başkanlık Sistemi” öngören teklif diğerlerinden farklı değil.

AKP bütün uyarılara rağmen yine burnunun dikine gidiyor.

2010’da yapılan anayasa referandumu sonrasında “bayram” kutlaması yapılmıştı. Ancak o bayramın “FETÖ’nün bayramı” olduğunu acı tecrübelerle öğrendik.

Şimdi yine benzer bir durumla karşı karşıyayız.

YÖNETEMEZSİNİZ

Ülkenin durumu ortada. Meclis’te 330 bulunsa da referandumda yüzde 50 aşılsa da Türkiye’yi tek başına yönetmek zor. İmkansız.

Halk sineye çekti, sen de “hayallerini” sineye çek.

“Halkımız böyle istiyor” savunması kurtarmaz. Daha önce de hatırlattık. Halkımız 12 Eylül anayasasına yüzde 92 oy vermişti. 2010 anayasa değişikliği için de çoğunluk sağlandı.

Sonuç ne oldu?

İkinci dünya savaşının taşları döşenirken de “halk desteği” gündemdeydi. Hem de kaç sefer. Ama sonrasında tam bir felaket yaşandı.Tarihten ders alınmazsa zararı herkes görüyor!

VAZGEÇİN!