28 Nisan 2024 Pazar
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kalkık Horoz’dan Günümüze

Koray Gürbüz

Koray Gürbüz

Eski Yazar

A+ A-

Terörle mücadelenin yoğun yaşandığı doksanlı yıların ilk yarısında “GİZLİ” ibareli yüzlerce istihbarat raporunda:

“Kuzey Irak’ın x bölgesinde, x vadisinde, x tarihte, saat x sıralarında gelen Amerikan ordusuna ait iki zırhlı araçtan indirilen x sayıdaki sandık, x bölgesinde faaliyet gösteren, x kod adlı, x’in liderlik ettiği gruba teslim edildi. Teslimatın ardından zırhlı askeri araçlar geldikleri istikamete doğru vadiyi terk etti” yazardı.

Kimilerine kurmaca bir film sahnesini anımsatıyor olsa da bu topraklar tüm acı yönleriyle bu tip olaylara şahit olmuştur. Hatta 1990 yıllarda mühimmatını bulamadığımız ve kullanmaya çekindiğimiz ABD menşeili silahlar PKK’nın elinde bolca bulunmaktaydı.

1991 yılındaki Irak Savaşı’nda yüz binlerce masum insanı öldürdüğünü unutan ABD, o dönemde tüm dünyayı, Kuzey Irak’ta yaşayan insanları Saddam’ın olası saldırılarından korumak için bir tampon bölge kurulması gerektiğine ikna etmeye uğraşıyordu.

Bu maksatla ABD, orijinal adı “Operation Provide Comfort” (Huzur Sağlama Harekâtı) olan yerleşme planı çerçevesinde 36. enlemin kuzeyini tampon bölge ilan etti. Adana, İncirlik’te uluslararası bir hava birliği ve Zaho’da bir irtibat merkezi oluşturuldu. Kamuoyunda biz “Çekiç Güç” diyorduk ancak Çekiç Güç diye Türkçe’ye yanlış çevrilen şey İncirlik’teki hava operasyonlarını yürüten birliğin adıydı ve gerçek ismi “Kalkık Horoz” yani Poised Hammer’dı. İsimde adı geçen Horoz’sa silahın her an ateşe hazır olduğunu gösteren horozdu! Yani herkese “Sizi de vururum!” mesajı veriliyordu.

K.Irak’ta, Çekiç Güç’ün himayesi altında, faaliyet gösteren çok sayıda Uluslararası Yardım Kuruluşu ve Hükümet Dışı Örgüt de (NGO’lar) vardı. Amaçları insani yardım gibi görünse de aslında bölgedeki Kürtleri kendilerine bağlamaktan başka bir şey yapmıyorlardı. Talabani’yi ve Barzani’yi parayla kendilerine bağladılar. Onların güçlenmesi için silah, taktik, lojistik gibi eğitimler verdiler. Yanlarında sürekli bir Amerikalı istihbaratçı oldu ve ABD, aşama aşama kukla bir Kürt devletinin temellerini attı.

PKK-ÇEKİÇ GÜÇ İLİŞKİSİ

K.Irak’ta PKK’nın güçlenmesi, kamp kurması ve rahat hareket etmesi için bölgeler oluşturuldu. PKK’lı teröristlere bomba yapımı, taktik, silah, mühimmat ve örgütlenme eğitimi verdiler. Aynı zamanda hem PKK’ya hem de KYP’ye, KDP’ye silah lojistiği sağladılar. Bunu da genellikle Çekiç Güç vasıtasıyla yaptılar. Adana, İncirlik’e gelen silahlar ya helikopterler aracılığıyla ya da paraşütlerle teröristlere veriliyordu.

Aynı dönemde ABD’nin Türkiye’ye sattığı helikopterlerde “seyrüsefer” sistemi olmadığı için gece uçamazlardı. Bu yüzden bölgede gece uçan helikopterlerle ilgili “Vur!” emri veriliyordu. Çünkü gece Çekiç Güç’ün güzergahında bulunmayan Cudi, Gabar, Besta, Aktütün gibi bölgelerde helikopter sesleri gelirdi. ABD helikopterleri bu bölgeye gelip silahları bıraktıktan sonra PKK’lı yaralıları alıp K.Irak’a götürürlerdi. Bazen ABD’li pilotlar yanlışlıkla askerlerimize de yardım paketi atarlardı. Buna benzer Çekiç Güç’ün yüzlerce şüpheli harekâtı ihbar olarak Genelkurmay Başkanlığı’na bildirilmişti.

Her ne kadar ABD bu olanları örtbas etmek için ciddi girişimlerde bulunsa da Çekiç Güç hakkındaki tüm açık ve gizli istihbarat bilgileri analiz edildiğinde Çekiç Güç’ün, Kuzey Irak’ta bir Kürt Devleti kurma misyonunu kararlı bir biçimde yürüttüğü, dahası Türkiye’ye karşı faaliyette bulunan bölücü terör örgütüne de lojistik destek sağladığı açıktır.

ABD’nin 1990 yıllarda gizli gizli yaptığı bu faaliyetleri 2017 yılına geldiğimizde DEAŞ’la mücadele bahanesiyle devam ettirdiği artık net bir şekilde görülmektedir. ABD’nin terör örgütü PKK/PYD-YPG’ye yaptığı silah sevkiyatının boyutu Avrupa’daki birçok ülkenin ordusunu geçmiş durumdadır. Hatta toplam silah yardımını 1990’dan günümüze kadar ele alırsak bu yardımın inanılmaz bir miktara ulaştığı tespit edilecektir. Aynı şekilde Almanya, Fransa, İngiltere gibi Avrupa’nın önde gelen ülkelerinin de hem kendi topraklarında PKK’nın faaliyetlerine göz yummalarını hem de silah ve mühimmat yardımında bulunmalarını esas alırsak, ABD ve Avrupa ülkelerinin PKK’yı uzun vadeli bir aparat olarak gördükleri ortaya çıkacaktır. Bu anlamda anılan ülkelerin PKK’dan ve ona bağlı örgütlerden kısa sürede vazgeçeceğini düşünmek saflık olacaktır.

O halde Türkiye bu işin çözümünü batıdan medet umarak değil kendi imkân ve olanakları çerçevesinde aramalıdır. Bunu yaparken de dost ya da müttefik kavramlarını kağıtlara yazmak yerine sahadaki gerçekleri referans almalıdır.

Aksi halde “Kalkık Horoz”un horozu indiğinde çıkan mermi Türkiye’ye saplanmaya devam edecektir.