30 Nisan 2024 Salı
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

21. yüzyılda Lenin

Doğu Perinçek

Doğu Perinçek

Gazete Yazarı

A+ A-


21.yüzyılın kollarında nereye gidiyoruz?
Bu sorunun cevabını tartışmak istiyorsanız, Bilim ve Ütopya dergisinin Ocak sayısını okumanızı dilerim.
Ekonomistlerin emperyalizm teorisi
20. yüzyılın başında insanlık yeni bir çağa girdi. Kapitalizm emperyalist bir karakter kazanmıştı. Hilferding, Hobson gibi ekonomistler, gelişmiş kapitalist ülkelerde tekellerin oluşmasını, büyük bir üretim fazlası oluşmasını, bunun mali sermaye olarak kapitalizmin çevresindeki ülkelere ihtiyacını tahlil ettiler.
Buraya kadarı emperyalizmin ekonomist tahlilidir.
Lenin farkı
Çağın devrimcileri farklı. Onların bilime katkıları ekonomistleri tekrar etmek değil; başka bir şey.
20. yüzyılın devrimcileri, emperyalizm çağının yeni sınıf ilişkilerini tahlil ettiler ve bir devrim teorisi ürettiler.
Lenin, 20. yüzyılın başında, çıktı “Asya çağına girdiğimizi” ilan etti. Artık devrim, 19. yüzyıldaki gibi gelişmiş kapitalist ülkelerde olmayacaktı.
Devrim, bundan böyle proletarya-burjuvazi çelişmesinin ürünü olmayacaktı. Devrim odağı, gelişmiş kapitalist ülkelerden Ezilen Dünyaya kayıyordu. Devrim, emperyalizm ile ülke/millet arasındaki çelişmenin çözülmesiydi artık.
‘Gerici Avrupa, İlerici Asya’
Lenin, emperyalizm çağının devrim iklimini dört sözcükle tanımladı: “Gerici Avrupa, İlerici Asya”
Dikkat buyurun lütfen: “Gerici Avrupa, İlerici Asya” saptamasını Lenin yüzyıl önce dile getirdi.
20. yüzyıl Asya’nın ayağa kalkmasına sahne oldu. Rusya, Türkiye, İran ve Çin’de başlayan süreç, Afrika ve Latin Amerika’yı da kucakladı ve 21. yüzyıla böyle geldik.
Batı merkezli devrimler çağından Doğu merkezli devrimler çağına girmiştik.
Marksizmin bir karikatürü
Emperyalizmin ekonomisi içine sıkışanlar bu süreci göremezdi. Lenin, onlardan “Marksizmin karikatürü” diye söz etti.
Emperyalizm, yalnız tekelci sermaye sistemi değil, büyük devletler arasında dünya hegemonyası için savaşlara varan bir rekabet sistemiydi. Emperyalist devletlerin azami sömürü eğilimi, Ezilen Dünya ülkelerini devletsiz bırakmaya yönelikti. Milli devletler, emperyalizm karşısında engel oluşturuyorlardı. Bu koşullarda Ezen Milletler ile Ezilen Milletler arasındaki mücadele, çağımızda sınıf mücadelesinin uluslararası biçimiydi.
Vatansız olan sermayeye karşı emeği savunmak, vatanı savunmakla birdi. Rusya’dan başlayarak bütün devrimler vatan savunmasıyla örtüştü.
21. yüzyılda Bilimsel Sosyalizm
Okurlar zaman zaman Bilimsel Sosyalizmi öğrenmek için kaynak soruyorlar. Bilim ve Ütopya dergisinin Ocak sayısını öneriyorum. Bu sayıdaki yazıları okuduğumuz zaman, 21. yüzyılın Bilimsel Sosyalizmiyle tanışıyoruz. Elbette 19. yüzyıldaki kökleri ve 20. yüzyıldaki büyük devrimci pratikleriyle.
Dergide sırasıyla Muzaffer Erdost, Doğu Perinçek, Yıldırım Koç, Emrah Maraşo, Samir Amin, Kalinin, Cenk Özdağ, Seyyit Nezir, Onurcan Ülker ve Kerim Gültekin’in incelemeleri var. Bilim ve Ütopya’nın bu sayısını Eylül 2012’de yayınlanan “İnsanlığın Devrimci Ufku Mao Zedung” sayısıyla birlikte okumanızı öneririm.
Hindistan ve Çin’den Rusya ve Küba’ya kadar günümüzde Bilimsel Sosyalizmin pratiği ve teorisiyle uğraşan bütün ülkelerin önde gelen liderlerini ve teorisyenlerini tanıdım. Onların da kanaatlerini aktarıyorum. Türkiye’de Bilimsel Sosyalizmin teorik birikimi uluslararası ölçülerde önemlidir ve yaratıcıdır. Bilim ve Ütopya’nın Lenin ve Mao sayıları bu açıdan dünya ölçeğinde ilgi çeken birikimi yansıtır.