29 Nisan 2024 Pazartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Avrupa ve ABD arasında çelişki artıyor

Ali Rıza Taşdelen

Ali Rıza Taşdelen

Gazete Yazarı

A+ A-

Ukrayna krizi Avrupa’nın dengesini bozdu. Kaderini ABD ile birleştiren Avrupa’nın yaşadığı kaçınılmaz sonuç bu. İçine düştükleri enerji krizinin sorumlusunun ABD olduğu çok açık.

ABD’nin Avrupa’yı denetim aracı olarak kullandığı NATO, Avrupa’yı Ukrayna’da ateşe sürdü. Bugün bunun bedelini ödüyorlar. Ağır bir bedel ve bunun farkındalar.

Savaştan ABD’nin kârlı çıktığını düşünüyorlar ve çıkış yolu arıyorlar.

ABD DENETİMİ DIŞINDA BİR NATO MÜMKÜN MÜ?

NATO’yu sorguluyorlar; daha Avrupalı bir NATO arayışındalar.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Avrupa’nın “Stratejik Özerlik” planını dilinden düşürmüyor ama NATO’dan da vazgeçmiyor.

Macron, Avrupa’nın NATO içinde daha kararlı bir rol üstlenmesi ve güvenlik konusunda ABD’ye olan bağımlılığını azaltmasının gerekliliğine inandığını söylüyor. “Kendi savunma yeteneklerimizi geliştirelim.” diyor.

NATO içinde olalım ama gerektiğinde bağımsız karar verebilelim diyor ve ekliyor: “Stratejik Özerlik NATO’ya alternatif değildir.” NATO’yu güçlendiren bir adım olur düşüncesinde.

ABD denetimi dışında bir NATO mümkün mü? Başka bir deyişle, NATO içinde kalarak bağımsız bir Avrupa Savunma Örgütü oluşturulabilir mi?

SARKOZY DE NATO’YU AVRUPALILAŞTIRALIM DİYORDU

Macron’un NATO ile ilgili bu son açıklamaları bize önceki cumhurbaşkanlarından Nicolas Sarkozy’nin 2009’da Fransa’yı yeniden NATO’nun askeri kanadına sokarken yaptığı açıklamaları hatırlattı.

Sarkozy, 6-8 Şubat 2009 tarihleri arasında yapılan Münih Güvenlik Konferansı’nda, AB yöneticileri ve ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’in önünde yaptığı konuşmada “ABD ile dostluğa bağlıyım, ama bu dostluk bağımsız müttefikler arasındaki dostluktur… Atlantik İttifakı kararların konsensüsle alındığı egemen uluslardan oluşan bir ittifaktır… Barış zamanında hiçbir Fransız askeri gücü sürekli olarak NATO’nun komutasında olmayacaktır… NATO’nun stratejisini yeniden ele almanın zamanı gelmiştir.” diyerek “NATO’nun Avrupalılaştırılmasını” savunmuştu.

DE GAULLE’ÜN DEVLET GELENEĞİNDEKİ İZLERİ

Bugün Fransa’nın son üç Cumhurbaşkanı Sarkozy, Hollande ve Macron ne kadar De Gaulle’ün NATO ve ADB karşıtı politikalarının izlerini silmeye kalksa da, Fransız devlet geleneğinde NATO’yu Fransa’dan kovan ve askeri kanadından ayrılan De Gaulle’ün ayak izleri derinliğini koruyor.

Fransız derin devleti içinde Atlantikçilerle Avrasyacılar arasında bir bilek güreşinin olduğu gerçeğini gözden kaçırmamak gerek.

Fransa’nın gerek NATO ve ABD karşısında gerekse Rusya ve Çin ile dostluğunda sürekli bocalamasının ve patinaj yapmasının nedeni bu.

ABD dayatmasıyla NATO’nun doğuya genişlemesi ve Rusya’yı kuşatması hedefiyle Ukrayna ile birlikte olmaları, Rusya’yı karşılarına almaları ve bunun sonucunda görülmemiş bir enerji kriziyle karşı karşıya gelmelerinin sorumlusunun ABD olduğu gerçeği bugün daha açık bir şekilde dile getirilmektedir. Utangaç bir şekilde olsa da iktidar çevreleri ve güçlenen NATO karşıtı partiler ve gelişen halk hareketleri Fransa’nın ABD ve NATO ilişkilerini sorgulamaktadır.

ABD-AB İLİŞKİLERİ GERİLECEK

Sadece NATO konusunda değil ABD ile AB arasında ticaret savaşının da giderek kızışacağına tanık olacağız.

Üst düzey Avrupalı yetkililer Joe Biden yönetimine katı bir tutumda ve şimdi Amerikalıları savaştan servet kazanmakla suçluyorlar. AB ülkelerinin ise acı çektiğini ifade ediyorlar.

Üst düzey bir AB yetkilisinin, politico.eu internet sitesine verdiği demeçte, “Gerçek şu ki, bu savaştan en çok yararlanan ülke ABD’dir, çünkü daha yüksek fiyatlarla sıvılaştırılmış gaz satıyorlar ve daha fazla silah satıyorlar.” diyor.

ABD kendi ülkesinin 4 katı bir fiyatla Avrupa’ya gaz satıyor. Macron ABD’nin bu tutumunun “dostça” olmadığını ve Almanya Ekonomi Bakanı ABD’nin fiyatları düşürerek daha “dayanışmacı” olması gerektiği çağırısında bulunuyor.

AB liderleri Bali’de yapılan G20 toplantısında Biden’a yüksek ABD gaz fiyatları hakkında serzenişte bulunmuş ama ABD Başkanı konuyu duymazdan gelmiş.

ABD enerji kriziyle birlikte geniş bir yardım paketi içeren ve Kongre tarafından geçtiğimiz ağustos ayında kabul edilen ‘ABD Enflasyonu Düşürme Yasası’ AB yöneticilerinin ve özellikle de Fransa Cumhurbaşkanın tepkisini çekti. Yasa, ABD’de üretilen elektrikli araçları satın alan tüketiciler için vergi indirimleri sağlıyor. Bu durum ise Fransız ve Alman otomobil endüstrisini büyük ölçüde etkiliyor.

Aynı internet sitesine konuşan Hırvatistan’ın Avrupa Parlamentosu Milletvekili Tonino Picula, “ABD, maalesef korumacı bir çizgi izleyen ve Amerikan müttefiklerine karşı ayrımcılık yapan bir iç politika izliyor.” diyor.

Aynı konuda Macron 1 Aralık 2022 ABD ziyaretinde Biden ile görüşmesinde konuyu gündeme getirmiş ama bir sonuç alamamış.

Evet, AB şimdi enerji krizinden ABD’yi sorumlu tutuyor. ABD ve NATO ile ilişkilerini sorguluyor. ABD’nin NATO’yu doğuya genişletme ve Rusya’yı kuşatma girişimini desteklemek yerine bağımsız bir çizgi izlese ve Rusya ile dostluğu savunsalardı, bugün hem Avrupa hem de dünya bu enerji krizini yaşar mıydı?

ABD Ukrayna NATO Fransa Emmanuel Macron Avrupa Doğalgaz