Avrupa’da ABD’nin kışkırttığı savaş rüzgârı

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa topraklarında bir savaş yaşanmamıştı. Avrupa Birliği (AB) inşasının en iddialı tezi, artık Avrupa’nın bir barış kıtası olacağıydı. Öyle de oldu. Sıcak savaş yaşanmadı ama NATO üyesi olan Avrupa ülkeleri ABD’nin kışkırtmalarıyla Afganistan ve Irak işgalinde, Suriye ve Libya saldırısında görev aldılar.

ABD ve NATO’nun bu işgal ve saldırılarda ön cephede yer alan ülke Fransa oldu. Hafif hizadan çıkacak gibi olduğunda (özellikle Rusya ile ilişkileri iyileştirmede) ABD’nin Gladyo’su harekete geçirildi suikastlar ve terör saldırıları gerçekleştirildi.

Fransa son 6 yıldır Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron döneminde bir terör saldırısı yaşamadı. Çünkü Macron ABD’ye biat etmişti. Fransa NATO’nun en sadık ülkesiydi. Hal böyle iken Macron’un ABD’ye karşı bağımsız bir Avrupa ordusunu savurduğu yanılsaması hep gündemde oldu. Bugün de Macron’un Ukrayna krizinin askeri değil diplomatik yollarla çözüleceğini savunduğu tezinin ne kadar tutarsız ve oportünist bir tutum olduğunu görüyoruz.

SAVAŞ KIŞKIRTICISI

Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı konuşmada Macron, Rusya düşmanlığı ve savaş kışkırtıcılığını bir kez daha ortaya koydu. “Rusya bu savaşı kazanamaz ve kazanmamalıdır ve Rus saldırganlığı başarısız olmalıdır... Bugün, çok açık bir şekilde diyalog zamanı değildir... Uzun süreli bir çatışmaya hazırız.” diyen Fransa Cumhurbaşkanının diyalog ve barış söyleminin tam bir iki yüzlülük olduğunu görüyoruz. Macron, Avrupa’ya, Ukrayna’ya yardımlarını artırması çağrısı yaparak, barışın ancak Ukrayna’nın karşı atağı ile yenilecek Rusya’nın barış masasına gelebileceği yorumunu yaptı.

SİLAHLANMA

ABD’nin Ukrayna’da ateşe sürdüğü Avrupa ülkeleri silahlanma ve askeri harcama bütçelerini artırmaya başladılar.

Almanya, ABD’den F-35 savaş uçakları alımı da dahil olmak üzere 100 milyar avroluk özel fondan finanse edilecek savunma projelerini gündemine aldı.

Fransa önümüzdeki yedi yıl için silahlanma ve askeri harcamalar bütçesini yüzde 40 artırarak 413 milyar dolarlık tarihi bir askeri programlama yasası açıkladı.

Doğu Avrupa ülkeleri de dolu dizgin silahlanıyorlar. Polonya, tarihinin en büyük çaplı silahlanma hamlesini sürdürüyor.

ASKERİ TATBİKATLAR

Ukrayna savaşının uzaması, Rusya’nın NATO saldırısına karşı direnmesi Avrupalıları askeri durumlarını gözden geçirme, savaşma gücünü sınama ve artırma yönünde adımlar atmaya ve tatbikatlar düzenlemeye yöneltti.

NATO’nun doğuya genişleme hamlesinin baş aktörü ABD ve onun işbirlikçisi Fransa birliklerinin öncülüğünde 2-10 Şubat tarihleri arasında NATO’nun doğu kanadında yer alan Romanya’da bir askeri tatbikat düzenlendi. Romanya Savunma Bakanlığı bu tatbikatların ittifakın doğu topraklarında olası bir “5. madde” senaryosunda topçu birliklerinin eşgüdümünü test etmeyi hedeflediğini açıkladı.

ORİON 23

Geçen hafta Fransa son on yılların en büyük askeri tatbikatını başlattı. Orion 23 Tatbikatı’nda ev sahibi Fransa’nın yanı sıra ABD ve İngiltere ile NATO Müttefikleri Almanya, Yunanistan, İtalya, Hollanda ve İspanya’nın deniz unsurlarından oluşan 7 bin asker yer alıyor. Tatbikata kara, hava ve deniz kuvvetleri katılıyor.

Senaryo şöyle: savaş “Arnland” adlı kurgusal bir ülkede geçiyor. Sınırını paylaştığı başka bir ülkenin, “Merkür”ün yönlendirdiği milisler tarafından istikrarsızlaştırılan bir ülke. Senaryoya göre nükleer bir güç olan komşusu Merkür’ün saldırısına uğrayan Arnland’nun savunulması.

Fransa yüksek yoğunlukta bir savaşa hazırlık ve devletler arasındaki bir savaşta ülkesini savunma amacıyla bu tatbikata 2 yıldır hazırlanıyormuş. Yani Ukrayna savaşından önce. Fakat Ukrayna savaşıyla birlikte bugün yaşananlar dikkate alınarak senaryo gözden geçirilmiş: Şubat 2022’de (nükleer bir güç olan) Rusya (Merkür) NATO’nun doğuya doğru genişlemesine Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetlerini tanıyarak yanıt verdi ve Ukrayna’ya (Arnland) karşı özel askeri operasyonu başlattı.

NATO’NUN SAVAŞINA HAYIR

Ukrayna’da savaş batağına gömülen Avrupa ülkelerinin ABD ve NATO işbirlikçisi iktidarları emperyalist saldırıların ve savaşın parçası olmuşlardır. Diğer taraftan bu savaşın yol açtığı enerji ve ekonomik kriz altında ezilen on binlerce Avrupalının hükümetlerinin savaş kışkırtıcı politikalarına ve özellikle de NATO’ya karşı ayağa kalktığını görüyoruz. Çünkü Avrupa’da yaşanan savaş şartlarının, istikrarsızlığın ve ekonomik krizin sorumlusu ABD ve NATO’dur.