Bilim kurgu romanlarından fırlamış ülke

Böyle ülkeler, olsa olsa ütopyalarda yaratılmış hayali ülkelerdir. Düşünebiliyor musunuz? Onlar ki soyuluyorlar, dövülüyorlar, bombalanıyorlar ama bunlara şükrediyorlar. Hatta içlerinden çoğu “Daha, daha!” diye bağırıyor. “Böyle bir toplum gerçek olamaz, ancak bir bilim kurgu yazarı tasarlamış olabilir!” diyebilirsiniz ama, gerçek... Türkiye diyorlar bu ülkeye...

Bunu sağlayan taktik çok açık: Siyasi ateşi yükselt, onları birbirine düşman et; sonra tümünü kazıkla...

Başkanlık projesi de bunun için devreye sokuldu.

Şu an ekonomi 2001 krizine doğru dalış yapıyor...

Kalkınma dibe vurdu. Milli gelir geriledi, geriliyor.

Ama ülkeyi yönetenler, “Cumhuriyet tarihinin en başarılı iktidarıyız!” diye nutuk atıyorlar.

Vatandaş da buna inanıyor. Ve “Başka hangi parti var ki?” diyerek de kendini kandırmaya devam ediyor.

İŞÇİLER KÖLELEŞTİ

15 yıllık AKP iktidarları dönemi, işçi haklarının yerle bir edildiği sürecin adıdır. Bugün özel sektörde çalışanlar modern köle haline getirildi. Maliye Bakanı Naci Ağbal geçenlerde dedi ki: “İşçi maliyetlerini yüzde 35 ucuzlattık!”

Bunun anlamı şudur: Patronların yararına olacak biçimde işçilerin ücretlerini üçte bir oranında yok ettik.

Ama aynı işçiler oylarını, üç lokmasından birisini alanlara veriyor.

Gönüllü kölelik bu olsa gerek.

İşçi kardeşlerim!

Basın eveti, çalsınlar lokmanızı...

GENÇLER İŞSİZLİKTEN KIRILIYOR

AKP hükümeti, ekonomideki kötü gidişi gizlemek için istatistik rakamları ile durmadan oynuyor. Örneğin son olarak enflasyon rakamlarındaki gıdanın payını düşürdüler. Böylece, artan pahalılığı düşük göstermeye çalışıyorlar.

Aynı baskı altına alınmış rakamlara göre genç işsizlerin oranı yüzde 23’ü buldu... Aslı ise yüzde 30’un çok üstünde.

18 yaşındaki gence iş veremeyenler, onları milletvekili hayali ile kandırmaya çalışıyor. Sanki şu anki Meclis’te 25 yaşındaki gençler varmış da...

Rakamların gösterdiği üzere, son aylarda 500 binden fazla çalışanı işten atan patronlar düzeni hakim piyasaya. Ama aynı patronlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın emriyle toplandıkları salonda, “1 milyon insana iş vereceğiz!” diye yalan söylüyorlar.

Hani bir zamanlar ne diyordu Sayın Erdoğan: Her işletme 1 kişi alsa, bir buçuk milyon insanı iş sahibi yapar, işsizliği çözeriz.

Cevap ne oldu?

Beş yüz bini aşkın çalışanı işten attılar.

Bekleyin, hele 16 Nisan’da bir evet çıksın; siz işsizlik nasıl olurmuş ondan sonra göreceksiniz.

AKARYAKIT KAZIĞI

Türkiye, düşünmek istemeyen insanların ülkesi oldu ya... Hükümet bunu fırsat bilip zam üstüne zam bindiriyor. Akaryakıta bir bakın. Dolar yüzde 1 artsa, benzine-mazota yüzde 2 zam yapıyorlar.

Amma velakin son haftalarda dolar yüzde 8 düştü.

Mazotta 30 kuruşluk, benzinde 35 kuruşluk indirim yapılmalı idi...

Oldu mu?

Olmaz...

Nasıl olsa halkın yarısı AKP kazık atsa bile “Yarabbi şükür!” diyor, bunlar da basıyorlar zammı.

ZENGİNSEVER AKP

Zenginlerin kullandığı yatlara mazot 180 kuruştan satılıyor.

Aynı mazotu, traktör sahibi köylü, minibüsçü ve kamyoncu 450 kuruşa alıyor. Böyle pahalı mazotu alıp da nasıl kullansın üretici?

Dahası da var: Halkın kullandığı her şeye katma değer vergisi bindirdiler ama zenginin mücevherine yok.

Sözün kısası; bu AKP zengine hizmet ediyor; oyları ise fakirlerden alıyor.

AKP zengini seviyor, yoksullar ise AKP’yi...

Çocukları işsizlikten kırılsa da, ülkeyi terör örgütleri bombalarla uçursa da, 2 liralık benzini 5 liraya kullansa da veriyor oyunu...

DURMUŞ YILMAZ UYARDI

Yıllarca AKP’nin Merkez Bankası başkanlığını yaptı o. MHP’den aldığı davet üzerine bu partiden milletvekili seçildi. Son açıklaması ilginç: “MHP seçmeni kendisini aldatılmış hissediyor. Ben de kendimi aldatılmış hissediyorum. MHP’li seçmenin yüzde 80’i hayır diyor. Ekonomi 2001 krizine doğru gidiyor. Eğer evet çıkarsa ekonomik durum daha da karmaşık hâl alır.”

Bunu diyen, ekonomi bilgisi konusunda kimsenin söz söyleyemediği bir uzman olan Durmuş Yılmaz.

Evetçileri uyarıyor: Eğer evet derseniz, sofranızdaki lokmalar azalacak; durumunuz kötüleşecek. İşsiz kalacaksınız...

Kimse kusura kalmasın ama, bu tabloya baktıktan sonra aklı olan kimsenin evet dememesi gerekir.