Bir ‘isyan’ kitabı!

“Refah ve hukuk üstünlüğü ile bilinen İsviçre’de bir mahkemeye ‘yasa dışı içki üretme davası’ gelmiş... İsviçre yasalarına göre evlerde alkol ve alkollü içki üretmek yasak... Sanığın evinde yapılan aramalarda içki üretiminde kullanılan birçok alet edavat ve malzeme bulunmuş; ancak bir gram bile içki bulunamamış...
İddia makamı evde bulunan alet ve edavata dayanarak sanığın içki üretip sattığını iddia etmiş.
Hakim de bu delillere bakarak sanığa 2 yıl hapis cezası vermiş... Bir diyeceği olup olmadığı sorulduğunda sanık itiraz etmiş ve hakime sormuş:
‘Evimde bir gram dahi içki bulamadılar, beni hangi gerekçe ile mahkum ediyorsunuz?’
Hakim kararından emin bir şekilde yanıtlamış:
‘Öyle ama evinizde içki yapmak için gereken her şey vardı! Tüm donanıma sahiptiniz!’
Sanık kızgın bir şekilde bağırmış:
‘O zaman iki yıl hapis cezası da tecavüzden verin bari!’
Hakim şaşırmış:
‘Ne, tecavüz suçu da mı işledin yoksa?’
Sanık gülmüş:
‘İşlemedim ama çok şükür tecavüz için gerekli donanıma da sahibim!’
Sonra ne mi olmuş?
İtirazı yerinde bulan hakim, hükmü bozarak sanığa beraat kararı vermiş...”
***
Balyoz Kumpası konusunda onlarca kitap yazıldı...
En sonuncusu ise 4 yıl cezaevinde yatan Kurmay Albay Suat Aytın’dan geldi. Aytın, “Balyoz Kumpasının Belgesi” isimli kitabının “Giriş” bölümünde yukarıdaki gerçek olayı anlatıyor ve şöyle devam ediyor:
“Anlattığım içki üretme davası, teknik olarak Balyoz davasına çok benziyor.
Darbe için her türlü donanım var; tanklar, uçaklar, gemiler, birlikler... Ama dış dünyaya yansıyan tek bir eylem yok! Oysa Emekli Yargıtay Başkanı Sami Selçuk’un söylediği gibi ‘Ceza davaları iç dünya ile ilgilenmez, dış dünyaya yansıyan hali dava konusu olabilir.’
Bir insanı öldürmeye niyet edebilirsiniz... Hasmınızı takip eder, günlük yaşamını kayıt altına alabilirsiniz. Silah temin ettikten sonra bir plan yapıp nerede vuracağınızı belirleyebilirsiniz. Cinayet gününden bir gün önce konuyu bir arkadaşınıza açarak hapishaneye girdiğinizde ailenize sahip çıkmasını istersiniz. Ertesi gün, siz hasmınızı vurmaya gitmeden önce arkadaşınız polise ihbarda bulunur ve daha silahınızı çıkarmadan polis sizi yakalar. Bu durumda sizi cinayet suçu bir yana cinayete teşebbüs suçundan bile yargılayamazlar. Olsa olsa ruhsatsız silah bulundurmaktan dolayı hakkınızda kamu davası açılabilir.
Balyoz davasının ne iç dünyasında ne de dış dünyasında ceza davasına konu olabilecek bir eylem var... Buna rağmen özel görevlendirilmiş mahkeme tarafından bu dava açılmış ve sanık yapılanların çoğu 13 ila 20 yıl arasında hapis cezalarına mahkum edilmiştir. Bu acımasız süreçte adeta yargısız infaz yapılmıştır. Yandaş medyanın yalan haberleri ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin güzide mensupları suçsuz yere zindanlarda çürümeye terk edilmiş ve ordudan tasfiye edilmiştir.”
***
Suat Aytın, kitabının türü hakkında ise şunları söylüyor:
“Bu kitap günlük tutularak yazılmamıştır. Bir anı kitabı değildir, inceleme kitabı değildir, hukuk kitabı değildir. Sadece ve sadece 4 yıl Silivri zindanlarında kalan ülkesine aşık, 31 yıl bilfiil halkına hizmet etmiş bir Türk vatandaşının feryadıdır. Aynı şekilde ilgisiz kalanlara ve komploculara karşı da isyanıdır!”
***
“Balyoz Kumpasının Belgesi”nin sunum yazısını deneyimli gazeteci, sevgili ağabeyim Mete Akyol yazmış...
Bu “isyan” kitabı, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne kurulan en büyük kumpası anlatan onlarca kitap arasındaki yerini çoktan aldı.
“Ben Balyoz hakkında her ayrıntıyı biliyorum” demeyin; kitabı okuyunca göreceksiniz ki bu alçakça kumpas hakkında bildiklerimiz, bilmediklerimizin belki de yüzde 1’i bile değil!

BALYOZ KUMPASININ BELGESİ
Yazan: Suat Aytın
Yayınlayan: Başkent Üniversitesi Geliştirme Vakfı İktisadi İşletmesi Yayınları
Baskı tarihi: 2016, Mayıs
Sayfa sayısı: 320






Bu PKK başka...
Yıllarca “açılım” ya da “barış süreci” adı altında PKK ile pazarlık masasına oturan AKP iktidarı, tekrar “mücadele”ye dönmek zorunda kaldı. Bu yeni dönemde şehit olan asker, polis ve korucularımızın sayısı 550’yi geçerken, PKK’nın kayıpları binlerle ifade ediliyor.
Peki; bu “yeni dönem”de neler oluyor?
Diyarbakır’da, özellikle Sur’da neler oldu?
PKK, neden şehir savaşına döndü?
Bugünkü PKK’nın eski PKK’dan farkı ne?
Kentlerdeki “fare delikleri”nde neler oluyor?
Yerlerinin belli olmaması için neler yapıyorlar?
KCK, HDP’yi saf dışı mı bırakıyor?
PKK’ya katılım neden arttı?
Cizre’de vatandaşlar nasıl çaresiz bırakıldı?
Karayolları neden kapatıldı, hendekler neden kazıldı?
Kandil’de eğitim anlayışı nasıl değişti?
Kentlerde çatışacak teröristler nasıl yetiştiriliyor?
ABD, PKK’nın neden “hamisi” oldu?
ABD Özel Kuvvetleri, PKK’yı nasıl destekliyor?
Eskiden ikinci el silahı zor bulan PKK’ya orijinal kutularındaki “sıfır silah”ları kim veriyor?
Suriye’deki savaş, PKK’ya nasıl yaradı?
PKK’nın suikast ve şehir savaşı yöntemleri...
Özel Kuvvetler’deki kahramanların kararlılığı...
Güneydoğu’da memur eşi olmak...
***
İşte bu ve benzeri binlerce soru, gazeteci Ceyhun Bozkurt ile güvenlik uzmanı Mete Yarar’ın ile birlikte kaleme aldıkları “Bu Delileri Biraraya Getirmeyecektiniz / VATAN UĞRUNA” isimli kitapta yanıt buluyor.
Sapla samanın karıştığı böyle bir dönemde bu soruların doğru yanıtlarına ulaşmak her babayiğidin harcı değil...
Yazarları kutluyorum.

BU DELİLERİ BİRARAYA GETİRMEYECEKTİNİZ!
Yazan: Mete Yarar-Ceyhun Bozkurt
Türü: Araştırma
Yayınlayan: Destek Yayınları
Baskı tarihi: 2016, Mayıs
Sayfa sayısı: 400
Etiket fiyatı: 25 lira