30 Nisan 2024 Salı
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bir stratejik öngörü ya da senaryo

İsmail Hakkı Pekin

İsmail Hakkı Pekin

Eski Yazar

A+ A-

Türkiye’yi ve bölgeyi nasıl bir savaş bekliyor? Bu savaş hem içeride hem de dışarıdaki güçlerin katılımıyla ABD ve Avrupa desteğinde yürütülecek gibi görünüyor. Yani hesaplanan bir iç savaş ve dışarıdan yapılacak müdahalenin birlikte icra edileceği hem klasik yöntemlerin hem de gayri nizami harp taktik, teknik ve yöntemlerinin, teknolojinin, modern silahların kullanıldığı bir savaş olacak bu savaş. Savaşın bir tarafında Türkiye, diğer tarafında ABD, Avrupa, İsrail, Suudi Arabistan tarafından desteklenen PKK/PYD/PJAK olacak. Tabii IŞİD dışarıda ve içeride Türkiye’nin karşısında ayrı bir cephe açacak. Bildiğimiz klasik cephe değil, olabildiğince bütün Türkiye sathında bulunacak.

Peki bu savaşta Rusya, İran, Güney Kafkasya’daki ülkeler ile Yunanistan’ın tutumu ne olacak? Nerede ve kimin yanında saf tutacaklar? Yoksa her iki tarafa da göz mü kırpacaklar. Türkiye’nin bekasını tehdit eden ve bölünmesine yol açacak oluşumları/ şartları kabul etmemesi için illa savaşması mı gerekiyor? Göz göre göre gelen savaştan kaçınmamızın bir yolu yok mu?

Önce önümüzde duran gerçeklere bir bakalım. Yani olguları sıralayalım. Türkiye’ye yönelik tehditleri belirleyelim.

- TSK hem kumpas davalarla hem de 15 Temmuz darbe girişimi ile çok büyük bir sarsıntı geçirdi. Bunu hem fiziki hem de moral/motivasyon anlamında söyleyebiliriz.

- TSK’nın emir komuta birliği konusu sorunlu.

- TSK ve güvenlik güçleri PKK ile savaşmaya devam ediyorlar, PKK önemli bir iç tehdit unsuru olarak karşımızda duruyor.

- ABD ve Avrupa PYD’ye modern silah, teçhizat, mühimmat, araç vererek, zırhlı araçlardan, güdümlü tanksavar füzelerinden, top ve çok namlulu roketatarlardan oluşan 50-55 bin kişilik bir PKK/PYD ordusu teşkilatlandırıyor Suriye’nin kuzeyinde.

- Suriye’nin kuzeyinde PYD bölgesinde ABD’nin 5 adet askeri üssü var. Bunların bir kısmına kargo uçakları, bir kısmına helikopterler inip kalkabiliyor.

- PKK, ABD ve Avrupa’nın PYD’ye verdiği modern silahları, lojistik desteğin bir kısmını ve teknolojik imkanları alıyor.

- PKK hem Güneydoğu’da hem de ülkenin büyük şehirlerinde (İstanbul,İzmir, Bursa vb.) örgütlediği elemanlarını silahlandırıyor. İç savaş için silah, teçhizat, askeri malzeme, mühimmat ve patlayıcı vb. stoku yapıyor.

- ABD Suriye’de güvenli bölgeler inşası adı altında PYD bölgesini güvence altına almayı ve PYD’nin elde ettiği kazanımları muhafaza etmek istiyor.

- PKK ve PYD bu aşamada hem Türkiye hem de Suriye’de Kürt özerk bölgelerini tesis etmeyi hedef olarak önlerine koymuşlar ve şartların bu hedefe ulaşılmasına imkan verdiğini değerlendiriyorlar.

- Güvenli bölgenin gündeme gelmesinden sonra MOSSAD’a yakın Debka sitesinin yayınladığı güvenli bölgeler haritasında Türkiye, ABD ve Rusya’ya ait dört güvenli bölge bulunuyor. ABD’nin sorumluluğundaki güvenli bölgeler PYD’nin bulunduğu bölgeleri ve Ürdün, İsrail sınırını ihtiva ediyor.

- Hazırlanan anayasa taslaklarında Kürt bölgesine özerklikten ve Suriye için federasyondan bahsediliyor.

- ABD ve Avrupa Türkiye’yi PKK ile masaya oturtmaya çalışıyor hatta zorluyor.

- TSK, Fırat Kalkanı Harekatı’nın El Bab bölümünde zorlanıyor. IŞİD’in meskun mahal, tünel muharebesi vb. konularda yöntem geliştirmesi gerekiyor. IŞİD bir şekilde silah pazarından teknoloji, modern silah alması önlenemiyor.

- Irak ve Suriye’nin parçalanması ve her birinde özerk Kürt bölgesi (zaten Irak’ta vardı) tesisi öngörülüyor. Böylece Türkiye kuşatılıyor.

- Türkiye FETÖ ile mücadeleye devam ediyor. Hala kurumlar tam temizlenmiş değil.

- Türkiye’de IŞİD benzeri selefi tekfirci terör örgütlerinin çok sayıda uyuyan hücresi var.

- Türkiye’de selefi tekfirci örgütlere sempati duyan yüzde 6.5-7’lik bir taban var.

- ABD bölge ülkelerinin sınırlarını değiştirmekten vazgeçmiş değil.

- Kıbrıs konusunda Türkiye üzerindeki baskılar devam ediyor. Türkiye Doğu Akdeniz ve Ege’den dışarı çıkarılmaya çalışılıyor.

- Türkiye ekonomik ve siber saldırının hedefinde.

- Halk kutuplaştırıyor ve ayrıştırılıyor.

- Böylesi sıkışık ve zor bir zamanda Türkiye her şeyi bırakmış anayasa değişikliği ve referandumla meşgul ediliyor.

- ABD’nin Rusya’yı çevirme stratejisi devam ediyor.

Bu ve buna benzer olguları alt alta sıralamak mümkün. Bütün bunlar Türkiye’yi nasıl bir karar almaya götürür. Bu karar neleri tetikler ve sonuçta nereye varılabilir. Savaş nasıl başlar, kim çıkartır, hangi ülke nerede saf tutar, nedeni ve niçini ile birlikte yarınki yazımda ele alacağız.