28 Nisan 2024 Pazar
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ceyhan Mumcu ile tarihten güncele: Öğretmenlerin doğru bulmadığı proje

Ceyhan Mumcu

Ceyhan Mumcu

Gazete Yazarı

A+ A-

- Aydınlık, ABD Büyükelçilik yetkililerinin kapı kapı gezerek Türk iş insanlarını ve firmalarını tehdit ettiğini ortaya çıkardı. ABD Büyükelçiliği, kamuoyunun bilgisine sunduğumuz tehdit ekibini siteden kaldırdı. Bu olayın hukuki ve siyasi yorumunu rica ederim öncelikle.

- Osmanlı Devleti’nin son yüzyılında değiliz. Cumhuriyet’in ilk 100 yılındayız.

Osmanlı Devleti’nin son yüzyılında böyle işler oluyordu. Devlet zaafiyeti, günü geçiştirme, idare etme durumundan dolayı bunlar yaşanıyordu. O sürecin sonunda işgal edildik. Bir de Atatürk zamanını düşünün. Böyle şeyler yapılabilir miydi? ABD, Fransız, İngiliz elçiliği Atatürk zamanında bir Türk iş insanını tehdit edebilir miydi? Edemezdi. Hesabı anında sorulurdu. Aydınlık 5 gündür manşetten yayın yapıyor. Yetkililer sorularınızdan kaçıyor. Bu bir hükümet zaafıdır. Tavır alınması gereken yerde sessiz kaldılar.

-Nasıl bir tavır kastediyorsunuz? Somutlayabilir misiniz?

- Hukuk doktoru Doğu Perinçek geçen gün Ulusal Kanal yayınında söyledi. Büyükelçilikten izahat istenmesi lazım. Eğer bu faaliyetleri devletten habersiz bir büyükelçilik faaliyetiyse istenmeyen kişi ilan edilmeliler.

- Aydınlık’ın haberlerinden sonra isimlerini sitelerinden kaldırdılar.

- Evet okudum Aydınlık’ta. Demek ki doğru isimleri yakalamışsınız. Tabi Türkiye’nin adımından sonra onlar da mütekabiliyet gereği aynı adımı atarlar ama o göze alınabilir. Sonra da Türk iş insanlarını tehdit etmeye cesaret edemezler.

-İkinci konuya geçelim izninizle; ‘Çevreme duyarlıyım, değerlerime sahip çıkıyorum’ başlıklı kısa adı ÇEDES olan bir projeyle birlikte Cumhuriyet düşmanlığına yönelik adımlar artmaya başladı. İzmir Menemen’de öğrencileri, Asteğmen Kubilay’ı şehit eden bir şeyhin huzuruna çıkardılar. Valilik yalanladı ama Müftü Yardımcısı şahıs ziyareti önceden açıklamıştı. Bu olayla ilgili değerlendirmenizi almak isteriz.

-Bu suçu ve suçluyu övme faaliyetidir. Bu şahıs övünülecek bir kişi değil. Bir Mehmetçik’i şehit eden ekibin içinden biri. Üstelik 31 Mart’ta da gerici ayaklanmada da bulunmuş.

- ÇEDES Projesini incelediniz mi?

- Cumhuriyet Kadınları Derneği’nin açıklamasında duymuştum. Özel olarak incelemedi. Ama açılımı güzel fakat uygulaması, içeriği sıkıntı yaratıyor galiba. Öğrencilere değerler eğitimi öğretmek isteyenler bağımsızlık bilinci, milletimizin birliğinin önemi, tarihimizdeki kahramanlar, emperyalist saldırganlığa karşı toplumsal hafıza gibi değerler verilmeli. Öğretmenler neresinde bu projenin?

- Öğretmenler yok. Onlar da itiraz ediyor zaten.

- Milli Eğitim Bakanlığı öğretmenlerin doğru bulmadığı bir proje mi uyguluyor?

- Hocam soruları siz sormaya başladınız.

- Konuyu iyi anlayalım. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin bu konuyu yeniden değerlendirmeli. Öğretmenlerimiz her değeri öğretecek yetkinliktedir. Öğretmenlerimize güvenelim.

- Milli Güvenlik Siyaset Belgesi güncellenecek. Belgenin ana vurgusu ne olmalı sizce?

- Güvenliğimize tehdit unsurları en başa yazılmalı: ABD baş tehdit. Kaç sayfa olacak?

- Bilmiyorum. Hiçbir zaman tamamı açıklanmıyor.

- 100 sayfa olacaksa 99’u ABD kaynaklı tehditler olmalı. FETÖ’yü PKK’yı kim destekliyor? Suriye’nin kuzeyinde kim terör devleti kurmak istiyor? Mavi Vatan’da kim karşımızda? İşte siz yazdınız: Türk iş insanlarını bile kendi toprağımızda tehdit ediyorlar. ABD olmayan belgeye güvenlik belgesi demem.

- Yeni bir konuya geçelim. Mimar mühendis odalarında HDP/PKK’yla dirsek temasında olan liberal solcular diyebileceğimiz yönetimler hakimdi. Oda yönetimleri son seçimde değişmeye başladı. Aydınlık’ta geniş bir haber yayımladık. Seçilen başkanlar ülke çıkarları ekseninde mesleki sorunlara odaklanacaklarını belirtiyor. Sizin yeni oda yönetimlerine önerileriniz var mı?

- Seçimi kaybetmeyiz gibi bir rehavet içerisindeydi eski yönetimler. CHP’ye yaslandılar genellikle. Buna rağmen Atatürk’e karşı da haksız eleştiriler yapıyorlardı. Mimarlar Odası Başkanı’nı PKK’ya yakın birine ödül verdikleri için o dönemin Kimya Mühendisleri Odası Erkin Etike itiraz ettiği zaman Tezcan Hanım’ın yanıtı çok kabaydı.

- Ne dedi?

- ‘Size soracak değiliz!’ dedi. Bu değişiklik onların da kendilerini gözden geçirmeleri için fırsat. CHP yandaşı kanalların yeni yönetimleri eleştirmeye başladığını görünce olumlu gelişmelerin olduğunu anladım.

- Oda başkanlarına öneriniz?

- Mesleki sorunlarla birlikte ülkenin, kamunun, milletin çıkarlarını savunmada geri adım atmasınlar. Birleştirici olsunlar. Meslektaşlarına sahip çıksınlar. Geçenlerde bir kalp ritmi problemi yaşadım. Baygınlık geçirdim. Baro Başkanımız sağ olsun, öncesinde, sonrasında hemen aradı geçmiş olsun dedi. Böyle ilgili olalım. Meslektaş dayanışması çok önemli. Birbirimizin dertleriyle, sorunlarıyla ilgilenelim. Bunlar çok güzel duygular.

- Geçmiş olsun hocam. Yerel seçimleri konuşalım biraz da. Dikkatinizi çeken bir yön var mı?

- Şunu öneriyorum üyesi bulunduğum Vatan Partisi yöneticilerine: Adaylarımız çok nitelikli. Hepsi konunun özüne giriyor. Net, köşeli konuşuyorlar. Aydın Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Zühre Hanım mesela. Çok iyi bir başkan olur. İstanbul Adayı İbrahim Okan Özkan’ı tanıdım bu süreçte. Yetenekli bir lider belli ki. Geçen bir konuşmasını dinledim. Belediyelerdeki şirketleşmeyi anlattı. İşte konunun özü bu. Şirketçilik bireysel kar demek, yağma demek. Kamuculuğu anlattı. İşte fark. Bütün bu görüşleri kitapçık yapmayı öneriyorum. Senin 7 tepe 7 renk projesi de çok farklı ve güçlü bir öneriydi. Bu metinlerin derli toplu, basılı olması lazım. İstanbul’un sahibiyiz diye başlık atılabilir. Genel siyaset bakımından iddialı bir partiye mensubum. Bununla övünüyorum. Görüyorum ki yerelde de programımız giderek güçleniyor.

- Yerimiz bitti.

- Son mesajım şu olsun: Seçmen niteliğe, güçlü programa oy vermeli.

ABD ÇEDES