27 Temmuz 2024 Cumartesi
İstanbul 23°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Cibuti ‘Üsler Diyarı’

Halil Özsaraç

Halil Özsaraç

Gazete Yazarı

A+ A-

Kızıldeniz’deki her 19 gemiden biri, Türk limanından hareket etmiştir veya Türk limanına gitmektedir. Bu nedenle, donanmamızın Hint Okyanusu’na çıkmak zorunda olduğunu; gergedan boynuzuna benzediği için “Afrika Boynuzu” olarak adlandırılan Eritre, Cibuti, Somali, Etiyopya ve Kenya devletlerinin yer aldığı coğrafyada üslenmemiz gerektiğini; Asya’nın emperyalizmden kurtulmak için Batı Asya denizlerinden başlayarak tüm Asya denizlerinde gücünü birleştirmekten başka çaresinin bulunmadığını yazılarımda okumuşsunuzdur. Umutlarımı artıran “büyük gelişme”, 8 Şubat 2024’te Somali ile imzaladığımız “Savunma ve Ekonomik İş Birliği Anlaşması” olurken; “küçük gelişme”, 19 Şubat 2024’te, Cibuti ile imzaladığımız ikili askerî iş birliği anlaşmaları olmuştur. Somali’yi gelecek haftaya bırakırken, bugün, 23.200 km²’lik küçük bir ülke olan, ama Batılı ve Doğulu aktörlerin askerî varlık göstermek için yarıştıkları Cibuti’ye değineceğim.

CİBUTİ’DEKİ EMPERYALİST ÜSLER ZİNCİRİ

1 milyonluk nüfusunu geçindirecek sanayi, tarım ve madencilik potansiyeli bulunmasa da Cibuti, Babelmandeb Boğazı’na bakan 370 km’lik kıyısı ile jeopolitik bir devdir. Güçlü dünya aktörlerinin hizmetine sunduğu jeopolitik gücünü, yıllık 5,6 milyar dolarlık gayrisafi hasılaya dönüştüren Cibuti, uluslararası bir askerî garnizon görünümündedir.

Sömürge iken Fransız Somalisi olarak adlandırılan Cibuti, 1977’de bağımsızlığını kazanırken; 1.450 Fransız askerin konuşlandığı Fransız hava ve deniz üslerinin varlığını kabullenmek zorunda kalmıştır. Yemen Denizi’nde deniz haydutluğunu bahane eden Fransa, 2009’dan itibaren Cibuti’deki deniz üssünde birer Alman ve İspanyol bölüğü ile hava üssünde bir İtalyan bölüğünün de daimî olarak konuşlanmasını sağlamıştır. Fransız deniz üssü, AB savaş gemilerinin ikmalleri için de kullanılmaktadır.

Eski bir Fransız deniz üssü olan Camp Lemonnier’deki tesislere, 2002’de konuşlandırdığı 1.500 asker ile ABD, Cibuti’ye askerî üs açan 2. ülke olmuştur. ‘‘Combined Joint Task Force-Horn of Africa/CJTF-HOA’’, Türkçesi “Birleşik Müttefik Görev Gücü-Afrika Boynuzu” adı ile Cibuti’ye konuşlanan bu ABD birliğinin mevcudu, günümüzde 4.500’e ulaşmıştır. Camp Lemmonier Deniz Üssü’nden başka ABD, Cibuti’nin çöl bölgesine 2007’de kurduğu Chabelley Hava Üssü’nü de yoğun olarak kullanmıştır. 2011’den itibaren Yemen ve Somali semalarını boş bırakmayıp nokta hedef atışları yapan Predator ve Reaper SİHA’ları ABD’nin Cibuti’deki Hava Üssü’nden havalanmaktadırlar. İngiliz savaş gemilerine de hizmet veren Camp Lemmonier Deniz Üssü, 2017’den sonra, bir İngiliz bölüğüne de daimî olarak ev sahipliği yapmıştır.

2016’da açtığı üsse 600 Japon askerini yerleştiren ve tesis arazisine savaş uçaklarının iniş-kalkışına uygun bir pist inşa eden Japonya da Cibuti’de askerî üs açan devletler kervanına katılmıştır. Her ne kadar tesis özellikleri gizemini korusa da Yemen’de emperyalizm adına giriştiği Vekâlet Savaşı’nı desteklemek amacıyla Suudi Arabistan’ın da 2017’de Cibuti’de -resmen- askerî üs açtığı bilinmektedir.

ÇİN’İN CİBUTİ’DE ÜSLENME SÜRPRİZİ

Çin’in yıllık 6,5 trilyon dolarlık dış ticaretinin 1 trilyon dolarlık kısmını taşıyan ticaret gemileri, Yemen Denizi’nden geçerler. Deniz haydutlarının varlığını jeopolitik fırsatçılığa dönüştüren emperyalist Batı’nın gerisinde kalmayan Çin, aynı gerekçe ile savaş gemilerini 2008’den itibaren Yemen sularında bulundurmaktadır. Savaş gemilerinin ikmal gereksinimlerini karşılamakta zorlanan Çin için, emperyalizmin işgali altındaki Batı Asya denizlerinde üs kurmak, sanıldığı kadar kolay değildir. Emperyalizmin rahatça askerî üsler zinciri kurabildiği Cibuti’de, mütevazi bir askerî üs kurmak isteyen Çin, bunun için, ekonomik rüşvet anlamında, tam 9 yıl sürecek özel bir uğraş vermiştir. Çin, bu amaca ulaşmak için, Cibuti’den başka, Cibuti’ye göbekten bağlı Etiyopya’ya da büyük yatırımlar yapmıştır.

Bir tarım ülkesi olarak Etiyopya’nın talihsizliği, “karaya kilitli” oluşudur. Etiyopya-Eritre Savaşı’nın sona erdiği 2000 yılından sonra, denize çıkış ümidini kaybeden Etiyopya, dış ticaretinin %90’ı için Cibuti’yi kullanmak zorundadır. Özetle Cibuti, Etiyopya’nın nefes borusudur. Cibuti-Etiyopya bağımlılığını kullanarak Cibuti’de üs elde edebileceğini anlayan Çin, son 20 yılda Etiyopya ile ticari ilişkilerini artırmıştır. Tabii, bu durumdan Etiyopya’nın denize çıkış kapısı olan Cibuti de faydalanmıştır. Fransa’nın 1890’da inşa ettiği Cibuti-Addis Ababa demiryolu, 2011-2017 döneminde, Çin firmaları tarafından yaklaşık 4 milyar dolarlık masraf ile yenilenmiştir. Bu sayede, 3.500 ton taşıma kapasitesine (eskisine göre 7 kat fazla) ulaştırılan yeni demiryolu hattı, 753 km uzunluğu ile Addis Ababa ile Doraleh Limanı arasındaki seyahat süresini 3 günden 12 saate indirmiş; yük taşıma maliyetini de 1/3 oranında azaltmıştır. Bu kritik ulaştırma altyapısının tamamlanmasından sonra Çin, Cibuti’de 340 milyon dolarlık Doraleh Limanı ile 320 milyon dolarlık Etiyopya-Cibuti arasına günlük 100.000 m3 kapasiteli tatlı su boru hattı başta olmak üzere yatırım serisine devam etmiştir. Çin; Etiyopya, Kenya, Sudan ve Güney Sudan’ı birbirine bağlayacak 5.000 km’lik bir demiryolu ağı kurmak ve Cibuti üzerinden Kızıldeniz’i Atlantik’e bağlayacak bir Trans-Afrika demiryolu ağı kurmayı da hedeflemektedir. Ekonomik kazanımların cazibesine kapılan Cibuti, ABD’nin tehditlerine kulaklarını tıkayarak, Çin’in önerdiği güvenlik ve savunma antlaşmasını 2014’te imzalamıştır.

Akıllı bir politika uygulayan Çin’in, Cibuti’de askerî varlık kazanmaya yaklaştığını anlayan ABD, bölgede Çin ile ekonomik rekabete girmek zorunda kalmıştır. Nitekim, 2018’de faaliyete geçen, 1,55 milyar dolara mal olan ve 550 km uzunluğundaki Afrika Boynuzu (Cibuti-Etiyopya) Yakıt Boru Hattı, bu rekabetin yol açtığı bir ABD yatırımıdır. Cibuti’nin Damerjog Limanı’ndan Etiyopya’nın Awash depolama tesisine uzanan Afrika Boynuzu Boru Hattı, günde 240.000 varil rafine edilmiş motorin, benzin ve jet yakıtını Etiyopya’ya transfer etme yeteneğindedir.

ABD’nin ekonomik rekabetine rağmen, Çin ile Cibuti, 2015’te “Kuşak ve Yol İnisiyatifi” dâhilinde, toplam 9,8 milyar dolar değerindeki 14 mega proje için anlaşma imzalayınca ABD, Çin’in Cibuti’de askerî üs kurmasını engelleyemeyeceğini anlamıştır. Bölgede jeopolitik tabanlı Çin-ABD ekonomik rekabeti, Cibuti ve Etiyopya’nın Covid-19 salgınının yol açtığı ekonomik yavaşlamayı, 2020’de çekirge sürüsü talanı ile 2022’de kuraklığın yol açtığı kritik tarımsal üretim düşüşlerini göğüslemelerine yardımcı olmuştur. 2024 için dünya büyüme ortalaması %2,9 olarak tahmin edilirken; bu rakamın Etiyopya için %6,2, Cibuti için %6 olarak öngörülmesi; yine bu rekabetin, günümüze yansıyan katma değeridir.

ABD’nin çırpınmasına rağmen, Cibuti ile 10 yıllık bir kiralama anlaşması yapan Çin, 2.000 askerini barındırabileceği 36 hektarlık bir arazi üzerine (ABD üssünün 1/5’i büyüklükte) askerî üs inşasına 2015’te başlayıp 2017’de hizmete açmıştır. Cibuti’de Çin askerî üssünün yanında bulunan Doraleh Limanı’ndaki 6 rıhtımdan biri, Çin savaş gemileri için tahsis edilmiştir. Bu rıhtım, uçak gemileri ve Yushao-sınıfı doklu amfibi çıkarma gemileri dışındaki tüm Çin savaş gemilerinin kullanımına uygundur.

İlginçtir, Cibuti’de; Fransız, ABD, İngiliz, Alman, İspanyol, İtalyan, Japon, Suudi ve son olarak Çin askerî tesisleri, birbirlerine çok yakındırlar ve 10 mil yarıçaplı bir dairenin içinde yer almaktadırlar. Öyle ki, Çin üssünden ABD üssüne yürüyerek 2 saatte gidilebilmektedir.

Gelelim, “Cibuti Üsler Diyarı”na yerleşmek isteyen Türkiye’ye… 2014’te imzalanan bir anlaşmayla Cibuti, Türkiye’ye “özel ekonomik bölge” kurması için, 500 hektarlık bir araziyi, 99 yıllığına tahsis etmiştir. Bugüne kadar “özel ekonomik bölge” kurulmadığına göre, bu arazinin askerî üs kurmak için elde tutulduğu anlaşılmaktadır. Cibuti, emperyalist Batı’nın ve vekillerinin üsleri ile Doğu’nun güçlü aktörü Çin üssünün yan yana dizildiği, jeopolitik bir kazandır. Merak içindeyim: Cibuti jeopolitik kazanına üs açma niyetindeki Türkiye, bu üssü; (A) Asya-Afrika devletleri ile birlikte emperyalizme karşı savaşmak için mi; yoksa, (B) Emperyalizm ile iş birliğine devam edip Asya-Afrika devletlerine karşı vekâlet savaşları yapmak için mi kullanacak? NATO’dan çıkmış olsaydık bu soruya cevabım; net “A” şıkkı olurdu. Aman dikkat! Bu sorunun cevabı, asla “B” şıkkı olmamalı…

Kızıldeniz ABD Çin