30 Nisan 2024 Salı
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Hakkari'deki yüzbaşının çığlığı!

Sabahattin Önkibar

Sabahattin Önkibar

Eski Yazar

A+ A-

Adı bende saklı bir yüzbaşının çığlığı andıran mektubunun bir bölümünü yayınlıyorum:

"Sabahattin Bey;

Mektubumu size Hakkari'den değil bir yakınım aracılığı ile İstanbul'dan postaya verdirdim zira hainleri izlemesi gereken devletim ben ve benim gibi görevi bu vatan için ölmek olan subayları izlemekle meşgul... Sabahattin Bey kahırla yazıyorum Hakkari PKK'ya terk edilmiştir. Türk subayı, askeri ve polisi yoğun güvenlik önlemleri olmaksızın Hakkari sokaklarında artık yürüyemez durumdadır. En vahimi Hakkari esnafı örgütün baskısı ile askere-polise mal satmıyor, lokantalar yemek servis etmiyor ve bütün bunlar basına yansımıyor... Bölgede De facto olarak (fiili) yaygın ifade ile paralel Kürt devleti kurulmuş ve Kürdistan'ın ilanına gün sayılmaktadır.

Sabahattin Bey böyle bir durumda bize verilen emir ise "Aman örgütle karşı karşıya gelmeyin, aman onları tahrik etmeyin" şeklindedir. Türkiye Cumhuriyeti devletinin şanlı ordusu Güneydoğuda kahırla yazıyorum mağlup ya da teslim olmuş bir ordu durumuna düşürülmüştür. Bırakın PKK'ya karşı operasyona çıkma serbestisi, kışlalarımıza ve karakollarımıza yapılan taciz ateşlerine bile karşılık vermemiz yasaktır.

Bir başka hadise sizin televizyondaki ifadenizle barut kokan kahraman komutanlarımızın esir alınmasının TSK içinde yarattığı travmadır ki pek çok subay emekliliğini düşünür durumdadır."

Açık bir çığlık olan 5 sayfalık mektubun özeti budur.

Aselsan kimin adına Çin füzesine karşı?

Bu sütunu izleyenler Çin füze sisteminin Türkiye'ye alınmasının Tayyip Erdoğan'ın deliğe süpürülmeme adına ABD'ye karşı şantaj kartı olduğunu haftalar öncesinde yazıldığını hatırlayacaktır.

Maalesef dediğimiz kesinleşiyor ki bunun için yani çark etme adına Aselsan'a görev verilmiş.

Aselsan önceki gün yaptığı açıklamayla Çin Füzesi yerine Milli Füze üretelim teklifinde bulundu!

Bu muhteşem bir teklif lakin dürüst olalım bunun için teknolojimiz yeterli mi?

Eğer yeterli ise Aselsan ihale sürecinde yani sonuçlanmadan ve hatta ihaleye çıkılmadan bugünkü gibi "Durun bir dakika füzeyi ben yapacağım" niye demedi de Çinliler ihaleyi alınca biz yaparız deyip kahramanlık taslıyor.

Milli Harp Sanayii bizim özlemimizdir lakin Aselsan'ın son tutumu sanki Çin füzesine tavır alan ABD adına itirazı çağrıştırıyor ve de Tayyip Erdoğan'a çark etmesi için zemin inşa ediyor

CHP adaylarını böyle belirliyor

CHP'de belki de tarihinde ilk kez adaylar anketlerle belirleniyor.

İstanbul'un ilçelerinde bile nabız tutuluyor.

Ankara ise en çok kamuoyu araştırması yapılan il konumunda.

Keza banko denilen İzmir için bile halka müracaat edildi.

Aynı şekilde Adana ve Hatay'da kim çok oy alır araştırmaları üçüncü defadır yapılıyor.

Sadece büyük iller değil CHP'nin iddialı olabileceği bütün merkezler de halk sorgulamaları var.

Kuşkusuz bu bir artıdır ve CHP'ye çok şey katacaktır.

Kılıçdaroğlu amblem taassubunu aşıp halk eğilimlerini dikkate alıyor ki bu seçimde CHP dışındaki pek çok ismin aday yapılacağına işarettir.

En çok merak edilen yer ise Ankara!

Duyumlarıma göre Mansur defteri hala kapanmadı ama o olmazsa Muharrem İnce güçlü ihtimal.

Ha PKK, ha Cemaat!

- İkisi de biat esasına göre yönetiliyor.

- İkisinde de sorgulama yok, iman etme yani körü körüne bağlanmak var.

- PKK için Apo ne ise Cemaat için Hocaefendi aynıdır.

- İkisinin de kanun dışı hedefleri var. PKK ayrı devlet kurmak istiyor, Cemaat ise mevcut devleti fethetme arzusunda.

- PKK da Cemaat de onlarca milyar dolara hükmediyor.

- İkisi de hem AB hem ABD'nin gözbebeği yani dış dinamiklerin oyuncağı.

- PKK Kürt kardeşlerimizi, Cemaat müminleri istismar ediyor.

İkisi de devlet içinde iki ayrı paralel devlet oluşturdu.

Demirel'e "Ağa ne olur konuşma" diyen kim?

Hakkını teslim edelim AKP faşizmine karşı eski siyaset kadrosundan en dik duran isim yine Sayın Demirel'dir ki zaman zaman tepkilerini ortaya koyuyor.

Demirel üstelik bunu "Ağa ne olur konuşma" yakarışına rağmen yapıyor.

Kim midir Süleyman Bey'e "Ağa" diye hitap edip yakaran?

Kardeşi Şevket Demirel!

Peki Şevket Bey niye mi ağabeyinden susmasını istiyor?

AKP iktidarı daha önce yaptığı gibi Göltaş'a saldırmasın diye!

İlaveten bir de Murat Demirel konusu var.

İşte bu sebeplerden dolayı bu aralar hastalıklarla boğuşan Şevket Bey, Süleyman Bey'e yakarış vaziyetinde ama Sayın Demirel yine susamıyor ve her fırsatta AKP'ye haddini bildiriyor.