20 Mayıs 2024 Pazartesi
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İdlib’de yanlış strateji ekonomiyi tehdit ediyor

Mustafa Pamukoğlu

Mustafa Pamukoğlu

Eski Yazar

A+ A-

Ülke dış politikası bir kişinin ve ona akıl veren dar bir çevrenin bilgisi, hisleri ve deneyimleri ile yürütülüyor.

Cumhurbaşkanı İdlib’te yanlış demek bile zayıf kalır akıl almaz bir strateji izliyor. Ülkeyi savaşın tam göbeğine sokuyor. Kim için, ne için? Rusya’ya verdiği garantiyi yerine getiremediği ve güya binlerce Suriyelinin ülkemize gelmesini önlemek için. İdlib silahlı birçok örgütü ve binlerce silahlı teröristi barındıran bir cehennem. Suriye topraklarında Suriye’yi ister beğenelim ister beğenmeyelim, ister kızalım ister nefret edelim Esad yönetiyor. Bu yönetime de Rusya destek veriyor. Ama biz Suriye topraklarında Suriye’yi yöneteni kale almadan kendi stratejimizi dayatıyoruz.

OLMASI GEREKEN STRATEJİ

Esas alınması gereken strateji bizce çok basit ve tutarlı; Türkiye’yi kazanamayacağı bir savaşa sokmamak. Sağduyu sahibi birçok kişi, kurum, kuruluş, asker ve diplomat bunu öneriyor.

  1. Suriye toprak bütünlüğünü tehlikeye düşürecek adımlar atmamak
  2. Dinci, silahlı ve ileride büyük tehlike arz edecek binlerce silahlı grupların Türkiye’ye girmesini engellemek.
  3. Yeni Suriyeli mülteci dalgasını önlemek
  4. Bunu Suriye’nin sahipleri ile el ele vererek çözmek.

Suriye’nin sahiplerini kale almıyoruz. Ona destek veren ve onun için savaşan Rusya ile anlaşmalar yapıyor ve garantiler veriyoruz. Bunu anlamak mümkün değil.

SURİYE SORUNU EKONOMİYİ VURMUŞTU

Çözümler için atılan doğru adımlara rağmen Suriye sorunu krizde olan ekonomimizi daha kırılgan hale getirdi.

Elbette ülkenin bütünlüğü için mücadelenin ekonomik maliyeti dikkate alınmaz. Ancak bu mücadeleyi yaparken yanlış adımlar atarsanız bu ekonomik maliyet gereksiz artar ve bir yıkıma yol açar.

Dış politika onurlu ve sorumlu davranmalı; sahip olduğunuz ekonomik yapıyı da dikkate alarak adımlar atmalısınız.

Türkiye, dış borcu olan ve sürekli dış kaynağa ihtiyaç duyan bir ülke. Üretim yapısı itibariyle rekabet gücü az. Aşırı tüketen ve tasarruf bilinci zayıf bir toplum yapısına sahip. İhracat kilogram fiyatını 1.3 dolardan yukarıya çıkaramıyoruz. Ülkemize gelen turist sayısının ve cironun artması ile pembe tablolar çiziyoruz ama yabancının kişi başına harcamalarının 600-700 dolarda kaldığını dikkate almıyoruz. Yabancılar için ucuz tatil yeri olduğumuzu unutuyoruz. 19-20 milyon işsiz, aç ve yoksul insanımız var. Uyguladığımız ekonomik model, hukuk sitemimiz ve kaybolan değerler nedeniyle geleceğe umutla bakamıyoruz.

Böyle bir ekonomik yapıya sahip olmamıza rağmen dış politikayı sorumluluk duygusu ile yürütmüyoruz.

İDLİB EKONOMİYİ MAHVEDER!

Suriye sorunu, mülteciler ekonomimizde ciddi hasara yol açtı. Bizi oldukça zarara uğrattı. Hadi buna ülkenin bekası için katlandık. Şimdi bizi ateşe atacak ciddi bir sorunla karşı karşıyayız.

İdlib’de kabadayılığa ve yanlış stratejiye devam edersek hem ülke bütünlüğünü tehlikeye atmış hem de ekonominin mahvına sebep olmuş oluruz.

Zaten tencere kaynamıyor. İdlib ve kaynamayan tencere ülkeyi bir kaosa sürükleyebilir.

Ey gözü kör, kulağı sağır olmuş Cumhurbaşkanına gaz verenler! Yanlış yoldasınız. Ateş bacayı sardığında kendinizi kurtaracağınızı sanmayın.

Ey her gün televizyona çıkan her şeyi bilen demagoglar! Tarih sizi “cazcı kardeşler” olarak anıp lanetleyecek.