06 Haziran 2024 Perşembe
İstanbul 24°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İstiklal Savaşı gazilerinden bugüne

Koray Gürbüz

Koray Gürbüz

Eski Yazar

A+ A-

İstiklal Harbinden günümüze kadar vatan uğruna sayısız Şehit ve Gazi verildi. Zaman içerisinde, devletin ve milletin imkânları ölçüsünde Şehit Ailelerine ve Gazilere çeşitli haklar da sunuldu. Fakat hiçbiri Cumhuriyetin ilk yıllarında olduğu kadar onore edici değildi. Çünkü onlar kurucu Gazilerdi ve bunun bilincinde olan, onları anlayan ve dinleyen bir liderleri, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’leri vardı.

En uzun süre yaşayan İstiklal Savaşı Gazilerinden rahmetli Yakup Satar, 2003 yılında bir gazeteye verdiği röportajında şöyle demişti:

“Gazetelerde, ‘İstiklal savaşı gazimiz perişan; yoksulluk içinde ömrünü sürdürüyor!’ diye yazıyorlar. Sakın böyle yazmayın! Yoksulluk her zaman mutsuzluk, zenginlik ise mutluluk getirmez. Niye sefalet çekelim ki! İnsan olan daha ne ister bu fani dünyada? Bak işte görüyorsun elmalar dalından, petekler balından geçilmiyor. Üstelik bu nimetler istiklali olan bir topraktan çıkıyor. Lezzeti de oradan geliyor. Biz sadece meyveler daha tatlı olsun diye savaştık. Ne makamda gözümüz oldu ne de mevkide...”

GAZİ Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetin temellerini işte böylesi yüksek gönüllü Gazilerle birlikte attı. Şehit çocuklarını okutup onları devlet yönetimine getirdi. Ankara’daki çiftliğine bile “Gazi Orman Çiftliği” adını verdi. Çünkü çalışanlarının tamamı gaziydi. Gazi Çiftliğinde çalışanlar için lojmanlar, sağlık ocağı, okul gibi tesisleri kendi parasıyla yaptırdı. Bugün “Gazi Mahallesi” ve “Er Gazi Mahallesinin” adları onlardan yani vatan uğruna bedenini ortaya koymuş Gazilerden gelmektedir.

Hatta bugün birileri tarafından Gazi ve Şehit Ailelerine bir lütufmuş gibi, törenler düzenlenerek verilen Madalya Maaşı, Ücretsiz Seyahat Hakkı, Tütün İkramiyesi, Ücretsiz Sağlık Hizmetleri, İş Hakkı, Demiryollarında Seyahat Hakkı gibi haklar da ta o dönem verilmeye başlandı.

KORE

Yıllar sonra Adnan Menderes Hükümeti, NATO’ya girme diyeti olarak askerlerimizi Kore Savaşına törenle gönderdi. Savaştan gemilerle geri dönen askerlerimizi törenlerle, kutlamalarla karşıladılar. Bütün yurtta çeşitli etkinlikler düzenlendi. Başbakan, yaralı gazilerimizi hem hastanede hem de evlerinde ziyaret etti. Meclis kararı olmadan gönderilen Kore’ye gönderilen askerlerimizden 721 şehit, 175 kayıp, 2.147 yaralı ve 234 esir verdik.

O dönemin hükümeti Muharip Gazilerine birçok vaatlerde bulundu. Fakat bırakın vaatleri yerine getirmeyi bir madalya bile verilmedi. Kore Savaşına katılan bütün gazilerimize, taltif amacıyla, Birleşmiş Milletler tarafından “Kore Savaş Madalyası” verildi. Fakat 1963 Aralık ayında “Kanlı Noel” adı altında soykırım amacıyla Kıbrıslı Türkler öldürülmeye başlanınca 1964 yılında Türkiye adaya müdahale etmek istedi. Ancak ABD, Marshall Yardımıyla verdiği silahlarla “Kıbrıs’a müdahale edip savaşamazsınız!” deyince ordu müdahale edemedi. Ardından Kore Savaşı Gazileri kendilerine yakışır şekilde, Amerika’nın tavrını protesto etmek amacıyla Kore Savaşı Madalyalarını Birleşmiş Milletlere iade ettiler.

Bu iadelerin ardından Milli Türk Talebe Birliği, Kore Savaşı gazilerine birer madalya hediye etmek istedi fakat bu madalyayı yaptırabilmek için bütçeleri yeterli gelmedi. Konudan haberdar olan Zeki Müren devreye girdi ve kimseye duyurulmaması şartıyla tüm finansmanı sağladı ve verilen madalya “Zeki Müren Madalyası” olarak anılmaya başlandı.

KIBRIS

15 Temmuz 1974’de, Yunan Hükümeti tarafından desteklenen Rum Milli Muhafız Ordusu ile EOKA, Kıbrıs’ta darbe yaptı. Türkiye yapılan darbeye karşı diğer garantör devlet olan İngiltere’yle birlikte müdahale edilmesini istedi. Fakat İngiltere bu isteğini geri çevirince Türkiye, tek başına Kıbrıslı Türkleri yok olmaktan kurtarmaya karar vererek, 20 Temmuz 1974 tarihinde Barış Harekâtı düzenledi. Harekât 3 gün sürdü ve ardından Cenevre Görüşmeleri başladı. Fakat görüşmeler Rum tarafının saldırılarını durduramayınca 14 Ağustos 1974 tarihinde 2. Harekât başlatıldı ve 16 Ağustos tarihinde sona erdi. Kıbrıs Barış Harekâtı’nda 498 askerimiz şehit olurken, 1.200 Mehmetçik de yaralandı. Bu harekata katılan yaklaşık 45 bin askerimizin hepsi “Muharip Gazi” olarak tanımlandı. Hükümet savaşa katılan askerlerimizi törenlerle karşıladı. Yaralı askerlerimiz ziyaret edildi. Yine dönemin siyasetçileri harekâta katılan bütün gazilerimize maaş, iş gibi birçok vaatlerde bulundular fakat hepsi fos çıktı savaşa katılan muharip gazilerimize madalya bile verilmedi.

TERÖRLE MÜCADELE

Emperyalist ülkeler bu sefer bizi Ortadoğu bataklığına sokmak için terör örgütlerini kullandılar. Türkiye 33 yıldır aktif olarak terörle mücadele ediyor. Köy baskınları, basılan karakollar, pusuya düşürülen askerlerimiz, katledilen öğretmenlerimiz, vatandaşlarımız, korucularımız. Terörle mücadelede 1984-2016 yılları arasında başta PKK terör örgütüyle mücadelede olmak üzere, 6.916 şehit, 14.558 yaralı verildi. Bu yaralıların Gazi sayılıp maaş alabilmeleri için en az %40 sakatlık şartı arandı. Bu yüzden vurulan askerlerimizin tamamı “malul” sayılmadı. Bunların sadece 4.488’i malul sayıldı ve bunlara “Gazi” yerine “Vazife Malulü” dendi.

Bu süre zarfında başta dönemin hükümetleri, siyasi partileri yaralı askerlerimizi hastanelerde ve evlerinde ziyaret ettiler. Şehit cenazelerinde intikam yemini edip ağladılar. Gazi ve Şehit ailelerine birçok vaatlerde bulundular. Her yeni gelen hükümet yeniymiş gibi gazilere törenlerle iş, madalya, ücretsiz seyahat kartı, ücretsiz sağlık hizmetleri verdikleri açıkladılar.

VE 15 TEMMUZ

Tüm bunları yazmamın sebebi “vah vah dedirtmek” değil! Tam aksine her anlamda ve herkese eşit muamele edilmesini istemek ve bedel ödeyen insanların “farklı gerekçelerle” ötekileştirilmesini engellemek... Bizler “15 Temmuz’da” bedel ödeyenlere nasıl yaklaşılıyorsa onlar için neler yapılıyorsa bu topraklar için canını ortaya koyan herkesin de aynı şekilde değerli görülmelerini ve onore edilmelerini talep ediyoruz. Zira Güneydoğu’da kolunu vatan için verenin 15 Temmuz’da kolunu verenden daha az değerli olduğunu düşünmüyoruz. Bu ülkeyi yönetenlerin de aynı hassasiyetle “herkese eşit davranmaları” gerektiğine inanıyoruz.

İstiklal Savaşı Gazisi Yakup Satar’ın dediği gibi: “Ne makamda gözümüz var, ne mevkide!” Biz sadece gariban Anadolu çocukları olarak vatanı kutsal bildiğimiz için yapmamız gerekeni yaptık. Türk Milletinin kalplerinde sahip olduğumuz yerden daha büyük bir ödül de asla beklemedik!