29 Nisan 2024 Pazartesi
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İtirazım var!

Uğur Civelek

Uğur Civelek

Eski Yazar

A+ A-

Kısa vadede sorunların ağırlaşması pahasına günü kurtarmak konusundaki öncelikler, tüm yaşanmışlıklara rağmen pek değişmemiş gibi görünüyor. Bu gidişat, bilgi kirliliğinin artması ve daha belirleyici olması için çok özel çabalar gerektiriyor. Gerçekleri dost bilenlerin, aldatılmaktan kaçınmak adına hiçbir şeyin olduğu gibi görünmediğini her koşulda dikkate alması gerekiyor.
Son bir hafta genelinde hem çok şey oldu, kısa vadede nerede ise her şey ve beklentiler farklılaştı; en azından böyle algılanması ve geniş kitlelerin koyun sürüsü gibi yönlendirilebilmesi için çok çaba harcandı. Fakat orta vade açısından, daha kötüye gidiş ve aldatmanın dozunu artırarak bu olumsuzluğu gizleyiş konularında hiçbir şey değişmedi!

Küresel ölçekte para otoritelerinin kasıtlı olarak ön plana çıkarıldığı, ticaret savaşlarına ilişkin gerginliklerin bir süre için rafa kalktığı ve İngiltere seçimlerinden çıkan sonucun belirsizlikleri geçici bir süre için azalttığı bir haftayı geride bıraktık. Yıl sonu bilançolarının olunandan daha iyi görünmesi ve yıkıcı panik atak risklerinin ötelenmesi için, olağandışı çabalar harcandı! Beklentileri olumsuzlaştıran ve sorunları ağırlaştırarak kırılganlık yaratan konuları görece etkisiz kılmak için ne gerekiyor ise yapıldı!

Küresel ölçektekine benzer bir süreç, ulusal düzeyde de kısmen yaşandı; olumlu şoklar yaratmak ve olumsuzlaşmaya devam eden eğilimlerin yönünü değiştirmek amacına yönelik yapay zorlamalara devam edildi. Genel bakış açımız böyle olunca bazı kesimler ayar vermeye çalışıyor; ne yani faiz düşüşüne itirazın mı var? Bu türden tavır sergileyenler hem bu duruma nasıl düşüldüğünü hatırlamak istemiyor ve hem de birilerinin ortaya çıkarak oyunlarını bozmasına tepki veriyor.
***
Genel tavrımız bellidir! Birilerinin diğerlerini aldatmasına, sorunların ağırlaşması pahasına günün kurtarılmasına karşı çıkarız. Birilerinin kolay kazanması ve günün kurtarılması için geniş kesimlerin aldatılmasına ve ocaklarını söndürecek yanlışlara mahkum edilmelerine itiraz ederiz. Gelir ve servet dağılımını bozan, çözüm yollarını kapatan her yaklaşımı eleştirerek kral çıplak diye haykırırız. Son faiz düşüşleri, bu tür sonuçlara sebep olacak ise ona da itiraz ederiz. Değerlendirmelerimiz, yapılanların geleceğimiz üzerindeki etkilerine göre şekillenir.

Para otoritemiz, bu hafta yaptığı Para Politikası Kurulu toplantısında önden yüklemeli faiz indirimlerine devam etti; siyasi iradenin bu konudaki taleplerine tam hassasiyet gösterildi. Faizler düştükçe enflasyonun gerileyeceği söylemini doğrulamak adına yapılanların, ekonominin orta vadeli gerçekleri üzerindeki ile kısa vadeli rant hesapları konusundaki zıt yönlü etkileri sorunları hızla ağırlaştırmaya devam edecek. Kamu bankalarının, bu süreçte üzeri örtülen rolü ise gelişmeler kontrol dışına çıktıktan sonra çok konuşulacak!

Para otoritesi önden yüklemeli faiz düşürüyor; bu hamlenin ekonomik beklentiler ile döviz ve sermaye piyasaları üzerindeki etkisi manipüle ediliyor. Hiçbir müdahale olmasa Türk lirası yıpranacak, başta enflasyon olmak üzere makroekonomik beklentiler olumsuzlaşacak, ağırlaşan sorunlar nedeniyle kırılganlık algısı ek sıkıntılar yaratacak, sermaye piyasalarındaki satış baskısı bilançoları yıpratacak. Daha açık ifade ile faiz şoku krizi derinleştirecek! Böyle olmasını geçici olarak engelleyen tek şey, kamu bankaları ile başta bireysel emeklilik olmak üzere kamu fonlarının döviz ve sermaye piyasalarında kimsenin almak istemediği riskleri hesapsızca üstleniyor olması!

Yapılanların geneli, gelir ve servet dağılımının hızlanan bir şekilde bozulmasına hizmet ediyor. Sistemik kırılganlık gerekçesi ile ayrıcalıklı bir kesim hem günahlarının bedelini geniş kesimlerin sırtına yıkıyor ve hem de yeni kolay kazanç kapılarından yaralanma şansını yakalıyor; bu kesimlerin kazançları, ötekileştirilen geniş kesimlerin kayıpları hanesine yazılacağı günü bekliyor! Özetle ifade etmek gerekirse, daha ağır ve yıkıcı krizlerin altyapısı hazırlanıyor!
Bu nedenle soruyoruz: neden etkili düzenlemeleri hayata geçirerek geniş kesimlerin kayıp hanesine yazılmak üzere ayrıcalıklı birilerinin kolay kazanmasına son vermiyor ve kalıcı çözüm yolunu aralamıyorsunuz?