30 Nisan 2024 Salı
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

'İyi olacak'

Emrah Maraşo

Emrah Maraşo

Eski Yazar

A+ A-

3 Kasım 2002 seçimlerinde Ankara’nın Yenimahalle ilçesinde İşçi Partililer olarak çalışma yapıyorduk. Arkadaşlarımız hayatlarının merkezine bu kampanyayı koymuşlardı. Parti tüm gövdesiyle harekete geçmiş, ayağa kalkmış ve güçlü bir rüzgâr estirmişti. Meşhur “Hasan Yalçın saati” de işte bu kampanyanın ürünüydü. Her sabah seçim büromuzda buluşur, Batıkent başta olmak üzere ilçenin birçok semtinin altını üstüne getirir, çalınmadık kapı, girilmedik dükkân, konuşmadık emekçi bırakmazdık. Bir de seçimler için kiraladığımız karavanımız vardı, çok severdik. Gideceğimiz yere seçim şarkılarımızı bangır bangır çalarak varırdık. Şarkılar programımızın ana hatlarını oldukça iyi ifade ederdi.
Meral Akşener’in partisinin adını duyunca işte o günler ve defalarca çaldığımız bir parça geldi aklıma. Nakaratı “iyi olacak”la bitiyordu. En çok aklımda kalan kısmı şuydu:

Dolarcılar hapı yutacak
İyi olacak
Hortumcular faka basacak
İyi olacak

Buradaki iyilik herkese göre değildi. Dolarcıların, hortumcuların, borsa vurguncularının, faizcilerin, arazi rantçılarının yani halkın kanını emen sülüklerin hapı yutmasını, faka basmasını, ayvayı yemesini istiyorduk. Çünkü onların mutluluğu emekçinin sefaleti anlamına geliyordu. Mutluluklarının maddi temeli emekçinin ve bir bütün olarak milletin alın terinin gasp edilmesi üzerinden yükseliyordu.

Herkes için iyilik aldatmacası
Bir toplumun tümünü oluşturan kesimler için iyilik, mutluluk yoktu. Çünkü toplum sınıflara bölünmüş, o sınıflar çeşitli partilerde örgütlenmişti. Hele yaşadığımız şu emperyalist-kapitalist sistemde herkes için mutluluk vaadi ancak ve ancak sistem sahiplerinin aldatıcılığı olabilirdi. Bu nedenle iyilik, güzellik, mutluluk gibi kavramlar sınıfsaldı ve gerçeğin saklanması, çeşitli işlemlerden geçirilerek başka bir şeye dönüştürülmesi sistemin efendileri açısından çıplak sınıf çelişmelerinin üzerine örtmek için şarttı.

Akşener’in iyileri
Akşener’in “İyi Parti”si adından da anlaşılacağı gibi bu çelişmeleri örtmek için kuruldu. İyi Parti’nin kınalı eliyle reklam yapan “kurnaz” anası herkes için iyilik istiyor! Hem Atatürk’ü anıyor hem Özal’a şükranlarını sunuyor. Sabah Anıtkabir’i ziyaret ediyor ardından türbeye gidip başörtüsüyle poz veriyor. Hem Atatürkçüye hem muhafazakâra seslendiğini sanıyor. Bir karikatür sayfasındaki çizimin kılıktan kılığa girerek kendini ona buna şirin gösterme komikliğine şahit oluyoruz sanki.
Oysa Atatürk, Akşener kadar “iyi” değildi! Tekkeleri, zaviyeleri kapattı ve dinin sadece siyasette değil dünya işlerinde de şu ya da bu ölçüde yer almasına asla izin vermedi. Yazdırdığı ders kitaplarına bakmanız ve dini köktenci bir şekilde nasıl eleştirdiğini görmeniz yeterli. Atatürk devletçiydi, plancıydı, halkçıydı ve bağımsızlıkçıydı. Çünkü o, iyiliği vatanın ve halkın mutluluğu için istiyordu. Emperyalistlere, yobazlara, kompradorlara yapacağı bir iyilik yoktu.
Atatürk Akşener’in iyisi Özal gibi köşe dönmeci, liberal, batıcı, NATO’cu olmadığına göre Akşener’in Atatürk’le hiçbir ilgisi yok. Peki bu vurgu niye? Bizim çok akıllı olduğunu sanan kolaycı Atatürkçülerimizi kandırmak için. Güya her kesime seslenen Akşener AKP’nin önünü kesecek ve böylece Türkiye normalleşecek! Bir yerlerden tanıdık geliyor değil mi?

HDP’nin sağ baskısı
Nereden hatırladığınızı söyleyelim: 7 Haziran seçimleri dönemindeki HDP’nin sağ versiyonu var karşımızda. Herkese mavi boncuk dağıtan, gülümseyen, sahte umutlar yükleyen bir parti bu. Tıpkı HDP’nin parlatıldığı dönemde olduğu gibi. Fakat kaçınılmaz bir gerçek bütün haşmetiyle duruyor: O da bu partinin batıcılığı, NATO’culuğu, serbest piyasacılığı ve açılımcılığıdır.

Şansı yok
“İyi Parti” istikrar zamanında ortaya çıkmadı. Tıpkı 2002’de AKP’nin doğuşunda olduğu gibi kriz zamanında dünyaya geldi. Fakat bu durum her şeyin aynı olacağı anlamına kesinlikle gelmiyor. Çünkü ne krizin niteliği aynı ne de Türkiye kamuoyunun bilinç düzeyi…
Ülkemizin yaşadığı kriz ABD emperyalizmiyle ve halkın bilinci de artık Amerikancı yalanlara göre değil anti-Amerikancılığa göre biçimleniyor. Rüzgar vatandan ve milletten yana esiyor.

Sistem zavallı halde
Sol görünümlü batıcı aydınlar, kolaycı avanaklar, sistemin kustuğu sağcı profesyonel siyasetçi artıkları, örgütsüz sosyal medya Atatürkçüleri bırakalım sıra Akşener’de sansınlar. Hayalleri gerçekle tuzla buz olacak çünkü Türkiye artık paraşütle indirilen, PR çalışmalarıyla parlatılan aktörlere kanma aşamasını çoktan geçti.
Türkiye vatan savaşının tutarlı ve kararlı önderliğini arıyor. HDP’nin yerine milliyetçi maskeli Akşenerlerin bir şans olarak görülmesi bu arayışın ne kadar ciddiye alındığının, sistemin ne kadar zavallı durumda olduğunun da göstergesi.

Nasıl iyi olacağız?
PKK eziliyor, iyi olacak.
FETÖ devletten temizleniyor, iyi olacak.
Türkiye Atlantik zincirlerini kırıyor, iyi olacak.
Kamucu, halkçı ekonomiyi kuracağız, iyi olacak.
Cumhuriyeti ve laikliği ayağa kaldıracağız, iyi olacak.
Vatan Partisi programıyla, kararlılığıyla, iradesiyle geliyor, iyi olacak!