20 Mayıs 2024 Pazartesi
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kırsal kalkınma ülkeyi kalkındırır

Cenk Özdemir

Cenk Özdemir

Gazete Yazarı

A+ A-

Bir masal cümlesi gibi: “Çin, eskiden çok fakir bir ülkeydi...” Eskiden dediğimiz çok da eski değil, 1970'lerin sonlarında dünyanın en fakir ülkelerinden biriydi Çin. Öyle ki o senelerde Çin’de kişi başına düşen gelir, ABD’nin kırkta biri kadardır ve sefalet ülkede geniş çapta yaşanmaktadır. Geçen 40 küsür yılda ekonomisini geliştirip üretimini artıran Çin, yoksulluğu çok büyük oranda yenmiş bir ülke olarak karşımıza çıkar. 2023'e geldiğimizde ise Çin’i Amerika’nın hemen arkasında dünyanın ikinci büyük ekonomisi olarak görüyoruz. 2030 yılı öngörülerinde ise Çin, dünyanın açık ara en büyük ekonomisi olacak. Burada bir “Çin Mucizesi” var, bu doğru. Ama asıl doğru olan, devletçiliğin, halkçılığın yani sosyalist ekonominin doğal başarısıdır. Liberal ekonomistlerimiz bu başarıyı elbette görmezden gelemiyorlar ama kamucu ekonomik sistemin başarısını es geçmek, küçük görmek için “düşük ücret, köle gibi çalıştırılan insanlar” gibi yalanlara başvuruyorlar. Ama güneş doğudan doğar ve balçıkla sıvanamaz. Devletçilik güneşi doğudan parlıyor, neoliberal sistemin ışığı sönüyor. “Çin Mucizesi”nin arkasındaki güç olan devletçi karma ekonomik sistemin meşalesi 100 yıl önce Atatürk önderliğinde Türkiye’de yakılmıştı aslında ama “karşı devrimci” güçler, Türk Devrimi'nin önünü kesti. Atatürk, ülke kalkınmasının kırsal kalkınmadan geçtiğinin farkındaydı. Onun içindir ki “Milli ekonominin temeli ziraattır” demişti. “Köylü milletin efendisidir” diyerek kalkınmanın başlangıç noktasını işaret etmişti. Köylüyü baş tacı etmek ancak kırsalı kalkındırmakla olur. Kırsal kalkınma da tarımsal kalkınmayla eşgüdümlü gerçekleşir. Yani yaşam standartları yüksek olan kırsalda yaşayan ve “üreten” bir toplum yaratmak milli kalkınmanın ilk şartıdır.

Kırsal kalkınma ülkeyi kalkındırır - Resim : 1
Çin köyleri kooperatifleşerek, çok üreterek, e-ticaretle de pazara açılarak zenginleşiyor.

ÇİN KÖYLÜSÜ ZENGİNLEŞİYOR

Çin’in 10 yıl önce başlattığı “Kırsal Büyüme Hamlesi”nin nasıl başarılı olduğuyla ile ilgili haberler geçtiğimiz günlerde basına yansıdı. Çin'in köylerindeki büyük değişim yabancı basın mensuplarına gösterildi ve anlatıldı. Çin kırsalında geçmişte yaşananlar bizim köylerimizde yaşananlardan farklı değildi. Karnını doyuramayan, evlenecek kız bulamayan gençlerin köyden kentlere göç etmesi, yol, su, sağlık hizmeti, okul gibi hizmetlerden yoksun, boşalmış ve üretimden uzaklaşmış köyler, Çin'de de vardı. Bugün ise Çin köyleri kooperatifleşerek, çok üreterek, e-ticaretle de pazara açılarak zenginleşiyor. Şehirlerde üniversite bitirmiş gençler kendi köylerine dönerek turizm ve tarım alanında iş kuruyor ve her biri onlarca köylüye istihdam sağlıyor. Kentten köye dönüş başarılıyor. Çin Medya Grubu Asya ve Afrika Dilleri Yayın Merkezi Başkanı An Xiaoyu'nun şu sözleri çok aydınlatıcı: “Çin’i anlamak için yoksulluktan nasıl kurtulacağımızı, yoksulluğu azaltmanın sonuçlarını nasıl pekiştireceğimizi, yaşamaya ve çalışmaya uygun güzel köylerin nasıl inşa edileceğini anlamanın en iyi yolu, halkın ve kırsalın derinliklerine inip görmektir. Gazetecilerin gözünden Dünya çapında daha fazla izleyicinin yeni dönemde kırsal canlandırmanın nasıl bir şey olduğunu görmesini umuyoruz.” Halkın ve kırsalın derinliklerine inmek. İşin özü!

Çin'in kırsal büyüme hamlesinin içerdiği başlıklar da çok yol gösterici nitelikte:

  •  Tarım sektöründe arz hedefli yapısal reformun ilerletilmesi

  •  Tahıl rekoltesinde istikrarın korunması

  •  Köylülerin gelir artışının kentlilerin gelir artışını aşmasının sağlanması

  •  Tarımda ve kırsal kesimlerde modernizasyon inşasının sürdürülmesi

  •  Modern kırsal endüstri sisteminin tesis edilmesi

  •  Özellikle tarlaların yüzölçümünün 120 milyon hektarın üzerinde tutulması

Kırsal kalkınma ülkeyi kalkındırır - Resim : 2
Burası Yozgat Yerköy Susuz Köyü. İsmi gibi suyu yok bu köyün.

TKDK KALKINMAYI BAŞARAMADI

Bizde de Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) var ama 2023 senesinde halen suyu olmayan köylerimiz de var. Dahası okulu, sağlık ocağı, interneti, yolu, altyapısı olmayan köylerimiz var. Avrupa Birliği tarafından IPARD adı altında fonlanan ve bu fonların hibe adı altında dağıtımında aracı olan 2007 yılında kurulmuş TKDK bunca yıldır kırsal kalkınmayı neden başaramadı? IPARD kapsamında, milyonlarca TL harcanarak yapılmış beton yığını hayvancılık işletmelerinin çoğu bugün neden atıl vaziyette kapalı durumda? AB'nin, avroları kırsal kalkınmaya harcansın diye vermediği ortada. Gâvurun ekmeğini yiyen gâvurun kılıcını çalar.

BAŞARI KAMUCU SİSTEMDE

50 yılda dünyanın en büyük ekonomisi olmayı, yoksulluğu bitirmeyi, 10 yılda kırsal büyümeyi başarmış Çin'i görünce kendi adıma 100. yılında ülkemin bulunduğu bu olumsuz nokta beni çok üzüyor. Türkiye olarak biz Çin'in geldiği bu noktanın çok üstünde olabilirdik. Bunun için gerekli olan Atatürk gibi bir lidere ve onun liderliğinde devletçi, halkçı, devrimci ve milli bir ruha sahiptik. Bugün o ruh en çok ihtiyaç duyduğumuz şeydir. Günün zorlu koşulları bizi kamucu olmaya zorlamaktadır. Öyle ki tarımda mülkiyet ilişkilerine bile müdahale etmek gerekliliği karşımıza çıkacaktır. Bunun örneği hükümetin 2 yıl üst üste ekilmeyen tarım arazilerini başkasına kiralama kararıdır. Gıda güvenliği için devlet gerekirse kamulaştırma yapabilir. Yine geçtiğimiz dönemde “planlı tarım” konusu gündeme geldi. Yani gıdadaki pahalılık, üretimde yaşanan aksaklıklar tarımın özel sektöre terk edilemeyecek kadar önemli olduğu, devletin tarımı mutlaka planlayıp düzenlemesi, yol göstermesi, üretenin ve halkın çıkarını gözetmesi gerektiğini bir kere daha yüzümüze vurdu.

100 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk'ün çizdiği yolda bugün Çin yürümekte ve başarılı olmaktadır. Görülmüştür ki kırsalı kalkınmayan bir ülke tam anlamıyla yoksulluğu yenmeyi, tarımsal üretimi ve zenginliği artırmayı başaramaz. Bu başarı da bugün AKP'nin yürütmekte zorlandığı özelleştirmecilikte ve neoliberal ekonomik sistemde değil kamucu sistemdedir.

https://www.aydinlik.com.tr/haber/cinin-yoksullugu-azaltmadaki-basarilarini-anlamak-240337
https://www.hurriyet.com.tr/dunya/kirsal-buyume-hamlesi-ise-yaradi-cinin-kucuk-koylerinde-buyuk-degisim-42338431
https://millermagazine.com/tr/blog/cin-dunyanin-en-buyuk-tarim-ekonomisi-1484#:~:text=%C3%87in%2C%20tah%C4%B1l%20%C3%BCretiminin%20600%20milyon,4%2C8%20milyon%20hektar%20artt%C4%B1.
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1047989