29 Nisan 2024 Pazartesi
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kızlık zarı üzerine 1

Hüsnü Uçar

Hüsnü Uçar

Eski Yazar

A+ A-

Genç bayanlarda ilk cinsel birleşme oluncaya kadar varlığını sürdüren vajen girişindeki ince zara “kızlık zarı” denir.

Bu konuda beyin jimnastiği yapmadan önce, çok geçmişte yaşadığım bir anımı paylaşmak istiyorum. Sadece genç kızların eğitim gördüğü sağlık meslek lisesinde cinsel eğitim semineri veriyordum. Küçük kağıtlara yazılarak gelen sorulardan bazıları oldukça ilginçti. “ Abim veya babamdan sonra banyoya girmemin bir tehlikesi var mıdır?.. Bisiklete binmemizin bir sakıncası var mıdır? ” Bu soruların altında yatan korkuyu kolayca tahmin edebilirsiniz. Ya bisiklete binerken kızlık zarı yırtılıverirse.

Ne yazık ki kızlık zarı tarih boyunca birçok genç kızın başına bela olmuştur. Anaerkil kuralların egemen olduğu ilkel komünal toplumlarda zar şüphesiz ki hiçbir önem taşımazdı. Aynı şekilde 18- 19. Yüzyıla kadar ilkel komünal yaşamı sürdüren Amazon, Afrika veya Okyanusya yerlilerinde de bekaretin önemi yoktu. Ama köleci ve feodal toplumlarda erkeklerin üretim araçlarına sahip olmasıyla beraber erkek egemen değer yargıları yerleşmiştir. Böylece bekaret yani kızlık zarı toplumsal ve dinsel olarak önem kazanmıştır.

Hele hele sahtekarca davranışların çok yaygın olduğu günümüz kapitalist yaşamında, evleninceye kadar her türlü ilişkiyi yaşayan birçok erkek için bu zar nasılsa çok önemli oluyor. Böylece bekaret zarı bir genç kızın, ailesinin, sülalesinin, hatta mahallesinin namusu olarak kabul edilir. Adeta zar üzerinde genç kızdan başka herkesin söz ve karar hakkı vardır.

Oysa bir genç kız saçını veya tırnağını ister kestirir isterse kestirmez. Yetki ve sorumluluk o genç kızındır. Yetki ve sorumluluk o genç kızındır. İşte aynı şekilde kızlık zarı konusunda da karar ve yetki o genç kızın olabilmelidir. Ancak ne yazık ki birçok zaman olamıyor. Ve hatta birçok zamanda bu zar birçok genç kızın başının belası, kabusu oluyor.

Hilal şeklinde, ince ve küçük bir zara sahip olduğu için evlendiğinde ilk cinsel ilişki olduğunda kanama olmazsa çok büyük sorunlar ortaya çıkabiliyor. Bu durumu kızın bakire olmadığının yani kadın olduğunun, bir diğer deyişle “kullanılmış(?)” olduğunun bir kanıtı olarak değerlendirenlerden bazıları cinayet bile işleyebiliyor. Bazen de bütün sülale toplanarak- muhtemelen daha medeni olanlar (?) suçlu adayı genç kızın gerçekten bakire olup olmadığını anlamak için doktora götürebiliyorlar. Muayene sonucunda da bakire olduğu anlaşılınca genç kız beraat ediyor. Daha sonra da mutlu ve mesut (?) bir evliliğe başlayabiliyor.

Birçok insana göre bir genç kızın en değerli hazinesi bekaretidir. Kadını alınıp satılan bir mal gibi kabul eden kafa yapısındakiler için bir kadının aklı, zekası, eğitimi kültürü ve mesleği hiç önemli değildir. Zar en değerli hazinedir.

Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları