26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Lübnan'ın semaları yeniden aydınlanacak

Nadir Temeloğlu

Nadir Temeloğlu

Site Yazarı

A+ A-

“Bu hayatın yolunu biz yardık

Dünyanın devrimi için dövüşerek

Adımlarımız zamanın kayalıkları ve karşılaştık

Suretiyle ardımızda bıraktığımız sert kayalıkların

Tanrının aydınlığıydı halkın hayatı

Sıyrıldı karanlığın gölgesinden”(1)

Batı Asya, acıların coğrafyası. Teori dergisinin mayıs sayısında Kuntay Gücüm, Boccaccio'nun Decameron Hikayeleri'nin ilk cümlesini hatırlatmıştı: “Acıları paylaşmak insan özgü bir davranıştır.”(2)

Acının genelde yoksunluk doğurduğu sanılır. Ama umut da doğrurur. Batı Asya'nın acıları, insancıllığın da yansımasıdır. Acı ile yoğrulanların direnci de güçlüdür. “Seni öldürmeyen şey seni güçlendirir”i kastetmiyoruz. O umutsuzluğun gücüdür. Suriye'de doğan, 1960'larda Lübnan vatandaşlığına geçen Arapların modern şiirinin en büyük şairi olan Adonis’te ise umudun gücü ve bilincini buluyoruz.

Kitabdar ailesinin gözünden bir ülke

Beyrut doğumlu ünlü yazar Amin Maalouf da, Doğu'nun limanlarında Lübnan'ın tarihine kısaca değinir: “Önce şanlı Antik çağı; İskender'in fethettiği Fenike kentleri; sonra Romalılar, Bizanslılar, Araplar, Haçlılar, Memluklar; daha sonra dört yüz yıllık Osmanlı egemenliği; nihayet iki dünya savaşı, Fransız mandası: bağımsızlık...”(3)

Romanda kökü Osmanlıya dayanan Kitabdar ailesi anlatılır. İsyancı bir aileden gelen ve çocuklarının ihtilalci olmasını isteyen bir aile... Babasını aydın-despot olarak tanımlayan İsyan'ın isyanı. Babası, “Sen, büyük bir devrimci olacaksın oğlum!” dedikçe kaçma isteği artar İsyan'ın: “Babam, İskender ve Sezar’dan Napolyon'a kadar, Sun Yat Sen'den Lenin'e kadar fatihlerin ve devrimcilerin ve kendi atamız Muhteşem Süleyman'ın yaşam öykülerini okumam için ısrar ederken, benim kahramanlarım Pasteur, Freud, Pavlov ve özellikle Charcot idi.”

Doktor olmak ister. Ve bunun için kendine gazete bile okumama sözü vererek Marsilya'ya gider: “Ama artık hiç kimse devrimden, Doğu'nun dirilişinden, nurlu gelecekten söz etmesindi!” Fakat buna rağmen, Fransa'da Nazilere karşı kurulan direniş örgütüne katılır. Beyrut'ta kahraman gibi karşılanır.

Bir süre sonra o akıl hastanesine düşerken Kardeşi Salem, Lübnan'da küçük kaçakçılıktan başlayarak işlerini büyütür. Roman bir bakıma İsyan'ın delileşmesi değil, vurguncu Salemlerin nasıl büyüdüğü öyküsüdür.

Ve iç savaş... İsyan, Doğu'nun dirilişini göremeden ve nurlu geçmişi bir kere daha ardında bırakarak Fransa'ya geçer. Maalouf romanında, tüm acılara rağmen Batı Asya'da ırkçılığın olmadığını, yıkımlara rağmen farklı etnik milletlerin el ele verebildiğine dikkat çeker.

Bir bilim adamının uzay hayalleri

2020 yapımı Skies of Lebanon (Lübnan'ın Semaları) filmi de 1950'lerden başlayıp 1970'lerin ortalarına uzanan süreçte ülkede yaşananlara odaklanıyor. İsviçre'nin dağlarından hemşirelik için Beyrut'a gelen Alice'in astrofizikçi Joseph'la tanışmaları, evlenmeleri ve mutlulukları... Alice, Lübnan ve aşkı için köklerini koparır. Joseph tüm zorluklara rağmen, aya bir astronot gönderme hedefiyle roket yapmaktadır. Yeşil hat ve iç çatışmalar, Alice'in tüm dinlerin tanrısına duaları, hükümetin kurulması ve umut doğması, Joseph'in labarotuvarına geri dönüşü, tekrar zorluklar ve kararlı duruş... Gülüşlerin çatışmalarla birlikte hayal kırıklarına dönüşmesine odaklanır film. Joseph'in “Yoksa gözyaşlarımızla yüzleşme cesareti bulamayacak kadar çok mu güldük?” sözleri adeta özet gibidir.

Kızları Mona Kamar'ın “Lübnan'ım sevgili vatanım/Lübnan'ım seni öldürüyorlar/Uyandırmak istiyorum seni/Dünya yıkılmadan/Büyük sedir ağaçları/Kan göllerinde boğulmadan/Yaseminlerin kokuları/Asla kaybolmayacak/Bize kim olduğumuzu/Asla unutturmayacak” sözleriyle söylediği şarkı Adonis’teki umudun gücüne ve bilincine bir göndermedir adeta.

Sedir gibi dayanıklılar

Lübnan yıllarca tam anlamıyla istikrarın oturduğu bir ülke olmasa da, İsrail'e karşı Hizbullah önderliğinde büyük zaferler kazandı. Lübnanlılar, bayraklarındaki sedir ağacı gibi güçlü ve dayanıklı bir millet. Emperyalizme ve siyonizme karşı direnişin Batı Asya'daki en önemli kalelerinden bir tanesi Lübnan.

Lübnan, Arap Baharı gibi bir durum yaşamadı ama bundan ve İran'a yönelik ambargolardan en çok etkilenenlerden biri oldu. Kişi başına gayri safi yurtiçi hasılası Türkiye'ye bir dönem yakın olan Lübnan, şimdilerde büyük bir ekonomik krizin içinde. ABD'nin Federal Bütçesi'nden tahsisat alan ve CIA operasyonlarının maddi kaynaklarından olan National Endowment for Democracy (Ulusal Demokrasi Vakfı), Lübnan'da yaptığı fonlamalarla kendine alan açmaya çalışıyor. 2014'te Ukrayna'daki Maidan Darbesi'ndeki gibi bazı eylemler planlansa da, bu girişimler başarılı olamadı.

4 Ağustos 2020'de Beyrut Limanı'nda yaşanan büyük patlamadan sonra işler biraz daha karmaşık gitti. Hükümet krizleri yaşandı.

Arap dünyasının büyük divası Feyruz, “Li Beyrut” şarkısında “Şehrim söndürdü ışıklarını” diyordu. Gerçekten de ekonomik sorunların etkisiyle enerji krizi de yaşayan ülke, karanlıkta seçime gitti. Elektirik kesintileri altında yapılan seçimde, 2018'de yapılan seçimlere göre katılım biraz daha düştü. Geçen seçimlerde 128 sandalyeden 73’ünü alarak çoğunluğu elde eden Hizbullah-Emel Koalisyonu, bu seçimlerde 60 milletvekiliği elde edebildi. Çoğunluğu kaybetmiş gözükseler de, 8 bağımsız milletvekili, iç politikada Hizbullah’tan ayrı düşmesine rağmen direnişi destekliyor. Bu durum da, karmaşık bir hükûmet kurma süreci olacak olsa da, umudun var olduğunu gösteriyor. Hizbullah yetkilileri de geniş tabanlı bir koalisyon hükûmeti kurmayı hedeflediklerini, önceliklerinin de ekonomik krizle mücadele olacağını belirtiyor.(4)

Lübnan'a yönelik İsrail baskısı ve tehditleri sürüyor. İsrail Başbakanı Naftali Bennett, 11 Ocak'ta yaptığı açıklamada Lübnan ya da Gazze Şeridi ile askeri bir çatışmaya girmek zorunda kalabileceklerini söyledi.

Tüm bunlara rağmen sedirden Lübnan halkı, çok kriz atlattı. Karanlıktan çıkacağını, Lübnan semalarının yeniden aydınlanacağını biliyoruz. Lübnan, İsrail saldırganlığının ilk kırılacağı mevzi. Güçlü Lübnan, Türkiye'nin yararınadır. Güçlü Lübnan, Doğu Akdeniz'den Türkiye'ye yönelen tehditleri azaltır, Türkiye'yi rahatlatır.

Bugün umudun gücü ve bilinci, tüm acılara, zorluklara rağmen Batı Asya'da bileniyor. Lübnan, bölgenin bileği taşı. Bilendikçe güçlenecek, direndikçe aydınlanacak.

ŞARKI ÖNERİSİ:

Julia Boutros-Moukawem

DİPNOTLAR:

(1) Adonis, Güllerin Aydınlığından, Adam Şiir Klasikleri, İstanbul, Nisan 2014, s. 18.

(2) Kuntay Gücüm, Posthümanist Eleştirinin Eleştirisi, Teori, Sayı 388, Mayıs, s. 17.

(3) Amin Maalouf, Doğu'nun Limanları, Yapı Kredi Yayınları, 1996, İstanbul.

(4) Işıkgün Akfırat, Lübnan’da Hizbullah çoğunluğu kaybetmedi, Aydınlık, 19 Mayıs 2022.

Lübnan