30 Nisan 2024 Salı
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Şehre inen çakal sürülerine dikkat!..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

A+ A-

Doğa mı acımasız, insan mı?.. Tek yanıtı var bunun; doğa kendi devinimini yaşarken, varlığını tüketmek yerine, milyonlarca yıldır her koşulda yenilenmeyi de sürdürüyor...

Peki ya insan?.. Doğal yaşamın tüm koşullarını hızla bitiriyor... Hem de ormanları keserek, denizleri doldurarak, kıyıları yağmalayarak ve de su kaynaklarını tüketerek...

Üstelik insandan kaynaklanan yıkım ve erozyon yalnızca kırsalda, ormanlarda ve tarım alanlarında da değil... İnsan, kentleri ve metropolleri de acımasızca tüketiyor...

Salt çevreye yönelik bir yıkım da değil yaşanan vahamet... İnsan; doğayla birlikte ahlaki değerleri de erozyona uğratıyor, bozuyor, çalıyor- çırpıyor ve de yaşamın her alanını pervasızca sömürüyor...

KAN EMİCİLER İŞBAŞINDA!..

Peki; şu güzelim ülkede, tertemiz, dik ve onurlu yaşamaya çalışan her insanın asabını bozan yukarıdaki gerçekleri niçin mi sıraladık?..

Dün medyaya çarpıcı bir fotoğraf yansımıştı... Ardahan’da kar yağınca, köylerin yakınına inmek zorunda kalan kurtlar “sürü” halinde ilk kez görüntülenmiş...

Bizi sürü halindeki kurtlar değil, bu haberin altına yazılan şu satırlar çok şaşırttı;

“Soğuk hava ve kar yağışı yaban hayatı da olumsuz etkiliyor. Ardahan’da çekilen bir fotoğraf, herkesi şaşkına uğrattı. Yiyecek bulmak için kente yakın yerlerde sürü halinde gezen kurt sürüsü, bölge halkında büyük paniğe neden oldu.”

İnsanların doğal yaşam ile yaban hayatı yok etmek için girmedikleri delik, yıkmadıkları mekan, kuşatmadıkları tarla kalmazken, doğal koşulları yok edilen hayvanlara sitem etmek utanmazlık değil mi?..

Hem bu fotoğraftan çıkartılması gereken bir ders daha var; iki ayaklı kurtlar, çakallar, sırtlanlar, akbabalar, kan emici sülükler sürüler halinde aramızda dolaşıp “panik” yaratmazken, bir parça yiyecek aramak için köylere inmek zorunda bırakılan “kirlenmemiş” hayvanlara sitem etmek ahlaki mi?..

AKP’DE YAĞMANIN DAMGASI!..

Duble yol, otoyol, viyadük... 3 tarafı denizlerle çevrili ve demiryolu ulaşımının geri plana itildiği bir ülkede, her şeyi karayoluna yüklemek, doğa katliamında da yıkıcılığın başını çekiyor...

İstanbul’dan Karadeniz Bölgesi’ne uzanan sözde yatırım-rant tezgahı yüzünden de milyonlarca ağaç kesildi, tarım alanları yok edildi, denizler dolduruldu, nehirler kurutuldu...

Doğa katliamcılığında en büyük yıkım son 13 yıldaki AKP iktidarında yaşandı...

Ve ne yazık ki İstanbul’da 3. köprü uğruna sürdürülen doğa tahribatı AKP müteahhitlerini zengin ederken, doğal zenginlikleri yağmalattı, ağır yaralar açtı...

Ulaştırma Bakanı Lütfi Elvan dün yaptığı bir açıklamada, konuyu yeni yeni bir doğa katliama yol açan İstanbul’daki 3. havalimanına getirerek şöyle demiş;

“Havaalanına sayın Cumhurbaşkanımızın ismi neden verilmesin? Yakışır diye düşünüyorum...”

Bakan çok haklı... Havaalanına da Erdoğan’ın adını versinler ki, 50 yıl sonra bile bu ülkede doğanın katledilmesine ve yağmalanmasına kimin izin verdiği unutulmasın!!!

SARIGÜL DEVLETİ DE Mİ KORKUTTU?..

“Kirlenme, yıkım, yağma” derken devam edelim... Bu köşede 3 gün boyunca Mustafa Sarıgül ve oğlunun Şişli Belediyesi’nde neler çevirdiğini yazdık ve yetkilileri göreve çağırdık...

İddialar çok vahimdi; “Belediye başkanı tartaklanıp tehdit edilince Amerika’ya kaçmak zorunda kaldı. Özel kalem müdürü dövüldü, başkan istifaya zorlanıyor, kanunsuzluk çalışanları ürkütüyor...”

Peki; bu kadar rezalet İstanbul’un dilindeyken nerede İstanbul Savcıları, valisi ve emniyet müdürü?..

Nerede CHP Genel Merkezi yöneticileri? Nerede sevgili Veli Ağbaba, belediyeleri, başkanlara sahip çıkmayarak mı koordine ediyor acaba?..

Şişli Belediyesi’ni kanunsuzlukla Teksas’a çevirenler acaba tüm bürokrasiyi de mi korkuttular?.. Öyleyse yazıklar olsun bu duyarsızlığa..

UTANMAZ ÇETİNKAYA’NIN GAZETESİ!..

Madem konu “korku”ya ve duyarsızlığa kadar geldi o halde devekuşlarına da dikkat çekelim;

Milliyet, Vatan ve Cumhuriyet gazeteleri Şişli Belediyesi’ne 500 metre uzaklıkta... İlginç değil mi, gazetelerin dibinde adeta manşet olabilecek eşkıyalıklar yaşanırken, yöneticileri başlarını nedense kuma gömüyor!.. Herhalde Sarıgül’in kara gözüne aşıklar!!!

Hele de “Tehlikenin farkında mısınız” diye takiyeci reklamlar yapan cumhuriyet gazetesine ne demeli?.. AKP’nin yolsuzluk davalarıyla ilgili “yayın yasağı”na sözde karşı çıkan cumhuriyet, Şişli ile ilgili kendine yayın yasağı mı koydu acaba?..

Diyeceksiniz ki; o cumhuriyet değil mi ki, “düşünce özgürlüğü” naraları atarken, kendi yazarını sansür ederek tazminatsız işten çıkartan?..

Altındaki arabaya sahip çıkamayan bir zavallıyla, 40 yıl küfür ettiği cemaatçilerle kol kola girmekten utanmayan H.Çetinkaya adlı bir ikiyüzlünün kıskacında tüketilen o gazete ne hallere düşürüldü değil mi?..