28 Nisan 2024 Pazar
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sistem partilerinin NATO ile kader birliği

Ali Rıza Taşdelen

Ali Rıza Taşdelen

Gazete Yazarı

A+ A-

Batı sisteminin lokomotifi ABD emperyalizmi ve arkasındaki vagonlar da Avrupa ülkeleridir. Bu ülkeler aynı zamanda NATO üyesidir. NATO ise ABD emperyalizminin mazlumlar dünyasına karşı saldırı örgütüdür. Son 30 yılda Yugoslavya, Afganistan, Irak, Libya, Suriye, bir dizi Afrika ve Latin Amerika ülkelerinde milyonlarca masum insanı katleden eli kanlı bir örgüt.

ABD emperyalizmi aynı zamanda NATO aracılığı ile ittifaka üye ülkeleri kontrol etmektedir. Bugün gladyo diye adlandırılan gizli örgütlenmeler yoluyla hizadan çıkan üye ülkelerde katliamlar yaparak, suikastlar düzenleyerek, kaos ortamları yaratarak kontrolü sağlamaktadır.

ABD gladyosu aynı zamanda sağlı sollu sistem partilerini kontrol ediyor ve yönlendiriyor.

Kısaca NATO, ABD’nin üye ülkelerde örgütlediği bu gizli gladyo örgütlerinin örtüsüdür.

NATO’CU SİSTEM PARTİLERİ

Batı’da veya hangi NATO ülkesinde olursa olsun, Batı demokrasisi adını verdikleri sistem iki ayak üzerinde durmaktadır. Genellikle biri muhafazakâr sağ, diğeri sosyal demokrat “sol”. Almanya’da Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) ve Alman Sosyal Demokrat Parti (SPD). Fransa’da Cumhuriyetçiler (LR) ve Sosyalist Parti (PS). Aslında bu iki partili sistemin anası Amerika’dır: Cumhuriyetçiler ve Demokratlar.

Söz konusu NATO’yu savunmak olduğu zaman yukarıda belirttiğim bu sağ ve sol partiler birbirleriyle yarışırlar. Hepsi NATO çatısı altında birleşirler.

TBMM'de Finlandiya'nın NATO'ya alınmasına yönelik oylamada iktidarıyla ve muhalefetiyle sistem partilerinin ne kadar NATO’cu olduğunu gördük. Bu partiler birbirlerine olmadık hakaretleri eder, sanki farklı programları varmış gibi birbirleriyle yarışırlar. Ama söz konusu ABD emperyalizmi ve onun eli kanlı saldırı örgütü NATO olduğu zaman bir olurlar, kucaklaşırlar ve NATO’culuk da yarışırlar. Bu olay da göstermiştir ki bütün sistem partileri bir tarafta NATO’ya karşı devrimci ve milli bir tavır alan Vatan Partisi bir tarafta.

NATO’YU FRANSA’DAN KOVAN LİDER: DE GAULLE

Fransa’nın NATO serüveninde Eski Fransa cumhurbaşkanı Charles de Gaulle, ABD ve NATO’ya karşı milli bir parantez açmıştır. De Gaulle’ün milli duruşunu yalpalayarak savunanlar olmakla birlikte esas olarak de Gaulle öncesi ve sonrası sağ ve sol siyasi partiler ABD işbirlikçisi ve NATO’cu olmuşlardır.

Avrupa’da sağ ve muhafazakâr partiler milli değerleri savunmada daha duyarlı ve ABD’ye karşı daha mesafeli bir çizgi izlerken, sözüm ona sol diye anılan sosyal demokrat partiler gayri milli, ABD işbirlikçisi ve NATO’cudur.

1958 yılı öncesi, yani Soğuk Savaş’ın ilk yıllarında yaşanan tüm olaylarda Sosyal Demokrat Sosyalist Parti’nin izi vardır: Cezayir Ulusal Kurtuluş Savaşı, Süveyş Kanalı krizi ve Fransa’da ABD’nin gladyo örgütlenmesiyle birlikte NATO’ya girilmesi. Bütün bu olaylarda Fransız sosyal demokratları baş aktör durumundaydı. Sosyal demokratlar IV. Cumhuriyet döneminde Fransa’nın kaderini ABD’ye teslim etmişlerdi. Cezayir’de yaşanan vahşetin sorumlusu olmuş, Süveyş Kanalı krizinde İngiltere ile birlikte Mısır’a saldırmıştı.

General de Gaulle 1958’de V. Cumhuriyetin kuruluşuna önderlik eder, cumhurbaşkanı seçilir. 7 Mart 1966’da ABD Başkanı Johnson’a gönderdiği mektupta NATO’nun askeri kanadından ayrıldığını açıklar. NATO’nun Fransa’da konuşlanan tüm siyasi ve askeri kurumlarını ülkeden kovar ve yüzünü Asya’ya döner.

SOSYAL DEMOKRATLARLA NATO’CULUĞA DÖNÜŞ

De Gaulle’ün ardından devlet başkanlığına gelen Georges Pompidou ve onu takip eden Valéry Giscard d’Estaing ana hatlarıyla dış politikada de Gaulle geleneğini sürdürür.

1981 yılında Sosyal Demokrat François Mitterrand’ın Cumhurbaşkanlığına seçilmesiyle ABD ve NATO ile ilişkiler yeniden canlanır. Mitterrand bütün siyasi yaşamı boyunca de Gaulle’e ve politikalarına karşı mücadele etti. Cezayir’in Fransa’ya karşı yürüttüğü Bağımsızlık Savaşında Mitterrand Fransa’nın İçişleri ve Adalet Bakanlığını yaptı. 45 Cezayirli yurtseverin ölüm cezasına çarptırılarak giyotinde kafalarının kesilmesinin sorumlusuydu.

Fransız sosyal demokratlarının Amerikancılığı tescilli. Bunların babası da Mitterrand’dır. Sicili de kabarıktır. Bir örnek daha verelim: Birinci Körfez savaşında Mitterrand Fransa’yı ABD komutasında 14 bin askeriyle birinci Körfez savaşına soktu. Şubat 1991’de ABD’nin B-52 uçakları Fransa’dan ve İngiltere’den havalanarak Irak’ı bombaladı. Fransa, de Gaulle’dan buyana ilk defa bu kadar çok askerini ülke dışına gönderiyor ve üstelik ABD komutasına veriyordu.

NATO’YA DÖNÜŞ VE MAHŞERİN ÜÇ ATLISI

Jacques Chirac, de Gaulle’ün son şövalyesiydi. Dış politikasının temelini “ulusal çıkarlara öncelik ve çok kutuplu bir dünya” oluşturuyordu. 2003’de Irak işgaline karşı çıktı. Ama Chirac da yalpalıyordu; 1999 yılında Fransa NATO’nun Kosova ve Sırbistan saldırılarında görev aldı.

Fransa 2009 yılında Nicolas Sarkozy’nin Cumhurbaşkanlığı döneminde 43 yıl aradan sonra NATO’nun askeri kanadına yeniden döndü. Fransa de Gaulle ile köprüleri tamamen attı. Artık Fransa’nın dolu dizgin Atlantikçi dönemi başlamış oldu. 2012’de Sosyal Demokrat François Hollande ile 2017’de ve ikinci kez 2022’de cumhurbaşkanı seçilen Sosyal Liberal Emmanuel Macron ABD ve NATO’nun has adamları oldular.

Fransa’da son 15 yılın özeti muhafazakâr ve neoliberal Sarkozy, Sosyal Demokrat Hollande ve ikisinin karışımından imal edilen Sosyal Liberal Macron. Mahşerin 3 Atlısı misali NATO’nun 3 atlısı oldu.

ANCAK DEVRİMCİ VE MİLLİ PARTİLER NATO’YU KOVAR

Sistem içinde kalarak NATO’ya karşı duramazsınız. Adı sağ olsun sol olsun sistemin partileri ancak NATO’cu olurlar. NATO’ya ancak sistemin dışında konumlanan devrimci ve milli partiler karşı çıkabilir ve onların iktidarında NATO ülkeden kovulur.

Avrupa’da NATO’ya karşı cılız sesler yükselmekte. Ama Avrupa’nın bir Vatan Partisi yok ki. Türkiye şanslı. Ancak devrimci ve milli programıyla sisteme başkaldıran Vatan Partisi NATO’dan çıkar, üreten ve birleşen Türkiye’yi kurar.