29 Nisan 2024 Pazartesi
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sosyal Demokratların LGBT aşkı

Ali Rıza Taşdelen

Ali Rıza Taşdelen

Gazete Yazarı

A+ A-

2012 yılınsa Fransa’da eşcinsel evliliği yasalaştırma Sosyalist Parti’nin cumhurbaşkanı adayı François Hollande’ın seçim vaadiydi. Seçildikten sonra 23 Nisan 2013 tarihinde, eşcinsel çiftlere evlilik ve evlat edinme hakkı yasalaştı. Bu, iki kadının veya iki erkeğin medeni evlilik yoluyla birlikteliklerinin tanınması ve aynı zamanda evlat edinmelerini sağladı.

Bu yasa tasarısına karşı Fransa’da, Türkiye’de LGBT dayatmasına karşı mücadele eden “Büyük Aile Platformu”na benzer bir yapı vardı. Eşcinsel evliliği ile ilgili yasaya verdikleri ad “Herkes için Evlilik”ti. Buna karşı mücadele eden platform da “Herkes için Eylem”. Bu platform aylarca yasanın geçmemesi için milyonları ayağa kaldırmıştı. Ama Meclis’te çoğunluğu olan Sosyal Demokratlar yasayı geçirdiler.

SOSYAL DEMOKRATLARIN LGBT DAYATMASI PROGRAMI

Bununla kalmadı; Hükümet’in aile ve eşcinsellikle ilgili paket bir programı vardı. Eşcinsel evliliği yasasına dahil edemedikleri bölümler kalmıştı: lezbiyenlere yapay döllenme ve "taşıyıcı anne" uygulamasıyla çocuk sahibi olma hakkı ve bunun için görecekleri özel tedavi giderlerinin sosyal güvenlik kurumlarınca karşılanması (PMA-GPA).

Bitmedi; bir de okullardaki müfredatta farklı cinsel eğilimlerin toleransla karşılanmasını öngören derslere yer verilmesi. Eğitim Bakanlığı, ana okullarından başlamak üzere cinsel önyargılara karşı bilgilendirmeyi müfredata eklemek istiyordu.

Kısaca, Hükümet okullarda eşcinselliği özendirecek bir müfredatı uygulamaya sokuyordu. 2014 yılında, bu kez “Herkes için Eylem” platformunun mücadelesi başarılı oldu ve bu ek yasa tasarısının geçmesi engellendi.

Sosyal Demokrat Hollande’dan sonra cumhurbaşkanı seçilen Macron bu yasa tasarısının geri kalan bölümünü 2021 yılında Meclis’ten geçirdi.

LGBT PATLAMASI

Fransa’da eşcinsel evliliğin yasalaşmasından bu yana 10 yıl geçti. Fransa'nın ulusal istatistik kurumu INSEE’ye göre 2013 yasasının yürürlüğe girmesinden bu yana 70 binden fazla eşcinsel evlilik yapıldı. Geçen yıl, yaklaşık 7 bin eşcinsel çift evlenmiş. Yine, son on yılda, 93 binden fazla eşcinsel, resmi bir hak olan birlikte yaşama sözleşmesi yaptı (PACS).

İpsos Araştırma Şirketi tarafından yapılan bir ankete göre bugün, on Fransız'dan biri kendini LGBT bireyi olarak tanımlanıyor. Yani toplumun yüzde 10’u.  Bu oran, ankette Z Kuşağı olarak belirlenen 26 yaşın altındakiler (1997 ve sonrasında doğanlar) arasında yüzde 22'ye yükselirken, 1964'ten önce doğanlar için yüzde 4'e düşüyor.

Bu durum son 10 yıldır özellikle gençlere dayatılan LGBT ideolojisinin meyvelerini verdiğini gösteriyor. Diğer bir deyimle 10 yıl önce yasalaştırılan eşcinsel evlilikle birlikte gençler arasında LGBT patlaması olmuş. Her iki Fransız’dan biri çevrelerinde (aile, arkadaşlar, meslektaş) en az bir eşcinsel birey tanıdığını söylüyor. Fransız halkının çoğunluğu (yüzde 63) toplumda LGBT bireylerinin "muazzam" veya "çok" ayrımcılığa maruz kaldıklarına inanıyor.

KİMLİK KARTLARININ CİNSİYET BÖLÜMÜ

Fransız kimlik kartlarının “Cinsiyeti” bölümünde, biyolojik cinsiyetin İngilizcesi olan “Sex” yazmaktadır. Bugün bu da tartışmaya açılmıştır. Aynı ankette, sadece kimlik kartlarında değil devlet tarafından verilen belgeler "kadın" veya "erkek" dışında bir seçenek içermeli midir? Sorusuna yüzde 44'ü evet, yüzde 38'i hayır ve yüzde 15'i bilmiyorum diye cevap vermiş.

LGBT dayatmasına karşı çıkan Erdoğan iktidarı ne yazık ki, T.C. kimlik kartlarındaki “Cinsiyeti” bölümünde cinsiyetin İngilizce karşılığı olarak “Gender” sözcüğü tercih edilmiştir. Gender, biyolojik cinsiyeti değil toplumsal cinsiyeti ifade etmektedir. Böylelikle, bugün Fransa’da bile olmayan ve LGBT ideolojisinin temelini oluşturan bir tanım, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tamamının kimliğine girmiştir.

EŞCİNSEL EVLİKLERİ YASALAŞTIRAN AVRUPA ÜLKELERİ

 Avrupa Birliği'nde 18 ülkede eşcinsel evlilik yasalaşmış durumda.

2001 yılında eşcinsel evliliği ilk yasallaştıran Hollanda'ydı. Sonra, 2003 yılında Belçika ve 2005 yılında İspanya izledi. Norveç, İsveç, Portekiz, İzlanda, Danimarka, Fransa, Lüksemburg, İrlanda, Finlandiya, Malta, Almanya, Avusturya, İsviçre, Slovenya ve Andorra daha sonra eşcinsel evliliği yasalaştırdı.

Bu ülkelerde, eşcinsel çiftler heteroseksüel çiftlerle aynı haklara sahiptir.

Bununla birlikte, hala kadınlar ve erkekler arasındaki evliliği resmi olarak yasaklamaya devam eden bazı Avrupa ülkeleri var: Bulgaristan, Letonya, Litvanya, Polonya, Sırbistan. Buna Rusya’yı da ekleyebiliriz.

ÖZGÜRLÜKMÜŞ!

Eşcinsel evliliğin yasalaşmasının 10. yılında Twitter hesabından paylaşım yapan Sosyal Demokrat François Hollande şöyle demiş:

“Bugün, 10 yıl önce Herkes İçin Evliliğin benimsenmesinden bu yana evlenebilen 70 bin çifti düşünüyorum. Bu büyük yasa, toplumumuzu daha fazla eşitlik, özgürlük ve neşe için derinden dönüştürdü. Bundan gurur duyuyorum.”

Bu “özgürlükçü” anlayış sağ gelenekten gelen birçok siyasetçi gibi Fransa İçişleri Bakanı Gérald Darmanin’i de değiştirmiş. Yasanın kabul edildiği 2013 yılında, Tourcoing belediye başkanı olan Darmanin, eşcinsel çiftlerin nikahlarını kıymayacağını ilan etmişti. Bugün değiştiğini söylüyor:

“On yıl sonra, eşcinsel evliliğin, eşcinsel çiftler tarafından evlat edinilmesi gibi, hiçbir şeyi değiştirmediğini ve sağın ve özellikle siyasi ailemin maruz kaldığı korkuların temelsiz olduğunu görebiliyordum… Önemli olan, aile yapısından bağımsız olarak çocuğun gelişimi ve ebeveynlerin sevgisidir: eşcinsel, heteroseksüel veya tek ebeveyn fark etmez.”