Talihsiz Serüvenler Dizisi

Daniel Handler’in gençlik çağındaki okuyuculara hitap etmesine karşın yetişkinlerin de ilgisini çeken onüç kitaplık “Talihsiz Serüvenler Dizisi” (A Series of Unfortunate Events) serisinin çok çok karamsar bir havası vardır. Kahramanların başına nadiren iyi şeyler gelir ve sürekli olarak talihsiz olaylar yaşarlar. Yazar okuyucuya her bölümde şiddetle seriye devam etmemesini salık verir. Ancak, olaylar daha da esrarengizleşir ve okuyucunun ilgisi giderek artar.

Bu sezon, hem NBA finalistlerinden Golden State Warriors’un, hem de Fenerbahçe Beko’nun başına gelenler, her iki takım adına da turnuvaların bir nevi Talihsiz Serüvenler Dizisi’ne dönüştüğünün bir göstergesi.
NBA Final serisi başlarken yıldızlar topluluğu Golden State Warriors, finale ilk defa kalan Kanada temsilcisi Toronto Raptors karşısında açık ara favoriydi. Her sene aynı takımın şampiyon olmasından bıkılması, Kanada’nın yegane temsilcisinin yıldızlara dayalı bir oyun yerine takım oyununu tercih etmesi ve rakibine karşı nispeten daha zayıf bir takım olması gibi nedenlerden dolayı bir çok izleyici gibi ben de Toronto’nun şampiyon olmasını arzu ediyordum.

***

Sakatlığı nedeniyle final serisinin ilk dört maçında Warriors’un yıldızı Kevin Durant oynayamamış, üstüne üstlük takımın diğer önemli oyuncuları Klay Thompson ve Kevin Looney daha ilk maç esnasında sakatlanmışlardı. Toronto da bu avantajı kullanarak ilk karşılaşmayı kazanmıştı. Rüzgarı arkasına alan Raptors ilk dört maç sonunda 3-1 öne geçmiş ve evinde şampiyonluk maçına çıkmayı başarmıştı. Ancak, neredeyse yirmibeşmilyon Dolar olan yıllık geliri olan büyük oyuncu Kevin Durant kariyerini riske atarak Kanada Temsilcisinin şampiyonluğunu engellemek uğruna bu maçta sahalara geri döndü. Küçükken Toronto taraftarı olan Durantula, oyunda kaldığı 12 dakikada 11 sayı atarak takımına büyük katkı sağladı. Golden State seride geri geliyor derken, Durant’ın bu defa çok talihsiz bir şekilde aşil tendonundan sakatlanarak neredeyse önümüzdeki sezonu bile kapatması, Batı Konferansı temsilcisinin moralini bozdu. Salona giremeyenlerin maçları izlediği mekan olan Jurassic Park’ta, Kanadalı taraftarların sözkonusu sakatlık üzerine verdikleri acımasız tepki ise fanatizmin milliyeti olmadığını bir defa daha gösterdi. Buna rağmen, Golden State’in diğer yıldızlarının sakatlık sonrası gösterdiği karakter ve yanlış zamanda Toronto tarafından alınan bir mola hatasının da desteği ile seri 3-2’ye gelerek San Fransisco’ya taşındı. Herkes bu sakatlık dezavantajına rağmen, Warriors artık seriyi bırakmaz ve dengeye getirir diye bekliyordu. Altıncı maçın ilk yarısı beklendiği üzere Klay Thompson’un müthiş oyunu ile Golden State’in liderliğinde geçildi. Ancak, talihsizlik Warriors’un peşini yine bırakmadı ve bu defa da Thompson sakatlanarak maça devam edemedi. En nihayet, serüven Toronto’nun ilk şampiyonluğu ile sona erdi. Kazananı tebrik ederim, istediğim takım şampiyon oldu ama seri öyle bir gelişti ki Golden State de kazansa üzülmezdim.

***

Amerika’nın şampiyonunu talihsizlikler belirledi. Bizim ligimizde de Fenerbahçe Beko, Anadolu Efes karşısında benzer talihsizlikleri yaşayarak final serisine devam ediyor. Tam beş as oyuncusunun sakat olmasının yanı sıra Kostas Sloukas’ın babasının ölümü oyuncuyu olduğu kadar tüm takımı da etkiledi. Kostas büyük bir özveri ile takıma geri döndü ama Efes karşısında konsantre olmakta çok zorlandı. Zaten, aylardan beri beş numara gibi karşısındaki devler ile mücadele eden Melli ise neredeyse stop edecek kadar yorulmuş, Kaptan serideki gerginlik nedeniyle etkilenmiş, Datome de bu maçta uzun süre sonra geri dönmesine karşın son derece çekingen bir görüntü veriyordu. Efes takımı saha avantajını tekrar ele geçirmek için tüm silahlarını neredeyse kırk dakika oynatmaktan imtina etmedi. Zira eldeki kuş daldaki kuştan önemliydi. Onlar da çok yoruldular. Her iki takımın da serinin devamında avantaj ve dezavantajları var. Umarım artık talihsizlikler sona erer.
.