20 Mayıs 2024 Pazartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ukrayna krizinin ekonomik boyutları

Serhat Latifoğlu

Serhat Latifoğlu

Gazete Yazarı

A+ A-

21 Şubat 2022 tarihinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Lugansk Halk Cumhuriyeti’nin bağımsızlık kararlarını tanıma kararlarını imzalayarak tarihi bir adım attı. Giderek artan bir şiddetle Ukrayna- Rusya gerginliğini körükleyen ABD liderliğinde Atlantik Cephesi Putin’in açıklamasına cılız bir karşılık verdi. Böylece ABD ve Atlantik Cephesinin savurduğu tehditlerin ne kadar içi boş olduğu ortaya çıkmış oldu. Putin yaptığı tarihi konuşmada Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Batı'nın Ukrayna’ya verdiği zararların toplumsal ve ekonomik boyutlarını özetledi. Siyasi olarak Atlantik Cephesinin Avrasya’daki “Truva Atına” dönüşen Ukrayna’nın ekonomik olarak nasıl geri bıraktırıldığı konusu ibretlik bir durum arz ediyor.

ATLANTİK ELİYLE GERİ BIRAKTIRILAN UKRAYNA EKONOMİSİ

Ukrayna 41.3 milyon nüfus, 156 milyar dolarlık GSYİH büyüklüğü ile Avrasya’nın orta ölçekli ekonomilerinden birisidir. Zengin doğal kaynaklarıyla bilinen Ukrayna’da 20'si ekonomik açıdan önemli olan yaklaşık 90 farklı minerali barındıran 8 bin ayrı maden yatağı bulunmaktadır. Ukrayna 2019 yılında dünyanın en büyük 7. demir cevheri üreticisi, dünyanın en büyük 8. manganez üreticisi, 6. en büyük titanyum üreticisi ve dünya çapında 7. en büyük grafit üreticisi oldu. Ayrıca 2018 tarihi itibarıyla dünyanın en büyük 9. uranyum üreticisi Ukrayna’dır. Uçsuz bucaksız tarım arazilerine sahip olan Ukrayna’da tarım sektörü ülke ekonomisinde önemli bir yer tutar. Ukrayna AB’yi besleyen tahıl ambarı olarak biliniyor. Dünyanın en zengin kara toprağının yüzde 30'una sahip olduğundan, tarım endüstrisinin büyük bir potansiyeli vardır. Ukrayna'daki tarım endüstrisinin karlılık oranı halen yüzde 40-60’larda bulunmaktadır ve uzmanlara göre tarım ürünleri çıktıları dört katına kadar artış kapasitesine sahiptir. 2012 yılında Ukrayna, dünyanın en büyük mısır ithalatçısı olan Çin ile yıllık piyasa fiyatından 3 milyon ton mısır tedarik etmek için bir sözleşme imzaladı. Sözleşme Çin'den Ukrayna'ya 3 milyar dolar tutarında bir krediyi de kapsıyor. Dünyanın en büyük ayçiçek yağı üreticisi Ukrayna’dır. Dünya tahıl ve şeker üretiminde Ukrayna önemli bir yerde bulunmaktadır. Tüm zenginliklerine rağmen tarım ve madencilikte düşük katma değer üreten yapısı Ukrayna’nın kapasitesinin çok altında kaldığını gösteriyor. Son 15 yıldır Batı tarafından Rusya ile siyasi gerginliğin kışkırtılması nedeniyle ekonomide çok sert iniş çıkışlar yaşanıyor. Batı'nın Ukrayna’ya biçtiği rol ekonomik istikrarsızlık ve düşük oranlı yatırımlara sebep oluyor. Kaynaklarını ucuz bir fiyatla kullandıran ve düşük katma değer üreten Ukrayna ekonomi modelinin Batı tarafından bilinçli olarak teşvik edildiği anlaşılıyor.

UKRAYNA’NIN EN ÖNEMLİ TİCARİ ORTAKLARI ÇİN VE RUSYA

DTÖ verilerine göre, 2020 yılında Ukrayna 49.2 milyar dolar değerinde mal ihraç etmiş ve 53.9 milyar dolar değerinde ithalat gerçekleştirerek 6.6 milyar dolar civarında bir ticaret açığı kaydetmiştir. 2020'te Ukrayna ithalatını; Çin (yüzde 15.4), Almanya (yüzde 9.9), Rusya (yüzde 8.5), Polonya (yüzde 7.6), ABD (yüzde 5.5) ve Beyaz Rusya (yüzde 5.4)’dan yaptı. Ukrayna'nın ihracat yaptığı belli başlı ülkeler; Çin (yüzde 14.5), Polonya (yüzde 6.7), Rusya (yüzde 5.5), Türkiye (yüzde 4.9), Almanya (yüzde 4.2), Hindistan (yüzde 4) ve İtalya'dır (yüzde 3.9). Bu verileri göz önüne alırsak Çin ve Rusya Ukrayna’nın (Atlantik cephesinin tüm kışkırtmalarına rağmen) en önemli iki ticari ortağı olarak ön plana çıkıyor. Bu tabloyu değiştirmek için Batı, AB üye ülkeleriyle Ukrayna’nın ticari ilişkilerini geliştirmeye çalışıyor. AB ve Ukrayna, Ocak 2016'dan bu yana Derin ve Kapsamlı Serbest Ticaret Anlaşmasını (CCFTA) geçici olarak uyguladılar. Fakat bu anlaşma Asya ülkelerinin Ukrayna ekonomisindeki etkisini azaltmakta başarılı olamadı. Bu tablo bize Ukrayna’nın siyasi pratiği ile ekonomik pratiğinin uyuşmadığını gösteriyor.

Kaynakça;
http://www.cbr.ru/collection/collection/file/31583/ofs_20-2_e.pdf
https://international.groupecreditagricole.com/en/international-support/ukraine/economic-overview

RUSYA MERKEZ BANKASI'NIN CEPHANESİ DOLU

Ocak 2022 itibarıyla Rusya’nın toplam döviz rezervleri (altın dahil) 630 milyar dolar seviyesinde bulunuyor. Döviz rezervlerinin büyüklüğü GSYİH’sı 1.5 trilyon dolar olan Rus ekonomisinin yüzde 43’üne denk geliyor. Rezervlerin içinde ABD dolarının payı her geçen gün azaltılırken Ocak 2022 itibariyle rezervlerin içinde altın rezervlerinin büyüklüğü 132 milyar dolara ulaşmış bulunuyor. Rusya Merkez Bankası 2015 yılından beri yayınladığı dönemsel raporlarda yaptırım tehdidi konusunda yaptıkları hazırlıklar ve senaryolarla ilgili bilgileri açıkça paylaşıyor. Rusya SWIFT sistemine alternatif olarak 2014 yılından itibaren SPFS sistemini geliştirdi. SPFS sistemi ambargonun finansal sisteme yayılması halinde devreye alınabilecek. Ayrıca Çin ile birlikte SPFS ve Çin’in geliştirdiği CIPS’in birleştirilmesi çalışmaları sonuçlanmak üzere. Acil bir gelişme olduğunda ortak sistem devreye girebilecek durumda bulunuyor. Halen finansal piyasalarda Rus ekonomisi ile ilgili kötü senaryolar satın alındığı için olası bir savaşın Rus ekonomisi üstündeki etkisi diğer ülkelere göre çok daha az olacaktır.

RUSYA’YA UYGULANAN AMBARGO BUMERANG ETKİSİ YARATIYOR

Mart 2014’ten beri Batı'nın ambargosu altında olan Rusya yeni bir ambargo tehdidine karşı hazırlıklı görünüyor. Önceki gün yeni açıklanan Rus devletinin ABD ve AB piyasalarında tahvil ihraç etmesini engelleyen yaptırımın fiilen etkisi olmayacaktır. Çünkü Rus devletinin bütçesi bir süreden beri fazla veriyor ve borçlanma ihtiyacı düşük. 2014’te başlatılan yaptırımlar Rus ekonomisinin sadece 2015 yılında küçülmesine sebep olmuştu. Ayrıca Rus ekonomisinin son 10 yıl içinde kamucu yapısını güçlendirdiğini göz önünde tutmak gerekiyor. Yaptırımların bilançosunu tutuğumuzda uygulamaların esasen AB ekonomisine daha pahalıya patladığını görüyoruz. AB ülkelerinin enerji, tarım ve havayolları sektörleri yaptırımlardan en çok etkilenen sektörler oldu. Her ne kadar Batı medyası saklamaya çalışsa da özellikle enerji ve tarım ürünlerindeki enflasyonun temel kaynaklarından birisinin Rusya’ya uygulanan ambargo olduğu biliniyor.

GERGİNLİKTEN EN ÇOK AB ÜLKELERİ VE UKRAYNA ETKİLENECEK

ABD’nin provokasyonları ne kadar uzun sürerse bu gerginlikten AB ve Ukrayna artan oranda zarar görecektir. Sıcak para yönünü ABD doları bazındaki varlıklara çevirmeye başladı bile. Ukrayna ekonomisi büyük ölçüde Avrasya ülkeleri ile ticaret yapan ve o ülkelerin dolaylı veya doğrudan desteği ile ayakta duran bir ülke konumunda bulunuyor. ABD liderliğindeki Batı Cephesi önemli bir katkı yapmadığı gibi Ukrayna ekonomisini düşük bir randımanda tutma çabası içindedir. Diğer yandan Çin’in Ukrayna ekonomisindeki etkisi giderek artıyor. Yukarıdaki verileri alt alta koyduğumuzda ortaya çıkan tablo bize yakın bir zamanda Ukrayna’da Avrasya lehine keskin bir dönüşün sürpriz olmayacağını gösteriyor. Ekonomik altyapının er geç siyasi tercihleri değiştirdiği gerçeği tarihsel tecrübelerle sabittir.