29 Nisan 2024 Pazartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yeni anayasalarında Atatürk olmayacakmış!

Mustafa Mutlu

Mustafa Mutlu

Eski Yazar

A+ A-

Dillerinin altındaki bir baklayı daha çıkardılar:
Mevcut anayasada Mustafa Kemal Atatürk’e yapılan atıflar, yeni anayasada (!) olmayacakmış!
Yani o anayasada, “Atatürk ilke ve inkılapları” ve “Atatürk milliyetçiliği” denilmeyecekmiş...
Atatürk’ün adı, sadece giriş bölümünde “kurucu” olarak geçecekmiş...
***
Cumhurbaşkanı’nın başdanışmanlarından Mehmet Uçum yabancı bir ekonomi kanalına konuşmuş ve yeni anayasanın önümüzdeki aralık ayında Meclis’e gelmesini planladıklarını...
Atatürk ideolojisine atıfta bulunan maddelerin tek tek çıkarılacağını övüne övüne söylemiş!
***
Eskisi dururken “yeni bir anayasa” yapmak rejim değiştirmektir.
Yani; “darbe yapmak”tır!
Ya da yapılan bir darbenin “kitabını yazmak”tır!
Yeni anayasa yapıp, yeni devlet kuracaklar!
Peki; kuracakları ne idiği belli olmayan o devletin “kurucusu” Atatürk mü ki; onun adını “giriş”te de olsa hâlâ kullanma yüzsüzlüğünü gösterecekler?
Atatürk’ün ilkelerini, devrimlerini silecek; adını bırakacaklar; biz de bunu yiyeceğiz!
***
Morkolozlar fazla havaya girdi; akıllarına her eseni yapabileceklerini sanıyorlar!
Atatürk’ün Bursa Nutku’nu unutuyorlar!
Yaptıkları şey suçtur ve bedeli en sert şekilde sorulur.
Kim mi sorar?
Atatürk’ün, Mehmet Akif Ersoy’a verdiği yanıtı anımsayın yeter:
“Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini...
Bulunur elbet kurtaracak, baht-ı kara mâderini!”

O KAFA!
AKP Ankara Milletvekili Aydın Ünal, liselerde iktidar yanlısı okul yönetimlerine karşı başlayan isyanın, “çocuk istismarı” olduğunu iddia etmiş...
Karaman’da Ensar Vakfı’na ait yasadışı evlerdeki tecavüzleri hatırlatarak, bu isyanların da o tecavüzler kadar iğrenç olduğunu söylemiş...
Benzetmeye bakın!
Bir yanda sözüm ona din eğitimi almak için gönderildiği evlerde tecavüze uğrayan 10-11 yaşlarındaki çocuklar; diğer yanda Atatürk ilke ve devrimlerini ayaklar altına almak isteyen AKP’li okul yöneticilerine hadlerini bildiren gençler!
***
Bu morkoloza sormak isterim:
Bana, çocuğu tecavüze uğradığı için gurur duyan tek anne ya da baba gösterebilir misin?
Ancak biz, gerici yöneticilerinize hadlerini bildirerek Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkan çocuklarımızla gurur duyuyor ve hepsini alınlarından öpüyoruz!

ACI KAYIP!
Usta gazeteci ve yayımcı Hakkı Devrim, dün vefat etti.
Sivri kalemiyle ve geniş kültür birikimiyle dönemin iktidarlarının korkulu rüyası olan Hakkı Devrim, 87 yaşındaydı.
Yayıncısı olduğu Meydan Larousse ansiklopedisi ile, internetin “i”sinin bilinmediği günlerde kültür dünyamıza büyük katkılarda bulundu.
Kendisine huzur, yakınlarına başsağlığı diliyorum.

GÜNÜN SORUSU
Alpereren Ocakları Vakfı İstanbul Başkanı Kürşat Mican lezbiyenlerin, biseksüellerin, gaylerin ve travestilerin bu Pazar günü yapacakları “onur yürüyüşü”nün devlet tarafından engellenmesini istemiş... “Aksi halde ‘derin millet’in temsilcileri olarak, ecdadımızın bize miras bıraktığı bu topraklarda ahlaksızların fantezi yapmasına müsaade etmeyeceğiz” demiş... Sorum kendisine:
“Ecdat” demişken... Sen bu topraklarda Cumhuriyet öncesinde yapılan “fanteziler”i, örneğin “oğlancılık” (pederasti) gibi bir saray hastalığını, Şengül Hamamı gibi bir müesseseyi gerçekten hiç mi duymadın?

Saçmalamaya devam ediyor!
TRT’de yayınlanan ramazan programında “Namaz kılmayan hayvandır” diyen Prof. Dr. Mustafa Aşkar, dinci Akit Gazetesi’ne verdiği demeçte sözlerinden geri adım atmadığını belirterek, işi bu kez namaz kılmayanları öldürmeye ve hapse atmaya kadar vardırmış:
“Sözlerimden geri adım atmıyorum. Bu bir ilmi tespittir. Mesela Şafii mezhebine göre namaz kılmayanlar öldürülürken; Hanefi mezhebinde ise namaz kılmayanların hapsedilmesi fıkıh kitaplarında açıkça ifade edilir.”
***
Fıkıhı mıkıhı boş ver hoca efendi; namaz kılmayanlara “hayvan” dendiği ya da öldürüldüğü, hapse atıldığı Kuran-ı Kerim’in neresinde var; onu söyle?
Ayrıca; senin fıkıh anlayışına göre namaz kılmayanlar hayvansa...
Öldürülmeleri ya da hapse atılmaları gerekiyorsa...
Devlet malını yağmalayanlar, rüşvet alanlar, çaldıkları paraları saklaya saklaya sıfırlayamayanlar, Kuran’ın suresiyle “Bakara-makara” diye dalga geçenler ne olacak?
Faizin adını “kâr payı” olarak değiştirip dümenlerine bakan sahtekarlara, halka her gün yalan söyleyen siyasetçilere ne gibi cezalar öngörülüyor fıkıhta?
***
Sen hayvan değilsin...
Ve asla olamazsın.

156+334!
Abdullah Gül’e “yazmaya” devam ediyoruz. Sıra, Mehmet Engin’de:
“Sayın Abdullah Gül...
Ben sizin hemşerinizim. Eskiden bundan gurur duyardım. Ancak elime tesadüfen geçen bir Aydınlık Gazetesi’nden sonra işler değişti. Bu kampanyadan haberdar oldum. Şimdi sizin için yazılanları internetten her gün okuyorum ve büyük üzüntüye kapılıyorum. Sizin ‘Hayır, Huber’de benim için yapılan tüm masrafı ödedim. İşte; makbuzlar’ diye ortaya çıkacağınız gün rüyama bile girdi! Saygılar sunuyor, genç bir hemşeriniz olarak sizden artık suskunluğunuzu bozmanızı rica ediyorum.”

GÜNÜN İSYANI
Başkent alarm veriyor. Ankara’da dün Yüksel Caddesi’ndeki Mithatpaşa Üst Geçidi ve Çankaya’daki Mercan Caddesi’nin bir bölümü çöktü... Ankara seçmeninden umudu kestim; isyanım çöken o yola ve üst geçide:
Niye zamanlamayı doğru dürüst yapmadınız da çökmek için, sizi bu hale getirenlerin üzerinizden geçeceği bir anı beklemediniz?