30 Nisan 2024 Salı
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yüksekova'nın asıl faili gaflet mi?..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

A+ A-

Geçen hafta sonu 3 askerin, sokakta arkadan kurşunlanarak şehit edildiği Hakkari'nin Yüksekova ilçesi 5 yıl önce de benzer cinayetlerle sarsılmıştı:

24 Mayıs 2009: Yüksekova'nın Cengiz Topel Caddesi'nde kız arkadaşıyla yürüyen polis memuru Metin Batak uğradığı saldırı sonucu şehit oldu...

14 Temmuz 2010: Cengiz Topel Caddesi üzerinde yürüyen sivil kıyafetli Uzman Çavuş Yasin Ak, uğradığı silahlı saldırıda şehit edildi...

24 Nisan 2010: Cengiz Topal Caddesi'nde yürüyen Yalçın Bozok ile Durdu Çapar adlı iki uzman çavuşa maskeli bir kişi tabanca ile ateş etti. Ağır yaralanan askerler hastanede yaşamlarını yitirdi.

4 Temmuz 2011: Nedim Zeydan Caddesi'nde yürüyen sivil giysili uzman çavuşlar Yahya Karakaya (27) ile Murat Kozanoğlu (25), şehit edildi!..

28 Eylül 2011: Yüksekova'da görevli öğretmen eşini görmek için İzmir'den ilçeye gelen mühendis Engin Yıldırım arkadan kurşunlanarak katledildi.

MEÇHULLER HORTLADI!..

Ve 2011'deki son olaydan 3 yıl sonra... Yani 4 gün önce... Hava pusudaymış gibi kapalı, yerler ıslak... Ölüm kendi sessizliğine çekmiş faili meçhule bulanmış kenti!..

Kan karışmış, yok oluşu adımlayan yerdeki ıslaklığa... Çevrede elleri ceplerinde, yerde çırpınan üç canı izleyen garip insanlar...

Ne olduğunu bilen, kurbanları tanıyan, faile ise nedense her zamanki gibi "meçhul" diyen sessiz ve tepkisiz insanlar!..

Ölüme alışan, konuşmayan ve belki de yerde yatan bir kurbana el uzatmaya bile korkan ilçe sakinleri!..

Sanki ölüme alışmış kentte, sıradan bir gün gibi kurşun sesleri!.. Her şey sıradan artık... Sessizlik sıradan, şiddet sıradan, cinayet sıradan ve ne yazık ki gaflete sığınmış ihmal içinde, ölüm de sıradan...

3 YIL ÖNCEKİ UYARI!..

Evet, orası Yüksekova... Bakınız, orasıyla ilgili tam üç yıl önce, 5 Temmuz 2011'de bu köşede yayımlanan, "Yüksekova kurtarılmış bölge mi" başlıklı yazıda neler vardı;

"Yüksekova'daki son saldırıyı da daha önceki cinayetleri işleyen grubun yaptığı tahmin ediliyor. Tüm bu eylemleri yapanların örgütün dağ kadrosundan olduğunu söylemek doğru olmaz!.. Eylemleri yapanlar ya milis gruplar ya da örgütün salt bu tip saldırılar için eğitip kentlerde konuşlandırdığı infaz timleri...

Eylemleri kimin yaptığı en azından örgütsel açıdan belli!.. Peki, iki yılı aşkın süredir sokaklarda cinayet işleyen bu teröristlerin yakalanması için şu ana kadar ne yapıldı?..

Pek etkili bir önlem alınamadığı ortada!.. Baksanıza cinayetler güpegündüz sürüyor!.."

PKK'DAN MOTİVASYON!..

Peki, niçin Yüksekova?.. Hizbullah usulü cinayetler neden genellikle bu ilçede işleniyor?.. İşte 3 yıl önceki yazıda bu sorunun yanıtını da şöyle vermiştik:

"PKK, Gever diye adlandırdığı Yüksekova ilçesini adeta bir örgütlenme ve eylem laboratuvarı olarak kullanıyor!.. Örgütün intifada provaları ya da 'sivil itaatsizlik' eylemlerinde bu bölge lokomotif görevi üstleniyor...

Kitlesel her eylemin fitili önce Yüksekova'da ateşleniyor... Buradan yakılan eylem ateşi bir anda tüm Güneydoğu'da kitleleri harekete geçirebiliyor!..

Öcalan ve PKK yöneticilerinin sık sık 'Gever halkının direnişini selamlıyoruz' diyerek bölgedeki uzantılarını motive etmesi de, Yüksekova'yı eylem merkezi haline getiriyor!..

Kırsalda güvenlik güçleri karşısında son üç ayda 50'den fazla kayıp veren PKK, daha risksiz ve sinsi eylemlerle tabanını canlı tutmaya, terörist grupları ise hareketlendirmeye çalışıyor. Tüm bunlar şu soruyu akla getiriyor; Yüksekova PKK'nın kurtarılmış bölgesi mi?.."

YİTİRİLEN DENETİM!..

2011'deki bu uyarılardan sonra Yüksekova'daki saldırılar azalmıştı... Ta ki 3 ay önce Diyarbakır'da, polisler benzer saldırılarda şehit edilene kadar...

İşte bu saldırıların ardından 28 Ağustos 2014'te bu köşede yayımlanan "Yüksekova-Diyarbakır hattında infaz timleri" başlıklı yazının son satırları;

"5 yıl önceydi... Hakkâri'nin Yüksekova ilçesinde polisler, astsubaylar, imamlar ve hatta mühendisler sokak ortasında kurşunlanarak öldürülüyordu... Tıpkı Hizbullah'ın 14 yıl önce Güneydoğu kentlerindeki saldırıları gibi; çoğu arkadan tek kurşunla işlenen cinayetler korku ve kaos yaratıyordu!.. İnfaz timlerinin merkezi haline gelen Yüksekova artık neredeyse PKK'nın denetiminde bir kurtarılmış bölge olarak görülüyor... Örgüt militanları elleri kollarını sallayarak geziyor, devlet ise açılım iddiasıyla bölgedeki denetimini yitiriyor..."

UNUTTURULAN CİNAYETLER!..

Yüksekova'da; 4 gün önce, 3 silahsız, sivil askerin sokak ortasında kurşunlanarak şehit edilmesiyle ilgili 3 şüphelinin yakalandığı açıklandı...

Peki, cinayetleri bu üç kişi mi işledi?.. Arkalarında kimler vardı, talimatı kimden aldılar, onlara ulaşıldı mı henüz bilinmiyor...

Üstelik bu şüphelilerin Yüksekova'da 2009 yılından bu yana işlenen cinayetlerle ilgilerinin olup olmadığı da araştırma konusu...

Gelelim asıl meseleye... Bu yazı, "ben söylemiştim, uyarmıştım" yazısı değildir... Tam aksine 3 yıl önceki uyarılara dikkat çeken bu yazıların anımsatılmasının tek bir gerekçesi var; Devlet, 5 yıl öncesinden itibaren işlenen cinayetlerin faallerini yakalamış olsaydı benzer katliamlar büyük ölçüde önlenmiş olabilirdi...

En önemli soru da şudur; 2009'dan bu yana cinayetlerin işlendiği Yüksekova ile ilgili devlet herhangi bir özel önlem almış mıydı, yoksa bu bölgede yaşanan infazlar da "açılım" uğruna sıradan mı sayılmıştı?.. Kim verecek bu soruların yanıtını?..