26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yeni sistemin tarifi: Kod Adı Ulu Hakan

Sanatçı ve aydınlar, son günlerde Meclis’te tartışılan başkanlık sistemini Demirtaş Ceyhun’un yirmi yıl önce söylediği şu sözleriyle tarif etti: Kod Adı Ulu Hakan

Yeni sistemin tarifi: Kod Adı Ulu Hakan
A+ A-

Kültür Sanat Servisi

SİS Çanı - Broy Yayınevi’nin düzenlediği, Aydan Ay’ın yönettiği, “Demirtaş Ceyhun’la birlikte, Edebiyatımızı Geri İstiyoruz” panelinde Adnan Gümüş, Mustafa Emre, Seyyit Nezir konuştu. Aydan Ay, açış konuşmasında şunları söyledi: “2008’de Ergenekon ve Balyoz davalarına karşı yurtsever aydın ve sanatçıları Silivri’de buluşturan Demirtaş Ceyhun, o yıllarda Eski Dergisi’nde ve Aydınlık’taki yazılarıyla postmodern edebiyat ve felsefeye karşı kapsamlı bir savaş yürütmüştü” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Ceyhun, daha sonra yazılarını Edebiyatımı Geri İstiyorum kitabında toplamış, edebiyatın işlev yükümlülüğü için etkili polemiklere girmişti. Demirtaş Ceyhun’u anarken, topluma Meclis’in iptal edildiği bir Başkanlık Sistemi dayatılan şu günlerde, ilk sözü Seyyit Nezir’e verirken sormak istiyorum: Bu etkinlikle yazar ve sanatçılara toplumsal görevlerini anımsatma amacı gözetiliyor mu?”

YENİ ORTAÇAĞ YOLUNDA

Seyyit Nezir, “aslında Demirtaş Ceyhun bunu hep yapıyordu” diyerek şunları söyledi: “Ceyhun, edebiyatta bireyden herkese yönelen sorumlu bir aydınlanma sözcüsüydü. Gelenekle hesaplaşarak bugüne eylemli biçimde katılmayı ve geleceği hazırlamayı, dahası kurmayı öngörüyordu. İkiz Kuleler olayı sonrasında ABD’nin dünyayı en az 30 yıl sürecek bir karanlığa ve kargaşaya sokacağını öngörmüştük. Eski Dergisi’ndeki yazı ve söyleşilerimizde, postmodern düşünce ve sanatın Yeni Ortaçağ’a giden yolun taşlarını döşediğini konuşuyorduk. AKP daha iktidar olmamıştı. O, Osmanlı gericiliğine karşı Kod Adı Ulu Hakan kitabıyla köklü bir hesaplaşmaya girişmişti. Pek çok konuda olduğu gibi, bu konudaki savaşımının da çok iyi hesaplandığını görüyoruz. Nitekim postmodern sultan, padişah başkan nitelemelerini sıkça işittiğimiz şu günlerde, yirmi yıl önce söylediği Kod Adı Ulu Hakan tanımı nasıl da cuk oturuyor.”

YARATICILIK MODAYLA SINIRLANAMAZ

Aydan Ay, sözü Mustafa Emre’ye verirken şu soruyu yöneltti: “Postmodern dönemde yazar ve sanatçının toplumsal sorumluluğu yok sayıldı. Demirtaş Ceyhun’un bu gidişe karşı verdiği mücadele konusunda siz ne düşünüyorsunuz?”

Mustafa Emre, döneminin tanığı bir yazar olarak nitelediği Demirtaş Ceyhun’un aydınlanma savaşını gerek yazar örgütlerinde, gerek sol partilerde sorumlu bir yazar ve aydın olarak sürdürdüğünü vurgulayarak şöyle konuştu: “Roman ya da şiir postmodern mantıkla yazan İskender Pala ve Orhan Pamuk’ların savunduğu gibi meta olarak tüketilebilir mi? Başımıza kaktıkları kitapları okumak elbette çok zor. Demirtaş Ceyhun’un şu sözünü unutmuyorum: ‘Orhan Kemal, insanları usta ressamın fırça vuruşlarıyla bir çırpıda anlatır.’ Öte yandan Yaşar Kemal nakışlayarak işler. İkisi de gerçekçi... Sanatçı ne kadar eskiye dayanırsa o kadar geleceğe uzanır. Yaratıcılığı modayla sınırlamak edebiyata zarar verir.”

Adnan Gümüş, Aydan Ay’ın “Edebiyatımı Geri İstiyorum şiarını bir akademisyen gözüyle açımlar mısınız? Ceyhun’un istediği edebiyatın günümüzde üstlenmesi gereken politik işlevi nasıl yorumluyorsunuz?” sorusuna kapsamlı bir yanıt verdi.

BÜTÜNLEŞME KURAMI VE BİRİKİM

“Demirtaş Ceyhun’un edebiyata yüklediği savlara bakınca, aydın sorumluluğunu yansıtan duruşu çok açık görülür” diyen Gümüş, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bütünleşme kuramına göre devrimler gelgitlidir. Ceyhun’un yapıtında ve yaşamında bu kuramın doğrulanışını buluyoruz. Yazar ve oğlu Ozan Ceyhun arasındaki politik karşıtlık bunun göstergesi... Olayı Nâzım ve oğlunda da gördük. Bunu olumlu ya da olumsuz bir değerlendirme olarak değil, saptama olarak belirtiyorum. Sonraki kuşak, bozunumu ve dağılmayı geriye dönüşle gidermeye uğraşıyor. Aydınlanmacı bir yazar olarak Demirtaş Ceyhun, Marx’tan ve Kant’tan aldığı etkilerin yanı sıra, Cemal Yıldırım ve Niyazi Berkes üzerinden Augüst Comt izleri taşır. Edebiyat hem özgürlük, hem ölçü ilkesiyle ortaya çıkıyor Ceyhun’da. Mimar oluşunun getirdiği denge yönelimi kitap kapaklarına da yansıyor. Birikimi eleştirel bir tutumla üstleniyor.”

Ceyhun’un düşünce ve edebiyat anlayışının tarihsel doğrultusunu kapsamlı bir açıklamayla ortaya koyan Adnan Gümüş, konuşmasında, “onun tarihe polemikçi bir tutumla yaklaşmasının gerekçesini” çarpıcı örneklerle sergiledi.

ÇUKUROVA TÜYAP’TA SON GÜN

Ozan Yayıncılık’ın 12:00’de Çukurova Salonu’nda düzenlediği “Zemberek” adlı söyleşide Banu Avar konuşuyor. Tekin Yayınevi’nce Akdeniz Salonu’nda hazırlanan ve Ataol Behramoğlu’nun konuşacağı “Bir Çocuğa Layık Olmak” başlıklı söyleşi 13:15’te... Fuarın son etkinliği ise, Aratos Felsefe Okulu’nun Çukurova Salonu’nda düzenlediği “Sosyalizm Penceresinden Cumhuriyet’e Bakış” saat 17:00’de... Uğur Pişmanlık’ın açacağı konferansta Aydemir Güler konuşuyor.

Son Dakika Haberleri