26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Otobüs şoförü şair olursa: Paterson

Jim Jarmusch’dan ‘doğru hikâye’yi anlatma denemesi: Dışardan bakıldığında tamamen sıradan, birbirini tekrar eden günler... Ancak, otobüs şoförü Paterson her gün içindeki şiiri biraz daha büyütür

Otobüs şoförü şair olursa: Paterson
A+ A-

Halil Mirza Tezkan

Mezuniyet filmi “Permanent Vacation” (Sürekli Tatil olarak çevrilse de, aslında “ayak üstünde” olarak adlandırmak doğrusu) ile birlikte sadece ABD sinemasını değil, Avrupa başta olmak üzere, tüm dünyada “bağımsız” sinemacılar için esin kaynağı olmuş Jim Jarmusch’un yeni filmi tutkunlarıyla buluşuyor.

Jarmusch’un filmografisinde ‘Broken Flowers’ (2005) gibi, gişe başarısı yakalayan filmler kadar, ‘Dead Man’ (Ölü Adam, 1995) gibi hayal kırıklıklarına yol açan filmler de yer alıyor. Ancak, Jarmusch’ta görme ve anlatma üslubu, özgünlüğünü bozmadı. Jim Jarmusch’un sineması Hollywood’a tezat olarak “kahramanlar sineması” değildir. Tersine, Jarmusch sıradan insanların sıradan hikâyelerini anlatır.

BAĞIMSIZ SİNEMA VE DOĞRU HİKÂYE

“Bağımsız Sinema” fikri Dennis Hopper gibi birkaç yönetmenin fedakârlıkları ile sinema tarihinde kendisine yer açmaya çalışırken, Jim Jarmusch ve tüm dünyada onu takip eden sinemacılar, bağımsız olmanın öncelikle Hollywood sinemasından hem üslup ve hem de tematik olarak özgürleşmek demek olduğunu anladılar.

Anti-kahramanlar, sosyal ve psikolojik buhran, günlük hayatın dertleri, resmi kurumlarla çatışma, hapishane vb. temalar yeniden anlam kazandı. Bağımsız sinemanın en önemli özelliği “doğru hikâye”yi anlatmak oldu. Hollywood’un yalanlar üzerine kurulu dünyasının anti tezi olarak ortaya çıkan bağımsız sinemaya Jim Jarmusch’un asıl katkısı da hikâyenin kendi gerçekliğinden koparılmadan estetize edilmesi oldu.

KASABADA BİR ŞAİR

80’leri doğru yakaladığı için uluslararası ölçekte de haklı bir ün yakalayan Jim Jarmusch’un düşük bütçeyle “doğru hikâye”yi anlatma denemelerinden birisi de, Adam Driver, Golshifteh Farahani, Barry Shabaka Henley ve Cliff Smith’in oynadığı ‘Paterson’.

Otobüs şoförü Paterson, günlerini yeni bir iş kurarak zengin olma hayalleri ile tüketen eşi Laura ve aile düzeninin neredeyse tek vazgeçilmezi haline gelmiş köpekleri Marvin ile birlikte, Ney Jersey’in şairleri ile ünlü Paterson kasabasında yaşamaktadır. Gündelik sıradanlığın içerisindeki şiiri arayan otobüs şoförü Paterson’un hayatından bir haftayı izleriz Jarmusch’un anlatımıyla.

Dışardan bakıldığında tamamen sıradan, birbirini tekrar eden günlerdir. Ancak, Paterson her gün içindeki şiiri biraz daha büyütür. Filmde değişen, dönüşen ve gelişen tek “şey” şiirdir. Öyle ki, Paterson’un 12 yaşındaki bir kız çocuğuyla veya Japon bir turistle iletişim kurabildiği tek medya yine şiir olur.

ŞİİR. KENDİNİ KEŞFETME YOLU

Belki, şiiri tamamen unutan, katı ve zorlu hayat mücadelesinin gerçeklerinden ancak Hollywood yalanlarına kaçarak nefes alabilen Batı insanına yeni bir “kendisini keşfetme” yoludur şiir. Şiiri sıradan bir hayatın içerisinde “çölde bir serap” gibi sunması, Jarmusch’un seyircisine de mutlaka aslında kendisi ile şiir arasındaki ilişkiyi sorgulatacaktır. Buradan bakınca, Jarmusch’un Paterson’u için, şiire yazılmış dolaylı bir güzelleme de diyebiliriz.

Sonuç olarak, New Jersey’in Paterson kasabasında otobüs şoförü ve ‘gizli şair’ Paterson’un hayatından bir haftayı perdeye yansıtan Jarmusch gündelik Amerikan hayatı üzerine dingin, ciddi ama sinematografisi seyirciyi ikna eden bir film çıkarmış. Ticari eğlence sineması tercihi olmayan sinemaseverler için bu haftanın en ciddi film seçeneği, bence Paterson.

Paterson

Yönetmen ve Senarist: Jim Jarmusch

Müzik: Carter Logan

Görüntü Yönetmeni: Frederick Elmes

Oyuncular: Adam Driver, Golshifteh Farahani, Barry Shabaka Henley, Cliff Smith, CVhasten Harmon, William Jackson Harper, Masatoshi Nagase

Yapım: ABD, 2016, 118 dakika İMDb: 7.7

Son Dakika Haberleri