29 Nisan 2024 Pazartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Makas değiştirmek

Yavuz Alogan

Yavuz Alogan

Eski Yazar

A+ A-

Trenler karşı istikametten gelen başka bir trenle çarpışmamak, hedef istasyona götüren bir raya geçmek ya da bir istasyona park etmek için makas değiştirirler. Eskiden bunu tren teşkil işçisi (makasçı) bir manivelayı kullanarak elle yapıyordu, şimdi herhalde bir düğmeye basarak ya da bilgisayar yardımıyla trenlere yön veriyorlar.
Siyasi iktidarlar da makas değiştirebilirler. Fakat trenlerden farklı olarak onlar bu işlemi yanlış yola girdiklerini anladıklarında yaparlar. Makas değiştirirler ve bir şey olmamış gibi yollarına devam etmek isterler. Fakat bu sapmanın zamana yayılan bir bedeli olur. Özellikle dış politikada alenen makas değiştiren bir siyasi iktidarın en azından doğru hesap yapma yeteneği sorgulanır, ülke dış güçlerin manipülasyonuna açık hale gelir. Sıradan seçmenin de içine bir kurt düşer. “Bu adam açık verdi, birileri bunu oynatıyor” diye düşünür.
Maalesef böyledir. Büyük siyasette ray değiştirmenin bedeli olur. Dış politika fazla oynaklığa gelmez. Trenin dümeni boşta kalmasın diye makinistin arkasından müdahale edip “Bak ne güzel sürüyorsun” diye moral vermek elbette mümkündür. Fakat bu durumda makinist treni gerçekten çok güzel sürdüğünü sanabilir ve bu moralle ülkenin ve halkın ağır bedeller ödeyeceği daha vahim hatalar yapabilir. Tarihin ve coğrafyanın dayatmasıyla ansızın benimsenen (de facto) stratejiler, devlet dediğimiz mekanizmanın bütün bileşenlerinin üzerinde mutabakata vardıkları, geleneksel diplomasiyi (bu “güven” demektir) dikkate alarak oluşturdukları düşünülmüş ve kararlı bir (de jure) stratejinin yerini tutamaz.
Siyasi irade iki yerde makas değiştirdi. Önce Cumhuriyet’in bütün diplomasi geleneklerinden saparak Sayın Davutoğlu’nun “stratejik derinlik”ine daldı ve ABD’nin taşeronu olarak güney istikametinde Sünni Arapları ve Kürtleri kapsayacak bir etki alanı yaratma girişiminde bulundu. Bu derinlikten 15 Temmuz FETÖ’cü darbesine uyandı: “Amerika beni devirmek istiyor.” Bunu birbiriyle tutarlı olmayan pek çok olay ve analiz (demeç vs) izledi ki bunları sayarak insanları üzmek istemeyiz. Özünde “Pers yayılmacılığı”na karşı Türkiye’yi Sünni Ordusu’na katma girişimleri oldu mesela. Hatta 20 İslam ülkesi Türk askerinin de katıldığı 200 bin askerle Suudi Arabistan’da “Kuzey Fırtınası Tatbikatı” yaptı.
İkinci makas değiştirme, Sarraf Davası’nın pisliğe sarmasıyla eş zamanlı olarak PYD’nin ABD ordusuna yazılmasıyla başladı ve siyasi irade, Astana sürecinde Ruslar ve “Persler”le birlikte yeni bir makasa girdi. Fakat orada da Rusya’nın PYD’yi Suriye’de çözümün bir parçası olarak görmesi Saray’ın “Esed”le barışmasını değil, stratejik ortaklık kurmasını gerektirdi. Şimdiki halde siyasi irade Avrasya’ya yanaşıyor ama bir gözü Atlantik’e bakıyor. Gâvurların “ambivalans” (duygu karmaşası, müphemlik) dediği türden bir durum oluştu. “Esed”le ilişkiler konusunda kurulan şu cümleye bakar mısınız: “Bu konuda bir şey olmaz türünden peşinen kestirip atma türünden bir anlayışın, bir yaklaşımın içinde olmamız çok da doğru olmaz.”
ABD “ambivalans”ı gördüğü anda topa girdi. Trump bir telefonla (!) durumu halletti. Dışişleri Bakanımız heyecanla şöyle dedi: “Sayın Trump da net bir şekilde talimat verdi ve bundan sonra YPG’ye silah verilmeyeceğini, esasen bu saçmalığa daha önceden son verilmesi gerektiğini net bir şekilde söylemiştir.” Çok şükür! Herhalde şimdi YPG silah ve mühimmatı götürüp bölgedeki ABD askeri üslerine teslim edecek!
Bütün bunlardan trenin bir ara istasyona çekilip beklemeye alındığını anlıyoruz. Siyasi irade kendi güvenliğini ve selametini hangi hat sağlayacaksa o hatta doğru makas değiştirecektir. Tren raylarında hat açıklığı (iki ray arasındaki mesafe: track gauge) çok önemlidir ve ülkeler arasında farklılık gösterir. Makas değiş- tirmeden önce hattın nerede daraldığını nerede genişlediğini, hat açıklığının trenin tekerlek açıklığına uygun olup olmadığını dikkatle düşünmek, trene göre hat ya da hatta göre tren inşa etmek gerekir. Eldeki trenle ölçüp biçmeden her makasa dalan makinist sonunda treni devirir

Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları
HDP sorunu 24 Ağustos 2019
Müşterek harekât 17 Ağustos 2019
Yeni bir dünya 06 Ağustos 2019
Üretim devrimi 03 Ağustos 2019
Demokrasi sorunu 30 Temmuz 2019