Malını devlete veren lider

Dünyada iki türlü lider vardır: Birincilerini, malını milletine veren liderler oluşturur. Bunların sayıları pek azdır.

İkincilerini ise milletin malını çalan liderler oluşturur. Nereye baksanız karşınızda bunlardan birisini bulursunuz.

Mustafa Kemal Atatürk, birinci sınıftan liderlerin başta gelenidir. Örneğin; ziyaret ettiği Trabzon’dan 11.06.1937 tarihinde başbakanlığa bir yazı yazarak, kendi mülkü olan Atatürk Orman Çiftliği’ni Hazine’ye hibe ediyor. Başbakan İsmet İnönü’nün teşekkür telgrafına verdiği cevapta diyor ki:

“Mevzubahis olan hediye, yüksek Türk milletine benim asıl vermeyi düşündüğüm hediye karşısında hiçbir kıymete haiz değildir. Ben, icap ettiği zaman en büyük hediyem olmak üzere, Türk milletime canımı vereceğim.”

Bu sırada Tunceli’de Seyit Rıza denilen derebeyinin başlattığı ayaklanma sürmektedir. Kemal Paşa, bu süreci daha çok mal edinmek için değil Hazine’yi kuvvetlendirmek için kendi malını vermek biçiminde değerlendiriyor. Yetmiyor, diyor ki: “Ben gerektiği zaman, Türk milletine en büyük hediyem olarak canımı veririm.”

Soruyorum: Ondan başka; bırakın canını vermeyi bir kuruşluk malını veren var mı bu devlete?

DÜŞMANLARI ÇOK

Büyük Atatürk’ü milletçe bir kez daha hayırla anıyoruz.

Lakin onun kurduğu cumhuriyetin nimetlerini yediği halde Atatürk’e küfreden bölükler de var.

- Bunların başını, ona “Beton Kemal” veya “Put!” gibi yakıştırmalar yapan Nurcular, Nakşibendiler ve öbür yobaz tarikatlar çekiyor. Bunlara Hilafet ve Osmanlı meraklısı Orta Çağ kaçkınlarını da ekleyebiliriz.

- Kürdistan projesini Lozan’da çöpe attırdı ya... Bölücüler en radikal Atatürk düşmanıdır.

- Avrupa emperyalizmini yenip püskürtmüştür ya... Avrupa Birliği Kemalizme savaş açmıştır. Atatürk resimlerinin devlet dairelerinden indirilmesini bu yüzden istemişlerdir.

- Yayılmacı Rumların Büyük Yunanistan ve Pontus Rum Devleti projelerini çöpe attığı için o kesim de düşmandır Gazi’ye...

Olsun... Bu böcekler takımı ona düşman olsa bile biz millet olarak dedemiz Mustafa Kemal’i çok seviyoruz...

FETÖ’CÜLER VE PKK KAYBETTİ

Amerikan başkanlık seçimleri, bazı kesimleri yere serdi.

- ABD jet sosyetesi yitirdi...

- Hollywood yitirdi.

- Uluslararası tefeci sermaye yitirdi (birazcık...)

- Küreselleşme adı altında başka ülkeleri parçalama ekibi yitirdi.

- Devlet ve millet geleneğini önemsemeyen Amerikancılık yitirdi.

- İsrail lobisi yitirdi (???).

Bize gelecek olursak:

- PKK ve PYD yitirdi.

- FETÖ yitirdi...

- Amerikancı liberaller yitirdi.

- Y-Cumhuriyet ve Y-CHP yitirdi.

Eğer Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trump gerçeğini doğru değerlendirirse, şu an içinde bulunduğumuz derin sıkıntıyı hafifletebiliriz.

Öncelikle Türkiye ile ABD ilişkisini; Fethullah Gülen’in iadesi gibi özel bir soruna bağlamamak gerekir. Bu konu takip edilmekle birlikte, asıl olarak Suriye ve Irak’ta yürütülen operasyonlar üzerinde durulmalıdır. Bu ilişkiyi de Beşşar Esat ile sınırlamak Türkiye’nin önünü tıkayacaktır.

Fazla umutlanmadan beklemeli ve ilişkileri duygusallıktan uzak biçimde yürütmeliyiz...

Ben, Trump’un kazanmasına ülkem adına sevindim. Eğer Hillary Clinton başkan seçilseydi işimiz çok zordu...