26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Maraş’tan Sur’a...

Rıza Zelyut

Rıza Zelyut

Eski Yazar

A+ A-

Salı günü Tokat Valimiz Cevdet Can’ı aradım. “Niksar’da şehit cenazesinde...” dediler. Dün aradım; “Erbaa’da şehit cenazesinde!” cevabını aldım. Evladını yitirenleri düşünüp içim yandı. Kendimi 1980 öncesinde yaşıyor gibi hissettim.Gelin zaman yolculuğu ile 37 yıl öncesine gidelim. Maraş’ta, örgütlendirilmiş silahlı güçler solculara ve Alevilere karşı kanlı bir saldırı yürütüyordu. Facia ortaya çıkınca dönemin Adalet Partisi Genel Başkanı Süleyman Demirel, basına yaptığı açıklamada şöyle diyordu: “Burada yaralananların tümü kurşunla yaralanmış ve ölmüştür. Demek silah kullanılıyor... Bu silahlar burada depo haline gelinceye kadar hükümet nerededir? Kime neyi izah edeceksiniz? Bunlardan haberiniz olmadı mı?”Demirel, dönemin ana muhalefet partisi lideridir ve Başbakan olan Bülent Ecevit’i bu olayların sorumlusu olarak suçlamaktadır.Olayların nasıl ve kimler tarafından çıkartıldığını artık çok iyi biliyoruz. Ülkücü Gençlik diye bilinen kesimin içine yerleştirilmiş bir Amerikancı ekip; bomba attıkları Çiçek Sineması’nı komünistler bombalamış göstererek harekete geçti. Olaylar, CHP binasına ve solcu bilinenlere saldırıyla yayıldı, işin içine cami yakıldı yalanı da sokuldu ve sonra Alevileri katletmeye dönüştü. Olayların üçüncü gününde, 22 Aralık 1978 Cuma namazında, Bağlarbaşı Camisi imamı Mustafa Yıldız şöyle diyordu: “Oruç ve namazla hacı olunmaz, bir Alevi öldüren beş sefer hacca gitmiş gibi sevap kazanır.”Olaydan üç ay kadar önce dönemin ABD büyükelçisi bu bölgeye bir gezi yapmıştı. Ve açıklamasında, “Türkiye’yi kimseye bırakmayacaklarını” dile getirmişti.Bu olaylar derin NATO tarafından Türkiye’nin başka şehirlerine de yayıldı ve 12 Eylül 1980 tarihinde Kenan Evren darbe yaparak iktidara el koydu. Terör olayları da bıçak gibi kesildi. Şu mucizeye (!) bakın ki sıkıyönetim altında, askerin yönetiminde bulunan yerlerde 11 Eylül’de terör varken, 13 Eylül’de aynı asker yönetimi terörü sıfırlamıştı...
KOPYASIBugün Türkiye, Maraş’takine benzer bir saldırı ile karşı karşıya... Çatışmalar Güneydoğu’da aldı başını gidiyor. Bu çatışmalarda simge haline gelen yer de Diyarbakır’ın merkezi yani Sur ilçesi...Bir tarafta devletin güvenlik güçleri var. Karşı tarafta ise Diyarbakır’ı Türkiye’den koparmaya çabalayan bir terör örgütü...Maraş’ta katledilenlerin konumunda bulunan taraf, bugün asker ve polis... Her gün birkaç şehit haberi alıp üzülüyoruz. Saldırgan PKK şehrin her yanını militanlarla, evleri ağır silahlarla doldurmuş. Buralara keskin nişancılar yerleştirmiş. Askeri, polisi; hatta emre uymayan sivilleri vuruyorlar.“Bir Türk askerini veya polisini vuran cennete gider!” anlamında beyin yıkayan taraf şimdi PKK. Tıpkı 1979’un 23 Aralık tarihinde, “Solcuları ve Alevileri öldürün, asker karşı çıkarsa onları da vurun!” diyen çember sakallı katiller gibi...***Peki bu olaylar karşısında siyasetçinin tutumu değişti mi?Kemal Kılıçdaroğlu; TBMM’deki grup toplantısında “İller ve ilçeler silah deposuna dönüştürülürken bu ülkenin başında kimler vardı?” diye sorarken aslında Süleyman Demirel’in söylediklerini tekrarlıyordu. Demirel 1979’da nasıl yanlış yeri bombalıyorsa Kılıçdaroğlu da aslında yanlış yeri eleştiriyordu. Bu olayların gelişmesinde AKP’nin yanlış politikalarının yüksek etkisi olduğu çok açık. Lakin iş; bu yanlışla açıklanamayacak kadar derindir. AKP’ye emreden derin Amerika’dır... Bu yüzden iktidar, Güneydoğu’da PKK’ya dokunmadı. Onlar da dağdan şehre indiler. Murat Karayılan açık açık emretti: Ey Kürtler, evlerinizin mahzenlerini silahla, bombayla doldurun ve ayaklanın...Kim ayakta tutuyor Kandil’i; kim besliyor?ABD...Siz Türkiye’yi Tayyip Erdoğan yönetiyor sanıyorsunuz...Tek öyle olsaydı...Yöneten Obama’dır.O emretti; Rus uçağını vurduk...Artık tamamen Obama’ya teslim olduk.Ana muhalefet liderinden bu ABD’ye yönelik tek kelimelik bir eleştiri duydunuz mu?Ya milliyetçi MHP’den?Bir tek Vatan Partisi bağırıp duruyor... Onu ise duyan çok az...Böyle bir karıştırılmış ortamda işimiz çok zor...El ele verip de PKK’nın ördüğü Sur’u yıkmazsak Türkiye yıkılacak, haberiniz olsun...