Meclis Başkanı o isim olacak!

TBMM Başkanı şöyle seçilecek: 

Malum Anayasa’ya göre en çok 4 tur seçim yapılabiliyor. 

Birinci ve ikinci turlarda üçte iki, üçüncü turda salt çoğunluk, son turda ise en fazla oy alan Başkan seçilecek. 

Birinci ve ikinci turda bütün partiler kendi adayına oy verir ki bu durum muhtemelen 3. tur da aynen devam eder. 

Belirleyici olacak olan son turdur ki bu oylamaya bir önceki turda en çok oy alan adaylardan sadece ikisi katılabilecek. 

Dahası, bu isimler için herhangi bir sayı aranmayıp, en çok oyu alacak olan başkan seçilecek. 

Bu durumda son tura muhtemelen AKP ile CHP’nin adayı kalacak zira TBMM’deki sandalye sayısı ortada. 

Peki son turda ne mi olur? 

Oylamayı MHP ile HDP belirleyecek. 

İki parti önemli sayıda fire vermeyip muhalefete yani CHP adayına oy verirse Baykal ipi göğüsler. 

Ancak... 

HDP’lilerin Baykal ismine çok sıcak olmadığı biliniyor ki bu durum grup içinde fire getirebilir. 

Ondan önemlisi MHP’nin durumudur. 

MHP, HDP ile beraber hareket etmemek ve öyle bir imaj vermemek adına oylamaya katılmayabilir ya da grubunu serbest bırakabilir. 

Bunlar muhtemel ihtimaller. Dolayısı ile Deniz Baykal’a bugünden başkan diyemiyoruz ve AKP adayının da şanslı olduğuna dikkat çekiyoruz. 

Tek istisna gizli AKP-CHP koalisyon anlaşması ile Tayyip Erdoğan’ın devreye girip kamuoyunda uzlaşmacı görünmek adına Başkanlığı Baykal’a verdirmesi olabilir... 

BAHÇELİ AKŞENER’İ NİYE ÇİZDİ? 

Devlet Bahçeli’nin Meral Akşener’e soğukluğu yeni değil ki hatırlayın kaseti var yalanı atıldığında bile günlerce susup Akşener’i sahiplenmemişti. 

Soğukluğun nedenine gelince: 

İkinci husus, onun Cemaatten Aydın Doğan medyasına kadar geniş çevrelerle olan iyi ilişkisi. 

Üçüncüsü, Bahçeli’nin fikirlerine çok önem verdiği Ruhsar Demirel’in Akşener’e olan sevgisizliği. 

Tam burada bir not: 

Meral Akşener’in yerine Koray Aydın’ın TBMM Başkanvekilliğine tercih edilmesi, Tuğrul Türkeş’in söylediği iddia edilen, “Koray Bahçeli’nin gizli adamıdır” iddialarına acaba mı dedirtiyor. 

CUMHURBAŞKININA HAKARET 

Tayyip Erdoğan önceki akşam, “Bana hakaret Cumhurbaşkanlığı makamı ve dolayısı ile Türkiye’ye hakarettir” dedi. 

Söylediği teorik olarak belki doğru... Ancak. 

İnsaf ve iz’an ile söyleyin, Tayyip bey 76 milyonun Cumhurbaşkanı olarak hareket ediyor mu? 

Herkese eşit mesafede yani tarafsız mıdır? 

Bu soruyu 76 milyona sorsanız, 50 milyonu “Hayır değildir” karşılığı verir ki seçim sürecinde yaptıkları ortadadır. 

Sahi seçim öncesi her gün iki miting yapan Erdoğan seçim sonrasında niye vazgeçti açıklayabilir mi? 

Bir başka boyut Erdoğan herkesi paylayabiliyor ama ona kimse cevap veremiyor çünkü Cumhurbaşkanı sorumsuz! 

Hayır var olan bu düzenleme ne hukuk ne de ahlak ile açıklanabilir... 

ÖNCE İSRAİL DEĞİL ESAD! 

Dışişleri Müsteşarımız Feridun Sinirlioğlu, Dore Gold ile Roma’da gizlice buluşmuş! 

Kim midir Dore? 

İsrail’in Dışişleri direktörüdür. 

İki isim belli ki siyasi temas adına buluşup buzları eritiyorlar. 

Biz her ülke ile iyi ilişkiye tarafız lâkin öncelik neden Beşar Esad’da değil de, PKK ile iş tutup Akdeniz’e koridor açmaya çalışan İsrail’dir. 

Yahu Esad, Türkiye’nin birlik çimentosu ve PKK panzehiri, İsrail ise tam tersidir. 

Öyle iken niçin Esad düşmanlığı sürdürülürken İsrail’le halvet olunuyor? 

Ey sözde islamcı soytarılar bu olana bir tepki verecek misiniz?