Medyadaki fahişeler

Medyamızdaki kalem fahişeleri birkaç çeşittir.

Birincisi randevuevi işleten mamalar misali kiralık fahişe pardon kalemleri çalıştıran ihaleci malum holding patronlarıdır.

İkincisi kim başa geçerse ona kuyruk sallayan kaşarlar misali kalemlerdir.

Üçüncü güruh ise edindiği konumunu ve aldığı yüksek maaşı kaybetmeme adına durumdan vazife çıkarıp sağa sola havlayan eniklerdir.

Dördüncü grup, gazeteci kılığına sokulmuş yeminli meczuplardır.

Beşincisi, rızkını siyasi iktidarla özdeşleştiren yalakalardır.

Altıncısı, emperyal taşeronlardır.

Yedincisi, inanç simsarlarıdır.

Sekizinci grup ise görevlendirilenlerdir.

GÖKÇEK'İN SES BOMBASI

Tayyip Erdoğan gibi paralel devlet diyemiyor.

Keza Fethullah Gülen için sahte Peygamber sözünü de edemiyor zira F Tipi örgütten ödü kopuyor.

Mansur Yavaş'a hücum edecek lakin elinde Mansur'a hücum edecek argümanı yok.

Tek sermayesi CHP ile Kılıçdaroğlu ama artık o eleştirilerini dikkate alan yok.

Baktı ki gündemden düşüyor hemen bir ses bombası!

Vay efendim seçime 15 gün kala suikastlar olacakmış!

Vay efendim kendini de vuracaklarmış!

Amacı konuşulmak yani gündeme girmek!

Hatırlayın Tayyip Erdoğan'a da bugüne kadar güya onlarca kere suikast yapıldı ve o yönde manşetler atıldı ama tek bir kişi bile suikastçı diye bir gün bile ceza almadı.

Bu numara da bayatladı, başka bir şey bul Gökçek!

ELEKTRİKÇİ GUVERNÖR VE CEREYAN!

Dolar 2.4'e dayanınca politikalarından çark ettiler.

Merkez Bankası bu akşam olağanüstü toplanıyor.

Beklenen ciddi bir faiz artırımıdır.

Buraya gelindi ise sormak lazım o cakalar neyin nesiydi?

Tayyip Erdoğan değil miydi bir hafta önce faizi artırmadığı için Merkez Bankasını tebrik eden?

Sormak lazım o zaman bu akşam ki toplantı niye?

Görüyorsunuz üç-beş gün sonra kendini yalanlayan bir kadro yönetiyor Türkiye'yi!

Koskoca Merkez Bankasının başında ise bir elektrikçi!

Paranın patronu elektrikçi olursa cereyan haliyle kaçınılmaz oluyor!

BALYOZ CD'LERİ VE ALİ CENGİZ OYUNU!

TÜBİTAK Balyoz CD'lerinde oynama olduğunu belirlemiş ki bunun anlamı davanın çökmesidir zira bütün dava o CD üzerinden şekillenmişti.

Buradan hareketle bu davanın yeniden görülmesi artık kaçınılmazdır.

Dahası, o sahte CD'lerle karar veren ve CD'leri araştırmayan savcılarla hâkimler behemehal hesaba çekilmelidir.

Buradan hareketle amaç başka yani yolsuzluktan sakınma olsa da F Tipi örgüte mensup savcı ile hâkimlerin kilit noktalardan alınmalarını destekliyoruz.

Ancak F Tipi örgüt bahane edilerek, kim yolsuzluğun üstüne gidiyorsa onun yaftalandığı da vakıadır.

Mesela AKP'li Akşam gazetesinin manşetten hedefe oturttuğu Zekeriya Öz'ün yerine atanan yeni savcı Ali Cengiz Hacıosmanoğlu olayı böyledir.

Cengiz bey benim ortaokulda üç sene sıra arkadaşımdı ve hala görüşürüz.

Asla ve kata Fethullahçı olmadığı gibi siyasi kimliği olmayan değerlerine bağlı gerçek bir hukuk ve kanun adamıdır.

İşte böyle birinin bile AKP medyası tarafından paralel devletin adamı denilerek hedef alınması bu ambalajla yolsuzluktan korunmaktan başka bir şey değildir.

F Tipi yargıca elbette 'hayır' ama o ambalaj ile namuslu savcılara operasyona da hayır!

YAVRU MUHALEFETİN ÜLKÜCÜLERİ

Haberi okuyan spiker yavru muhalefet deyince galeyana gelip TRT'yi bastılar.

Evet sözde ülkücülerin MHP için yapılan bu yakıştırma sonrası verdiği tepkilerden söz ediyorum.

Pardon ama bu kadar hassas olan bu sözde ülkücüler bugüne kadar nerede idiler?

Tayyip Apo ile kol kola girerken neden saklandılar ve kitlesel tepki vermediler?

TC'ler valiliklerden indirilirken nerede idiler?

Amerikan askeri İncirlik Camii'ni basın Kur'anı tekmelerden niye pıstılar?

Diyarbakır'da bayrağımız indirilip çiğnenirken niye sustular?

Suriye'de onbinlerce Müslümanın kanına girilirken neden saklandılar.

Yoksa yavru muhalefet ifadesi, Kur'an, bayrak

ve TC'den daha mı mühim?