PKK

BDP Milletvekili Gültan Kışanak’ın Washington dönüşü Radikal gazetesine verdiği demeç manşetlikti:

“ABD’den rol istedik.” (3 Mayıs 2012)

Sebebi ziyaretleri zaten yola çıktıkları gün, Taraf gazetesinin manşetindeydi:

KESK, TTB ve TMMOB yöneticileri okumuyorlar mı?

Bu manşetleri, hiç kuşkusuz KESK, TTB ve TMMOB yöneticileri de okuyorlar. Çünkü Taraf ve Radikal onların gazeteleri.

EMEP’ten hiç söz etmiyorum. Çünkü o parti BDP’nin gölgesi altında güneş ışığı alamadığı için, kuruyup gitmektedir.

Peki ÖDP, TKP ve diğer sol partiler okumuyorlar mı, onların da ihtiyacı var.

BDP, Amerikan emperyalizminden “rol talep ediyor” ve bunu gazetelerden bir kez daha ilan ediyor. Gizlisi saklısı yok! Bu rol talebi elbette aynı zamanda PKK adınadır.

ABD’den rol alarak “emek” ve “sosyalizm”???

PKK/BDP’ye söylenecek sözün artık bir yararı yok. Çünkü 1991 yılında ABD’nin Irak’ın kuzeyini işgal etmesinden beri siyaset budur. Bütün umudunu ABD’nin bölge ülkelerini bölmesine ve İsrail’in sınırlarını Fırat ırmağına getirmesine bağlamıştır.

Peki “emek”ten, “sol”dan, “sosyalizm”den söz edenler?

Sosyalizmlerini ABD emperyalizminden “rol alarak” mı kuracaklar?

“Sınıf mücadelesi” dedikleri ABD’nin dağıttığı rolün icabı mıdır?

Ortadoğu “Kürt” denklemi

PKK, ayrılıkçıdır ve ayrılmanın matematiğini biliyor. Ortadoğu denkleminde ayrı Kürt devleti ancak ABD ve İsrail’den rol alarak kurulabilir. Başka deyişle ayrılıkçılık eşittir emperyalizm işbirlikçiliğidir. Denklem böyle kurulmuştur. Siz taşların yerini kafanıza göre değiştiremezsiniz!

Emeğin, devrimin, uygarlığın, özgürlüğün, insan haklarının ve sosyalizm mücadelesinin denkleminde ise, birlik vardır. Ortadoğu’nun her ülkesinin birliği ve Ortadoğu ülkelerinin ABD müdahalesine karşı birliği!

Kendi zihinlerinde PKK/BDP’yi emek güçlerinin yanına koyanlar, en başta Kürtlerimizi aldatıyorlar ve bir bütün olarak Türkiye halkından kopuyorlar.

PKK’ye dokunan ABD’ye dokunur

Orhan Bursalı gibi bazı yazarlarımız ve Celal İnceoğlu gibi okurlarımız da “ABD ile AKP’nin PKK’yi tasfiye edecekleri” yönündeki haberlere inanıyorlar.

Tarihsel süreçlerin denklemleri vardır. Bir takım sözde “haberler” o denklemleri bozmaz, ancak kafaları bozar.

ABD’nin Ortadoğu siyasetinin merkezinde İsrail’in yanında İkinci İsrail’i, yani Kukla Kürdistan’ı kurmak vardır. Bundan vazgeçmez.

Bugün Ortadoğu’da ABD’nin İsrail’den sonraki baş aktörü PKK’dir; hatta Barzani’den önce PKK’dir.

ABD, Barzani ile Barzanistan’ı kurmuştur ve o Barzanistan’ın yaşama şansı yoktur. Kukla Kürdistan ise, ancak PKK ile kurulabilir. Türkiye, Suriye ve İran’da varolan ve Kuzey Irak dahil hepsini birleştirme kabiliyeti olabilecek tek örgüt, PKK’dir. Bunu ABD, herkesten iyi bilir.

Zaten PKK olmasa, Barzanistan da ayakta kalamaz. ABD, Türkiye’nin şakağına PKK’yi dayayarak, Barzanistan’ı yaşatmaktadır. Barzanistan’ı Diyarbakır ve Doğu Akdeniz’e doğru büyütmek, Barzani ile mümkün değildir. ABD’nin ve İsrail’in tek şansı PKK’dir. O nedenle PKK’ye dokunan, ABD’ye dokunur. Tıpkı Fethullah Gülen’e dokunmak gibi.

İki aşama üç aktör

ABD ile BDP/PKK arasındaki görüşmelerin içeriğini Savaş Süzal doğru yazdı:

“Washington, BDP heyetine sabırlı olmalarını öncelikle Kuzey Irak’taki Kürt devletinin kurulmasına zaman verilmesini, daha sonra taleplerinin dikkate alınacağını söylemiş. Zira Amerika’nın planları gereğince Barzani ve Talabani önderliğindeki Kürt devletinin hamiliğini de Tayyip Bey hükümetine vermeyi düşünüyor ABD yönetimi.” (Yeni Çağ, 4 Mayıs 2012)

İlk adım, Barzanistan’ın Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül desteğiyle Kerkük’e kavuşturulması ve yasallaştırılmasıdır.

Ondan sonra, sahnede PKK’yi göreceğiz. Baş rol ona geçecek.

ABD’nin senaryosundaki bu rol paylaşımında, üç aktör gözüküyor: Barzani, Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül ikilisi ve Abdullah Öcalan.

Bölücü Anayasa’nın aktörlerine bakın: Yine aynı isimler!

Figüranlar ise, Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli.

KESK, TTB ve TMMOB yönetiminin rolleri

Peki KESK, TTB ve TMMOB gibi BDP’nin kuyruğuna takılan, bölücülüğü bütün düzlemlerde koruyan ve destekleyen meslek örgütleri yöneticileri hangi rolü üstlendiler?

Bunun cevabını kamu çalışanlarına, hekimlere, mimarlara ve mühendislere bırakıyoruz.