PKK’nın temellerini 2. Abdülhamit attı

Başta AKP’nin tepe yönetimi olmak üzere, bugün kendilerini dindar gösteren siyasal dinciler; Osmanlı Padişahı 2. Abdülhamit’i yere göğe sığdıramıyorlar.
Halbuki Osmanlı padişahları içinde en fazla toprak onun zamanında kaybedilmiştir. Açın 1878 yılında imzaladığı Berlin Antlaşması’nı okuyun. 2. Abdülhamit Kars ve Ardahan’ı bile Ruslara vermişti. Elbette Romanya, Sırbistan, Karadağ, hatta Bosna Hersek de gitmişti. Kıbrıs’ı da İngilizler’e hediye etmişti. Tıpkı ünlü Bergama Tapınağı’nı, “Eski üç beş taş!” diyerek Almanlara vermesi gibi…

EN ÖDLEK PADİŞAH

Tarihimizde 1876’da açılan ilk Meclis’i 1878’de kapatarak milli iradeyi çiğneyen bu diktatörü, bugünkü TBMM’yi devredışı bırakmaya uğraşan AKP’lilerin sevmesi anlaşılabilir. Ama 2. Abdülhamit Osmanlı padişahlarının en ödleğidir. İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif onu anlatırken, “Kafes ardında hanımlar gibi saklıydı Hamid” diyerek durumu özetlemektedir. Diğer bir beyti şöyle:
“Gölgesinden bile korkup bağıran bir ödlek
Otuz üç yıl bizi korkuttu “Şeriat!” diyerek”
Zulüm, yoksulluk ve cehalet sistemini şeriat perdesi altında gizleyen bu padişahı sadece Mehmet Akif değil Şair Eşref de korkak ilan etmiştir:
“Besmele guş eyleyen (duyan) Şeytan gibi
Korkuyorsun “Höt!” dese bir ecnebi”
Onun korkaklığının en kuvvetli tanıklarından birisi de sarayında danışman olarak tuttuğu ünlü Said Paşa’dır. Said Paşa anılarında özetle diyor ki: “Rus ordularını durdurmak için Büyükçekmece ile Terkos gölleri arasında bir savunma hattı kurulmasını önerdim. Padişah, “Rusları kızdırırız!” diyerek bu önerime karşı çıktı. Hatta donanmayı da Boğaz’a bu yüzden çıkarttırmadı. (Kaynak: Said Paşa Günlüğü, s. 112)
Bunun sonucu ne oldu?
Rus ordusu ta Bakırköy’e kadar geldi. İngiltere, Avusturya ve Almanya araya girip Rusları tehdit etmeseler İstanbul elden gidiyordu.
İşte böyle birisini yüceltiyorlar şimdi…
2. Abdülhamit’in kapıldığı derin korku yüzünden müthiş bir hafiye sistemi kurduğunu, böylece ülkenin kuşatılıp batağa sürüklendiğini, dönemin Düyun-ı Umumiye Başkanı Lui Ramber’in günlüğü de pek açık ispat ediyor. Bu anılar, Tercüman Yayınları’ndan “Gizli Notlar” adıyla çıkmıştır. Abdülhamit sevdalıları okusunlar da devleti üç kuruş borç alabilmek için Ermeni bankerlere yalvartan “Ulu Hakan Abdülhamit Han”ı görsünler.

TERÖRÜN BABASI
Türk’üm diyeni zindana tıktıran Abdülhamit kendisini “Kürtlerin Babası” ilan ederek Kürtçülüğe dolaylı destek verdi. Bölgedeki Sünni Kürt aşiretlerinden Hamidiye Alayları denilen başıbozuk alaylar kurdurdu. Niyeti bunları Ermenilere karşı kullanmaktı. Bu çapulcu birlikler Ermeniler kadar bölgedeki Alevi Türkmenleri de katlettiler. Bu yetmeyince birbirlerine saldırdılar.
1925 yılında cumhuriyete karşı Kürtçü-İslamcı bir ayaklanma çıkartan Şeyh Said de Hamidiye Alayları geleneğinin ürünüdür. Bu gelenek Kürtçü/Kürdistancı bir çizgi halinde yaşadı ve 1978’de PKK adıyla yeniden sokağa indi.
Bugün eğer PKK bu kadar yaygın ise, arkasında duran sembolik kişi, Kürtlerin Babası olmakla övünen Türk düşmanı 2. Abdülhamit’tir.
Barış Süreci, Kürt Açılımı, Demokratik Çözüm gibi projelerle PKK’nın elini kuvvetlendiren AKP çizgisinin bugün ortaya çıkıp Kürtlerin Babası’nı övmeleri hiç de şaşırtıcı değildir.
Bilinmelidir ki: 1915’te savaş sürecinde iç ayaklanma çıkarmamaları için Anadolu’dan toplanıp Suriye’ye sürülen Ermenileri o bölgelerde katledenler de bu Hamidiye artığı Kürt derebeyleri olmuştur.

PROF. VAHDETTİN ENGİN’E CEVAP
Tarihçi Vahdettin Engin, Doğu Perinçek ile Ulusal Kanal’da 2. Abdülhamit’i konuştukları programda dedi ki: “Sultan Abdülhamit, hakkında ağır şeyler yazan Mehmet Akif’e bile dokunmadı.”
Yanlış… Çünkü: Mehmet Akif o şiirleri Abdülhamit padişah iken yazamadı. Hiç kimse de açıktan aleyhte tek satır yazamıyordu. Yazılanlar da ancak sözle ağızdan ağıza aktarılarak duyurulabiliyordu.
Vahdettin Bey! Namık Kemal’in “Arş yiğitler vatan imdadına!” diyen kahramanlık şiirini bile yönetimine bir isyan gibi görüp yasaklatan bir padişah, o şiirleri hiç hoş görür mü?