26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Rakka'da boğulmak!

Soner Polat

Soner Polat

Eski Yazar

A+ A-

Kaynaklar hiçbir zaman sonsuz değildir. Askeri yetenekler rasyonel kullanılmalıdır. Savunma Sanayi açısından belirli ölçüde dışa bağımlı bir ülke için bu durum daha da büyük bir önem taşır. Harbin bir lojistiği vardır. Lojistik planlama faktörlerini hesaba katmayanlar hüsrana uğrar!

GERİ DÖNECEĞİM!

Cengiz Han’ın, Kanuni’nin büyük zaferlerinin ardında dâhiyane lojistik planlamalar vardır. Denk kuvvetlerle yapılan mücadelede Japonya ABD’nin tozunu atmıştır. General McArthur, Kral’a söz vermesine rağmen Filipinlerden çekilmek zorunda kalmıştır. Amerikan psikolojik harp kurmayları bu kaçışı, “I Shall come back (Geri döneceğim)” şeklinde dünyaya pazarlamıştır. Sonuçta harbi kazanan McArthur değil, devasa ABD lojistiğidir. Türkiye 250 km. uzaklıktaki bir bölgede askeri harekât yapmadan önce, lojistik zincir başta olmak üzere muharebe sahnesini şekillendirmelidir. Peki, bu mümkün müdür?

DURUM TESPİTİ

Rakka bölgesinde sahadaki aktörlerin siyasi ve askeri hedefleri birbirine taban tabana zıttır! Bu bölgede ABD ile birlikte harekât yapmak demek, onun kara gücü olan PYD ile doğrudan ya da dolaylı ilişkiye girmek anlamına gelir. Bunun “mümkün olmadığını” ileri sürenler, harekât alanında riskli bir durumla karşı karşıya kalmayı göze almalıdır. O bölgede nasıl bir ihanete uğrayacağınızı tahmin bile edemezsiniz. Tıpkı dengesiz bir savunmaya sahip futbol takımı gibi sık sık arkaya adam kaçırırsınız. Büyük zayiat verir, kaynaklarınızı heba edersiniz!

Kaldı ki Rakka’yı Batı’dan da Suriye rejim güçleri zorlamaktadır. Bir taraftan siyasi hedefin, “Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlamak olduğunu” söylerken, diğer taraftan Suriye’yi bölen güçlerle işbirliği yapmak herhalde açıklanabilir bir şey değildir! Ayrıca böyle bir girişim sizi Rusya ve diğer ülkelerin uzağına düşürür. Böyle bir düşünce hiç kuşkusuz, politika üretmedeki zafiyetin açık, seçik ve net bir göstergesidir. Politika yoksa strateji de yoktur. Strateji yoksa taktikler bir işe yaramaz. Oradan oraya savrulursunuz. Hedefe hizmet etmeyen taktikler kaynak israfıdır.

SORULAR

Karar verici makamlar şu soruları kendi kendilerine sormalıdır! ABD niçin IŞİD’in, bir petrol kenti olan Rakka’yı uzun süre denetiminde tutmasına rıza gösterdi? Şimdi niçin ele geçirmek istiyor? Alacağı bu önemli kenti Suriye rejimine ikram eder mi? Irak’ın doğusuna göz atın! Rakka’daki gelişmeler, Irak’ın doğusundan bağımsız düşünülebilir mi? Hem Irak’ı hem de Suriye’yi geri dönülmez şekilde bölecek sinsi ve tehlikeli faaliyetlerin ağırlık merkezi bu bölge değil mi? Oyun çok açık oynanıyor… Rakibin bu oyun planını çözmek için Beckenbauer olmak gerekmiyor!

HER POLİTİKANIN BİR OMURGASI VARDIR

ABD’ye bakın! AKP’nin 2011 yılından bu yana önerdiği güvenli bölgeye karşı çıkıyor. Kendisi açısından son kerte tutarlı. Çünkü böyle bir girişim ABD’nin kantonları birleştirme amacını baltalıyor. Yani siyasi hedefine hizmet etmiyor. Sudan bahanelerle geçiştiriyor…

Cerablus, Münbiç, Al Bab ile iştigal ederken birdenbire Rakka’ya uçarsanız, bütün dünya bunu, “Türkiye henüz köşeleri olan bir politika oluşturamadı!” şeklinde okur. İlgili ülkeler mevcut Suriye politikalarına daha güçlü bir şekilde yapışır ve geri adım atmaz. Türkiye’yi tavize zorlar… Her politikanın bir omurgası vardır. Satranç oynarken zar atamazsınız. Küçük manevralar, aldatıcı ve yanıltıcı taktikler tabii ki doğaldır ama aynı anda hem Fırat hem de Dicle üzerinde kürek çekemezsiniz!

NASIL BİR POLİTİKA

Politika aynı zamanda öncelikleri belirlemektir. Bu öncelikler ara hedefler dizgisi üzerinden ana hedefle buluşur. Siyasi hedefe ancak bu şekilde ulaşılabilir. Türkiye’nin öncelikleri şu şekilde olmalıdır:

1 - Cerablus-Azez arasındaki hattan 45 km. derinliğe kadar olan bölgede (Kantonlar arasındaki bölge- Güvenli bölge) dolaylı ya da doğrudan yöntemlerle askeri denetim sağlamak.

2 - Afrin kantonunu dağıtmak.

3 - Cezire ve Kobani’deki devletimsi yapıları ortadan kaldırarak, bu sahanın PKK’nın lojistik üssü olarak kullanılmasını engellemek.

4 - Rakka dâhil IŞİD, El Nusra (Yeni adı: Fetih El Şam) ve diğer terörist grupların kontrolü altında bulunan bölgelerde sahadaki dengeleri de gözeterek Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunan kuvvetlerle birlikte hareket etmek!